Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Hakan Kara’ya açık mektup

09 Haziran 2019 Pazar

Sevgili Hakan,
Duydum ki, mektuplarını bile vermiyorlarmış sana!
Hani haksızlık yapılan, zulme uğrayan kişiler için, yapılan haksızlığı, zulmü vurgulamak amacıyla “Utanmıyorsanız, fırıncıya söyleyin ekmek de vermesin!” derler ya,
Sana yapılan katmerli zulüm de o hesap herhalde!

***

Sevgili Hakan,
Bilirsin, ben bir toplumbilim öğrencisi olarak, içinde yaşadığım, yıllarca dersler, konferanslar vererek, makaleler, kitaplar yazarak, televizyon programları yaparak insanlarını eğitmeye çalıştığım toplumun söylem ve eylemlerinin sorumluluklarını da taşırım.
Sana bu mektubu, o sorumluluk duygusunun yol açtığı utançla yazıyorum.

***

Sevgili Hakan,
Sana bu yapılanlardan dolayı:
Utanıyorum, hem de çok utanıyorum...
Toplum adına özür diliyorum, çok, çok özür diliyorum senden...
Ve senin gibi aynı zulme, aynı haksızlığa, aynı hukuksuzluğa, aynı adaletsizliğe, aynı maddi manevi işkenceye uğrayanlardan!
(“Sen kim oluyorsun da ‘Toplum adına’ özür diliyorsun?” diye eleştiren olursa:
Ben, zamanın ve evrenin sonsuzluğunda HİÇ olduğunu bilen ve kendilerini (hadlerini) bilemeyenlere de HİÇ olduklarını anımsatmaya çalışan bir öğrenciyim.)

***

Sevgili Hakan sana yapılan haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlikler o kadar çok ve o kadar katmerli ki hangi birine üzülsem, hangi birinden utansam bilemiyorum:
Dünyanın en iyi kalpli, en yumuşak, en uygar, en demokrat, en şiddete karşı insanlarından biri olan sen, akıl almaz bir biçimde PKK, FETÖ ve DHKP-C olarak üç farklı terör örgütüne birden yardım etmekle suçlandın...
Seni suçlayanlar adına çok utandım; bu haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizliğe karşı çıktım.
Seni suçlamak için tatil rezervasyonu yaptırdığın bir turizm şirketini bahane olarak kullandılar...
Ben yine utandım; bu saçmalığı yazılarımda anlatmaya çalıştım.
Bu şirketi aramış olmanı delil olarak kullanarak seni hapse mahkûm ederlerken, o şirketin sahibini Turizm Bakanı yaptılar...
Ben daha da çok utandım; bu çelişkiyi gazetede, televizyonda vurguladım.
Ağır bir kalp ameliyatı ve ameliyat sonrası ölümcül bir enfeksiyon geçirmiş olmana rağmen seni hapse attılar...
Utancımdan ağladım; isyan ettim, tekrar yazılar yazdım, konuşmalar yaptım.
Derken yapılan haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizliklere rağmen tahliye edildin ama bu da sana çok görüldü; aynı davada 5 yıldan az ceza alan arkadaşlarla birlikte, daha fazla ceza alanlar dışardayken yine hapse atıldın.
Yaşadığım katmerli utanç ile, yeniden yazılar yazdım, konuşmalar yaptım, bu saçmalığı, bu haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik ve mantıksızlığı gazetede ve televizyonda dile getirmeye çalıştım.
Ve şimdi öğreniyorum ki, yazar ismin Hakan Kara, resmi evraktaki ismin Hakan Karasinir olduğu için, Hakan Kara adına yazılan mektuplarını bile sana vermiyorlarmış.

***

Sevgili Hakan,
Biliyorum, bu toplumda, haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, maddi manevi işkenceye uğrayan tek insan sen değilsin...
Sana ve başkalarına bu yapılanlardan dolayı derin ve katmerli bir utanç duyan tek insan da ben değilim...
Ve yine biliyorum ki, Sokrates’i mahkûm eden yargıç kılıklı mahlûkların safında yer almaktansa...
Sokrates’in peşinde koştuğu gerçeğin, adaletin, hakkın, hukukun yanında yer almayı tercih edenler daima olacaktır.

***

Seni seviyoruz ve sayıyoruz Hakan Kara:
Mektuplarını engelleyebilirler...
Ama sana duyulan sevgi ve saygıyı asla!

***

Sevgili dostlarım Yakışıklı Önder Çelik, Değerli Avukat Mustafa Kemal Güngör, Dürüst Muhasebeci Adaşım Emre İper, Büyük Sanatçı Uluslararası Karikatürist Musa Kart ve Filozof Gazeteci Güray Öz (Öztekin) de Hakan Kara (Karasinir) ile aynı yerde aynı haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizliklere mahkûm edilmiş olarak, daha pek çok suçsuz insanla birlikte çile dolduruyorlar.
Mektup adresleri aşağıda:
Kocaeli 1 No’lu F Tipi Cezaevi,
Cezaevi PTT Şubesi
İzmit/Kocaeli  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları