Ebru Kılıçoğlu

Ölüm ve kalım

16 Şubat 2024 Cuma

İşin adı ‘play-off’ olduğunda, maçın nerede-ne zaman oynandığına bakılmaksızın bir ölüm-kalım mücadelesi oluyor müsabakalar. Nitekim bunun bilincinde başlıyor Galatasaray maça. Kurulan baskıda, özellikle Kerem Demirbay’ın elindeki tüm teknik performansı bu maçta sergilemesinin etkisi büyük. Bir de rakip savunmayı sırtından bir türlü silkeleyemediği için ‘Gol atamıyorum bari attırayım’ diyen Icardi’nin yarattığı paslarla oyuna katkısı ön plana çıkıyor. Özetle Galatasaray’da ofansif anlamda ışıl ışıl bir tablo var. Nitekim birçok net pozisyondan sonra 19’da Icardi’nin asistini son derece yaratıcı bir şutla Demirbay ağlara yolluyor. Ancak bu ışıltılı tablo, ilk yarının sonlarından itibaren kendini toparlayan Sparta Prag’ın Galatasaray’ın kalesine gelmeye başlamasıyla değişiyor. Zira defanstaki eksiklikler adeta ön dişleri noksan bir ağız gibi sırıtıyor… İkinci yarının hemen başında buldukları golle (47’de Preciado) öz güvenleri de iyice kamçılanıyor. Galatasaray’ın deneyip deneyip bulamadığı ikinci gol 60’da yine Icardi’nin asistiyle Mertens’ten geliyor. Ama buna sevinemeden 62’de Nelsson kırımızı ile oyundan atılıyor, 65’te Kuchta skoru dengeliyor. 80’de Ryness’in kırmızı kartı ile oyun ‘kusursuz bir fırtına’ya dönüşüyor. Zira gerilim ister istemez futbolculara yansıyor. İki kaleyi de etkileyen bol dalgalı, fazlasıyla çalkantılı, şimşek-fırtına arasında golü atan isim, Galatasaray’ın biricik aşkı oluyor (90+1). İlk maçın ölüm kısmı Prag’a düşüyor…



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Prens ve kral 20 Kasım 2024
Kimyasal bağ 11 Kasım 2024
Futbolcudan ötesi 9 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları