Elçin Poyrazlar

Uykularınız kaçsın!

11 Aralık 2020 Cuma

Bir kadın yaşadığı tacizi ne yapmalı?

Yıllarca ailesine, çevresine, işine, itibarına zarar gelmesin diye göğsünde sakladığı yarasını ne zaman açıp göstermeli?

Kurban olma konumu, suçlanma, aşağılanma, giydiği giysi ya da bulunduğu mekan yüzünden tacizi hak ettiği saldırılarına maruz kalacağını bile bile, suskunluğunu nasıl bozmalı?

Ona saldıran erkek, utancını ve suçluluk duygusunu kadına yükleyip parlak başarısıyla gerinirken sadece izlemeli ve çok da abartmamalı mı?

Edebiyat, sinema, medya, akademi, tıp, hukuk, siyaset…Her alanda erkek tanrıları çamurdan yaratıp tapınan erkeklerin yaptığı gibi her türlü insani suçtan ve zaaftan onları muaf mı tutmalı?

Yoksa ‘Olur böyle hatalar. Bir eril faillik yapmış’ deyip geçmeli mi?

Sustukça küçülmeli, sustukça kendini eritmeli, sustukça azalmalı mı kadın?

Doğru. Bu topraklarda ‘az kadın’ makbuldür. 

Az görünen, az konuşan, az ağlayan, az çalışan, az gezen, az var olan kadın münasiptir. 

Az kadınla çoğalır erkekler. 

Az kadın o dev erklerini taşımak için ideal ölçüdür. 

Peki erkek-tanrıların azılı müritleri bir kadının erkek tacizini kaç kere yaşadığını bilebilir mi?

Her sokağa çıktığında arkasına bakmak zorunda kalışını, bir erkekten davet aldığında yalnız kalmamak için uğraşmasını, patronuysa anlamazlığa gelmesini, dilinin tutulmasını, kendini banyoya kapatıp tacizcisinden özür dilemesini, kaçmak için pencereden atlamayı düşünmesini…

Bunları bilebilir misiniz?

Peki çok çok sonra zayıf bir kadın sesi tacizcisini tedirgin parmağıyla ifşa ettiğinde o sesin ona verdiği temiz nefesi?

Biz o tedirgin sesi çok iyi tanıdığımız için ona inanırız. 

Siz ise ilk ifşada ‘Acaba yalan mı söylüyor?’ diye önce kadından kuşku duyarsınız.  

‘Flört ile tacizi karıştırmayalım’ dersiniz. 

‘Kanıt gösterin! Açıklamak için neden bu kadar beklemiş?’ diye tepinirsiniz. 

Biz beklemedik. 

Bunları duymaya geç kalan sizin kulaklarınız. 

Biz her gün o ağır yaranın altında nefessiz kalırken siz erkek-tanrılarınızı yaldıza boyamakla meşguldünüz. 

Kadınlar ödeyecekleri bedellere, titreyen ellerine, zincirlerine rağmen o sesin peşinden gitti. 

Erkek tanrılarınızdan ve sizden yaralarımızı sarmanızı beklemiyoruz.

İlk çığlık atıldı. O çığlığın yarattığı çatlağın ışığına tutunacağız. 

Tacizi, tecavüzü, şiddeti ifşa ettikçe çoğalacağız.

Azar azar çoğalıp tüm faillerin ve suç ortaklarının uykularını kaçıracağız. 

Okura not: Bu yazı yazar Hasan Ali Toptaş’ın tacizlerini ortaya çıkararak sönmeyeceğine inandığım bir isyan dalgası başlatan ve yaşadıkları saldırıları konuşma cesareti gösteren tüm kadınlar için yazıldı. Kadın dayanışmasına selam olsun..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları