Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
İçki ve içmeye dair
Son yılların içki kurbanlarına dair, bazı gazetelerden kestiğim haber yazıları masamın “hazırlık” bölümünde yazılmayı bekliyordu. Bunlardan birinden aktarıyorum:
“Durmak bilmeyen alkol zamlarının korkunç faturası hızla artıyor.”
“Öldüren vergiye 33 kurban daha.”
“Getirilen yüksek vergiler nedeniyle vatandaş çareyi ucuz içkide arıyor. Ankara valisi, sahte içki nedeniyle kentte 33 kişinin öldüğünü açıkladı.”
“Vatandaşlara alkolden uzak durmaları çağrısında bulunan Ankara Valisi Vasip Şahin, ‘Alkol hem sağlığımız hem geleceğimiz açısından zararlı. Sahte alkol, hayata kastediyor. Alkol kullanmayın, kullanılacaksa da mutlaka yetkili satıcılar ve bilinen yerlerden alınsın’ dedi.”
Ölümler sahte içkiden ise tamam ama sahte içki, içkiden alınan vergiler yüzünden üretiliyor. İçkiden neden yüksek vergi alınıyor, içilmesini önlemek için mi? Dünyanın her yerinde içki içilir. Toplumsal yaşamın bir parçasıdır. Evde yemek yerken içilir, meyhanelerde içilir, barlarda içilir. Kimi gâvur memleketlerinde erkekler akşamları, iş dönüşü bir barda iki tek atmadan evlerine gitmezler. Gençliğimde biz de TRT TV’ye yakın Sultan Hotel ile Büyük Ankara Oteli’nin barlarında içerdik. Ama “televizyon” konuşurduk!
Ebu Ali Kıvamuddin Hasan bin Ali bin İshak et-Tusi (d.10 Nisan 1018- ö.14 Ekim 1092) Nizamülmülk, Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun başveziri olup Siyasetname adlı eserin yazarıdır. Devlet adamı olduğu kadar bir siyaset bilimcisidir. Alp Arslan ve Melikşah dönemlerinde başvezirlik yapmıştır. “Nizamülmülk” ismi, “devletin düzeni” anlamına gelir.
Bu Nizamülmülk, “Siyasetname” adlı kitabının Otuzuncu Fasıl’ında1 içki konusunda bakın neler yazıyor:
[İşret meclisi kurulduğu hafta, bir veya iki gün, alışkanlık peyda etmiş kişilerin gelmesi için izin vermek gerekir. Gelmesi mahzurlu olmayan kişilere gelecekleri gün bildirilir. Özel işret olduğu günler, şahıslar bu toplulukta yerlerinin bulunmadığını bilmelidirler. İhtiyaç duyulmayan kişilerin bu toplantıya kabul edilmeleri hoş karşılanmaz. Biri kabul edilirse diğerleri geri çevrilir. Özel meclise layık olanlar buraya gelmeye izinlidirler. Buraya gelenlerin, yanlarında, bir köle hariç, saki veya sürahi getirmeleri asla âdet değildir. Padişah sarayından evlerine yiyecek, çerez ve şarap götürmeleri, evlerinden saraya getirmeleri hiçbir zaman hoş karşılanmamıştır. Çünkü sultan dünyanın kethüdası sayıldığından, insanlar onun aile efradı ve kullarıdır. Aile fertlerinden birinin efendiye ekmek parçası, şarap ve yiyecek getirmesi vacip değildir. Biri şarap getirirse padişah şarabından ona şarap vermez. İyi veya kötü şarap getirdiği için onu döverse bu özür ortadan kalkar.
Padişah, liyakatli vezirleri hariç, hizmet edecek kulları ile bir arada çok oturursa şikâyetler ortaya atacaklarından, haşmetine zarar vererek, ona olan sevgiyi azaltacakları gibi ona karşı da gevşek olurlar. Büyükler, sipahsalar, amidlerle gerektiğinden fazla bir arada bulunursa, padişahlığın büyüklüğüne zarar getirir. Bu kişiler padişahın fermanlarını icrada gevşeklik gösterirler, cesaretlenerek yüzlerindeki tebessümü kaldırırlar.
