Deniz Ülkütekin
Deniz Ülkütekin deniz.ulkutekin@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Tepkisiz toplum etkisiz siyaset

23 Kasım 2024 Cumartesi

Toplumla siyasetin ilişkisi mutsuz bir evlilik gibidir. Siyaset sürekli bir takım vaatlerde bulunur ancak bunların pek azı gerçekleşir.

Toplum ise sürekli siyasetçilerden umutsuz olduğunu dile getirir. Ancak siyaset kurumuna bağlılığını seçimlere katılarak göstermeyi de eksik etmez.

Ancak son dönemlerde toplumun siyaset kurumundan yakınmalarına benzer tepkiler karşı taraftan da gelmeye başladı.

Günümüzde pek çok siyasi taraf, doğal olarak da muhalif taraflar toplumun tepkisizliğini daha sık eleştirir oldu.

Narin Gülan cinayeti, Yenidoğan Çetesi, sokak ortasında katledilen, internet sohbet topluluklarında şantaj ve zorbalığa uğrayan gencecik kızlar gibi toplum vicdanını yaralayan olaylar…

Toplumu ideolojik anlamda şoka uğratan, terörist başının mecliste konuşmasını talep eden siyasi liderlerin hem tarihsel siyasi çizgilerine hem de son dönemdeki tutumlarına tamamen ters açıklamaları.

Giderek derinleşen ekonomik kriz, iktidar kanadından gelen tahrik edici açıklamalar, giderek derinleşen ekonomik kriz zaten yaşantımızda var olan sorunlar. Yine de sormak gerek.

Neler oluyor? Neden kitleler, muhalif siyasetin en büyük yaptırım gücü olan toplanma ve gösteri hakkını kullanmaktan feragât etmiş gibi görünüyor?

Her akşam televizyon başında oturulup izlenen ve reyting rekorları kıran diziler gibi mi takip ediliyor artık siyaset? “Bakalım bu bölümde ne olacak?”

Elbette giderek otokratik duruma gelen iktidarın “güvenlik” etiketi altında bireysel hak ve özgürlükleri sınırlayan uygulamalarından söz edebiliriz.

Ancak kitlelerin gücü böyle anlarda ortaya çıkmaz mı zaten? Görünen o ki artık işler öyle yürümüyor.

Ancak ben bu tepkisizlik halini umursamazlık olarak yorumlamıyorum. Kimilerinin tersine televizyon izleme kültürünün gerçekle kurgu arasındaki algı mesafesini daralttığını da düşünmüyorum.

Bana kalırsa toplum bir şok içinde ve bu tepkisizlik şok geçiren bir bedenin kaskatı kesilmesinden başka birşey değil.

Geçmiş deneyimlerimizle okumaya çalıştığımız tüm süreçler alaşağı ediliyor. Kendisinden beklenenin tam tersini yapan figürler “ezberleri bozuyor” tınıları eşliğinde alkışlanıyor.

Ezberleri bozmak belki değerli ama herkesin ezberi bozduğu bir dünyada söylemi kalmayan kitlelerin katatonisine bakıp “Neden böyle?” demek de biraz abes kaçıyor.

Çünkü sıradan insanların oluşturduğu “ortak akıl” kendisiyle “yönetenler” arasında bağ kuracak makul figürlerin birer birer ortadan kaybolduğuna tanık oluyor.

Biraz amiyane bir söylem olacak ama sosyopat ve psikopat yönetim becerilerinin görünür olduğu bir çağdayız ve bu çağda gerçeklerin kurguya evrilmesi devasa bir zihinsel kaçıştan başkası değil.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Düş adacıkları 30 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları