Deniz Ülkütekin
Deniz Ülkütekin deniz.ulkutekin@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Tekinsizliğe karışan deli

17 Kasım 2024 Pazar

Birkaç farklı yerde, farklı tonlarda ve farklı cümlelerle bilgi sahibi olduğum bir anektod: 

Eskiden mahallelerin ve köylerinde delileri olurdu. Kimseye bir zararları olmazdı. Hatta ahali tarafından bir ölçüde kabullenip bakılırlardı da.

Geçmişe yönelik bu deli güzellemesi boşuna değil. Çünkü bize bir dönemin ruhunu anlatıyor. 

Büyük anlamı ile kategorilendirilebilmış bir marjinallik tanımı sunuyor.

Tüm gününü kendi çıkarını gözeterek yaşayan toplumun temiz vicdanının son ve silik bir yansımasıydı deli portresi.

Artık o deliler çok uzaklara gittiler ve siz de biliyorsunuz bir daha dönmeyeceksin. Çünkü mahallelerimiz ve köylerimiz onların barınamayacağı kadar steril ve bir o kadar da tekinsiz.

Tekinsizlik, post modernizm ile güncel olan bir kavram.

Psikolojinin 19. yüzyıldan beri üzerine kafa yorduğu Freud'un tanımıyla bir zamanlar tanıdık, bilindik olanın bilinçdışına itilme halidir.

Metaforik olarak çağdaş toplumun ve bireyin altındaki kavramsal zeminin kayganlığı ve buna yol açan entelektüel belirsizliğin birey üzerindeki sonuçları incelendiğinde şöyle bir sonuca varabiliiz:

Yersizlik yurtsuzluk, evsizlik, tanıdık ile yabancı arasındaki gerilim günümüzde hem ülkemiz hem de küresel siyaset ile ne kadar için konular değil mi? Bunlar tekinsizlik duygusunun güncel yansımaları. 

En basit tabirle bu ruh hali içinde delilere yer yok. Çünkü tekinsizlik ile başa çıkabilmek bir ölçüde topluca delirmeyi gerektiriyor. 

Ülkemizin yoğun gündemi, özellikle sosyal medya kullananlara "tımarhanede birgün" veya "simülasyonu yeni bir gün" paylaşımları yaptırıyor.

Sırf Türkiye değil tüm dünya bir parça delirirken örneğin ABD başkanlık seçimlerinin dünya çapında yarattığı kaygı eşiği de tekinsizliğın küresel biçimi olarak karşımıza çıkıyor.

Bu sistemde, biraz da espriyle karışık simülasyonun yapı taşı diyebileceğimiz simulakra yani kendini sürekli tekrar eden yapılar aslında tekinsizlığın bir çeşit sağaltıcısı konumundadır.

Orijinalini ve gerçeğinin varolup olmadığını asla bilemediğimiz birbirinin kopyası olmayı anlatan bu kavram günümüz siyasetinin de çekirdeğini oluşturur.

Örnek vermek gerekirse muhalefetin iktidardaki siyasi tutarsızlıkları gündeme getirmesi ve belli bir zaman önce söylenenin tam tersinin kolaylıkla söylenir olmasına tepki göstermesi siyasi ahlak gereğince doğruyken tutarsızlık yarattığı tekinsizlik tam da otoriteyi güçlendirecek bir puslu havanın oluşmasına hizmet edebilir.

Tıpkı gece karanlığında sokaklara düşen çalışanların öğrencilerin Şafak sökene kadar yaşadığı somut tekinsizlik hissi gibi.

Aslında var olmadığımız bir saat diliminde bulunmaya yıllardır neden maruz kaldığımız yanıtı burada da arayabilirsiniz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Düş adacıkları 30 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları