Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Gerçeklerimiz
Orhan Bursalı arkadaşımız dünkü Cumhuriyet’teki köşesinde Kadir Has Üniversitesi’nin her yıl yaptığı “sosyal-siyasal eğilimler araştırması”ndan çarpıcı veriler yayımladı. Yalnızca şu sayılar bile toplumumuzun kültürel düzeyini ortaya koymaya yetiyor: “Hiç gazete okumayanlar yüzde 37.1, kitap okumayanlar yüzde 52.8, tiyatroya gitmem diyenler yüzde 69.9, günde 1-5 saat arası TV izleyenler yüzde 75.5, sosyal medya ve bilgisayar oyunlarına 1-5 saat zaman ayıranlar yüzde 65.0.”
Bir gün önce de CNNTürk, İstanbul’daki 6 önemli üniversitenin öğrencileri arasında sosyal medyaya (YouTube, Instagram, WhatsApp, Facebook) ayırdıkları zaman konusunda yaptığı bir soruşturmanın sonuçlarını açıklamıştı. Bu sonuçlarla yukarıdaki veriler örtüşüyor. Özellikle “akıllı” telefonların kullanıcılarını aptallaştırdığı bir süreç yaşıyoruz.
İnsan sormadan edemiyor. Örneğin, herhangi bir fakülteye giden, derslere giren, ders çalışma yükümlülüğü olan, sınavlara hazırlanan bir öğrenci 4, 5 veya 6 saat sosyal medyada oyalanmaya nasıl zaman bulabiliyor?
Öğrenciler, aşırı sosyal medya tutkularını bu iletişim kanallarında “kendilerini ifade edebilme olanağı bulmaları” ile gerekçelendiriyorlar.
Bu davranışları kendini yeterince ifade edememenin verdiği çaresizliğin bir sonucu mu?
Toplumbilimcilere, psikologlara önemli iş düşüyor.
***
Merak ettiğim başka bir konu da özellikle CNNTürk ve Haber Türk kanallarında hemen her akşam yayımlanan tartışma programları…
Önceleri bu programlara katılan konuşmacılar geniş bir yelpazeden seçilirlerdi. Artık öyle değil. İki elin parmaklarını geçmeyen sayıda konuşmacılar iki günde bir iki kanal arasında gidip geliyorlar. Hep aynı yüzler, hep aynı formasyon. İki üç iktidar yanlısı, iki üç de iktidar karşıtı konuşmacı…
Hep aynı şeyleri konuşuyorlar. Sürekli izleyiciler bunlar ağızlarını açtıklarında ne söyleyeceklerini biliyorlar artık. Her konuda ahkâm kesiyorlar, oysa zaman içinde bilgi dağarcıkları boşalmış, bilgilerini yenilemeye zamanları yok! Nasıl olsun ki?
Hemen her akşam 4-5 saatleri TV stüdyolarında geçiyor.
***
Aralarında üniversite rektörleri, profesörler, doçentler var; araştırmacılar, hukukçular var.
Bir açıdan bu insanlar da sosyal medya tutkunu öğrencilerle benzer bir kaderi paylaşıyorlar.
Hepsinin gün boyu zaman ayırmak zorunda oldukları görevleri var. Kimi üniversitede ders veriyor, kimi mahkemelerde koşuşturuyor, müvekkilleriyle görüşüyor, kimi saha çalışmaları için stratejiler hazırlıyor. İlgilenmek zorunda oldukları aileleri var.
Akşamları da TV stüdyoları…
Ne okumaya ne yeni şeyler öğrenmeye ne de dünyada neler olup bittiğini izlemeye vakitleri var.
Tiyatro, sinema, konser desen hak getire!
Dağarcıkları boşaldıkça, bilgileri tazelenmedikçe kuruyorlar.
Ne diyelim, bu da bir Türkiye gerçeği…
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
-
Mezhep çatışması değil insanlık suçu
-
Emekliye bayram ikramiyesi ne kadar olacak?
-
Alfa Romeo'nun ilk elektrikli modeli: Junior Elettrica
-
'Kayyum atamaları, hukuksuzluk ve kontrollü kaos'
-
AKP’de kongre öncesi hazırlığı devam ediyor: Prof. Kalay
-
Emeklilerin Gözü Bayram İkramiyesinde: Beklentiler Karşı
-
Hutbelerde Bunlara Dikkat Edin!
-
Ekonomist Atilla Özkan'dan Şok Eden Enflasyon Yorumu!
-
Trump döneminde ABD ve dünya nereye gidiyor?
-
Yurttaşın Ekonomi Çığlığı:
En Çok Okunan Haberler
-
Erdoğan seçim için tarih verdi
-
Diploma soruşturmasında flaş gelişme
-
İyilik yapmak isterken mağdur oldu
-
Hırvatistan'dan kaleci açıklaması!
-
31 yaşındaki imam, camide intihar etti
-
Tanyeli tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti
-
Türkiye'deki 'dindarlık algısı' dönüşüyor
-
Erdoğan'ın elini öpmüştü: O isme kritik görev
-
İsrail saldırısının ardından ABD'den ilk açıklama
-
Bakırhan'dan, Bakan Tunç'a kameralar önünde tepki!