Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Entelektüelliğe sığ bir bakış!
21. yüzyıl entelektüeli nasıl bir tipleme? Gelin bir bakalım…
Bir kere siz onu henüz tam olarak tanımıyorsunuz. Çünkü bugün aydın ve entelektüel olarak ana akım iletişim kanallarından size ulaşanlar önceki yüzyılın pratikleriyle kendilerini geliştirmiş ve donatmış kişiler.
Dolayısıyla düşünce biçimleri, algı becerileri buna göre şekillenmiş. Gördüklerini duyduklarını bu filtrelerden geçirip yorumluyorlar ve size aktarıyorlar.
Peki bu yüzyılın entelektüeli nerede? Onu YouTube’da içerik üretirken, Twitter’da “flood” hazırlarken bulabilirsiniz.
Kalın paragrafları pek sevmez, aktaracağı bilgiyi bölüp parçalayarak, maddeleştirerek sunar.
Okuduğu bilgi külliyatını kendince daraltır, çerçeve çizer, bu kimilerine yüzeysel üzerine emek harcanmamış bilgi gibi görünür.
Oysa onun okuyucuları değil takipçileri vardır. Ve bu takipçiler yüzlerce sayfalık kitapları okumayı, onlara bir video oyunundaymış hissi veren bir serüven değilse istemezler. Hatta bir konu üzerinde 10 dakika bilemedin 20 dakikadan fazla odaklanmak da istemezler. Yaşları düştükçe odaklanma süreleri azalır.
20. yüzyıl onlara “sığ” der. Onlar için bu durum bulundukları kuşağın gerçeğidir.
Aslında kuşaklar arasındaki çatışma yeni değildir. Yeni olan algı eşiklerindeki farklarının büyüklüğüdür.
20. yüzyılın övündüğü akademik değerler, 21. yüzyıl için gelişmenin önündeki engellerdir, günümüz gençlerinin “gelişme” dediği ise öncekiler için “yozlaşma”nın ta kendisidir.
20. yüzyıl entelektüeli ilgilendiği konuya kendini adamıştır. Uzmanlık edinmek için yıllarını vermiştir. O konuda söz söylemek bile çekince olmuştur. Çünkü usta-çırak ilişkisine bağlıdır.
Oysa günümüz algısında bilgi, çoklu yorumlama bileşenlerinin parçalarıdır. Çoklu görevlerle çalışma kültürü ve farklı dalları bir araya getiren laboratuvar çalışmaları öne çıkar.
Bilginin günümüzde büyük değeri var. Ancak bu değer çeşitlenmiş yaklaşımlarla işlenmediği sürece kolay kolay harekete geçemiyor.
Aslında bunun da bir nedeni var, veri akışının ortaya çıkardığı sonuçların bilgisayar teknolojilerinin gelişmesiyle inanılmaz ölçüde hızlanıp artması.
20. yüzyılın damıtılmış, yıllanmış bilgisi, bugünün deneyim odaklı öğrenme yaklaşımıyla karşı karşıya. Bu da entelektüelliğin ölümü mü demek?
Kim bilir, belki de yeniden tanımlanması gereken bir kavramdır. Siz ne dersiniz?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
- FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen öldü
En Çok Okunan Haberler
- Hayatını kaybetti!
- Mansur Yavaş'tan TBMM'ye flaş çağrı!
- TÜİK ekim ayı enflasyon verilerini açıkladı
- 'Erken seçim' çağrısı: CHP tarih verdi
- İşte Belediye Başkanı'nı öldüren saldırganın ifadesi!
- Mardin, Batman ve Halfeti'ye kayyum atandı!
- Serdar Ortaç son malını da satışa çıkardı!
- AKP'den kayyum için ilk açıklama
- AKP’li vekilin PKK yöneticisiyle fotoğrafı gündem oldu!
- İşte sıfır faizli kredi veren bankalar…