Padişahın; vilayetlerin, ordunun, malların değeri, imaretleri ülkenin düşmanlarına karşı alınacak tedbirler ve buna benzer önemli işleri veziri ile görüşmesi farzdır. Bunlar kendini ilgilendirdiğinden üzüntü ve kederini artırarak vicdan azabı haline gelir. Bir iki nefeslik andan fazla nedimleri hariç bu taife ile şaka ve laubailik yapmasına memleket işleri ve padişahlık içgüdüsü müsaade etmez. Kayıtsız yaşamak, ağzına geleni söylemek, şakalaşmak, gülünç ve duyulmamış hikâyeler anlatmak ister, bunlar da huzurundaki yüce nedimlere münhasır kalırsa padişahlığa hiç zarar vermez. Çünkü nedimlerin vazifesi budur.]
Osmanlı’nın dili Osmanlıcada “halvet” çok anlamlıdır, buradaki anlamı “özel olarak” anlamında, “işret meclisi” ise “içki meclisi” anlamındadır.
Büyük tarihçi Halil İnalcık, Şâir ve Patron2 adlı ilginç kitabında “işret meclisleri”nin adap ve töresini yazar:
[Bir defasında sultan meclis-i işrette “ber sebih imtihan heriflere (sanatkârlara) eyitti ki yerin adını (Kayseri ve Aksaray) ol beyitlere telfîk etsun” dedi, münşi (yazar) Şemseddin’inkini çok beğendiğinden mansıbına (rütbe) ilave yaptı.
Bu işret meclisleri bazı sultanların sarayında sık sık toplanırdı. Bütün kaynakların “gayet mertebede ayyaş” olduğunda birleştikleri divan sahibi II. Murat, herhalde böyle bir mecliste sarhoşken şu Hayyamane kıtayı demiştir :(Sehi, 95)
Saki getür getür yine dünkü şarabımı/ Söyle dile getür yine çeng ü rebabımı
Ben var iken gerek bana bu zevk bu safa/ Bir gün gele ki görmiye kimse türabımı (s. 25,26,27)
***
Bu yazı “kıssadan hisse” alınsın diye yazılmamıştır. Büyük Başvezir Nizamülmülk’ün, “Siyasetname” adlı bir kitabını haber vermek için yazıldı. Başyüce Erdoğan hazretlerine herhangi bir tavsiye ve talep söz konusu değildir.
1 Türkçesi: Nureddin Bayburtlugil, Dergâh Yayınları, s.135.
2 Doğu Batı Yayınları
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
-
İmamoğlu ve İBB’yle ilgili 560 milyar iddiasına yanıt
-
Mustafa Balbay sert eleştirdi
-
Mezhep çatışması değil insanlık suçu
-
Emekliye bayram ikramiyesi ne kadar olacak?
-
Alfa Romeo'nun ilk elektrikli modeli: Junior Elettrica
-
'Kayyum atamaları, hukuksuzluk ve kontrollü kaos'
-
AKP’de kongre öncesi hazırlığı devam ediyor: Prof. Kalay
-
Emeklilerin Gözü Bayram İkramiyesinde: Beklentiler Karşı
-
Hutbelerde Bunlara Dikkat Edin!
-
Ekonomist Atilla Özkan'dan Şok Eden Enflasyon Yorumu!
En Çok Okunan Haberler
-
'Biz bu binadan çıkarsak...'
-
İstanbul'da '1 Mayıs' operasyonu
-
Seyahat edecekler dikkat: Artık tamamen yasak!
-
O otelin yöneticilerine gözaltı kararı
-
Yerlikaya'dan, Özgür Özel'e 'bant' yanıtı
-
Türkiye'nin en güvenli bölgelerini açıkladı
-
Ümit Özdağ'ın savunmasının tam metni...
-
İkinci dalga operasyonlarda 30 kişiye tutuklama istemi
-
Devlet Bahçeli'nin hedefinde 'İBB' var!
-
Ümit Özdağ ilk kez hâkim karşısına çıktı