Elçin Poyrazlar

Türkiye’nin Ortadoğu misyonu

13 Ekim 2023 Cuma

Hamas’ın İsrail’e düzenlediği sürpriz saldırının ardından İsrail abluka altındaki Gazze’yi dümdüz edecek bir hava bombardımanı başlattı. 

Birleşmiş Milletler (BM) raportörleri İsrail’in bu harekâtını “toplu bir cezalandırma” olarak tanımlıyor. Gazze’de 16 yıldır yasadışı şekilde ablukada yaşayan sivil halk, bu sürede 5 büyük savaşa tanıklık etti. 

Hamas’ın askeri kapasitesini yok etmeyi hedefleyen İsrail, kara harekâtı için Gazze sınırına yüz binlerce asker yığdı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ülkesinin artık bir savaşta olduğunu ilan ederek Hamas saldırısını El Kaide’nin ABD’ye düzenlediği 11 Eylül saldırılarına benzetti. 

Bölge ülkelerini de içine çekebilecek Ortadoğu’daki bu savaş döngüsünde krizin ilk haftasında Ankara’dan dengeli mesajlar geliyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan her iki tarafa da sivil halka saldırılardan kaçınmaları ve itidalli davranmaları konusunda çağrıda bulundu. 

Erdoğan ayrıca Türkiye’nin İsrail-Filistin çatışmasında arabulucu rolüne girme arzusundan da söz etti. Bölgede kalıcı barışın sağlanması konusunda Ankara’nın gerçekten oynayabileceği bir rol var mı?

2010’da Mavi Marmara kriziyle kopan Türkiye-İsrail ilişkileri son dönemde yakınlaşma diplomasisi içine girmişti. Erdoğan ile Netanyahu bu sene eylül ayında New York’taki BM toplantısı için ilk kez yüz yüze bir araya geldi. 

Azerbaycan, İran’la rekabet, İsrail’in Suudi Arabistan’la ilişkileri normalleştirme gibi konularda iki ülke benzer çizgilerde bulunuyor. Üstelik İsrail ile Türkiye arasındaki doğalgaz boru hattı projesi de Ankara için önemli görünüyor. 

HAMAS SEMPATİSİ

Ankara geleneksel olarak İsrail-Filistin sorununun BM kararları çerçevesinde çözülmesi pozisyonunu korumuş olsa da AKP iktidarının Hamas’a sempatiyle bakması İsrail için ciddi bir sorun teşkil ediyor.

Ankara’nın Hamas’ı bir terör örgütü olarak tanımlamaması, Hamas liderlerinin İstanbul’da ofisinin bulunması, hatta bazı iddialara göre Hamas liderlerine Türkiye vatandaşlığı verilmesi dünya kamuoyu gözünde Ankara’nın tarafsızlığına gölge düşürebilir. 

Erdoğan, bu hafta ABD’nin İsrail’e destek vermek için bölgeye uçak gemisi göndermesini açık bir dille eleştirdiği konuşmasında ABD’nin bölgedeki varlığına dikkat çekerek “Suriye’de ABD üslerinin ne işi var?” demişti.

Filistin meselesi Türkiye iç kamuoyu için de oldukça hassas bir mesele. 

TABANLA ÇELİŞİYOR

Mart 2024 yerel seçimlerine hazırlanan AKP iktidarının İsrail konusunda ne süreyle “dengeci” bir söylemi devam ettirebileceği büyük merak konusu. 

Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Nazif Yılmaz’ın sosyal medya hesabından Gazze’nin bombalanma görüntülerini paylaşan Netanyahu’ya “Bir gün seni de vuracaklar... Gebereceksin” demesi AKP hükümeti ve tabanında İsrail’e bakışı ortaya koyuyor. 

Türkiye’nin bölgedeki jeopolitik çıkarları ve güvenliği fevri ideolojik savrulmalara feda edilemeyecek kadar önemli. 

Ortadoğu’da adeta bir Batı-Doğu çatışmasına yönelik tehlike çanları çalarken bu son derece kritik oyunda duygusal patlamalar ve öfke nöbetleriyle değil soğukkanlı ve akılcı hamlelerle ilerlenmesi gerekiyor. 

Suriye iç savaşı başladığında arabuluculuk rolüne soyunan Türkiye’nin bugün gelinen noktada sınırına yığılan ciddi tehditlerden ders çıkarması iyi bir başlangıç olabilir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları