Cüneyt Arcayürek

Dünden Bugüne…

31 Aralık 2014 Çarşamba

Devletin başıyım diyor da başka bir şey demiyor.
Hiç bunun kadar kendini öven bir cumhurbaşkanına, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde rastlanmadı.
Üstelik bu ülkenin yüzde 48’i, yaklaşık yüzde 50’si oy vermeyerek RTE’yi istemediklerini, hatta açıklamasalar bile pek çoğunun nefret ettiğini, bir araştırma yapsa ikide bir ben bu devletin başıyım derken yalnız yüzde 52 gibi kıt kanaat oyla ağır aksak tepeye tırmandığını ve…
…okoltuğa rüşvetten,yolsuzluktan,hırsızlıktan başı gözü yaralı bir insan olarak oturduğunu da saptayacak!

***

Saptasa ne olacak diyeceksiniz. Haklısınız.
Bu ülkeyi astığı astık, kestiği kestik yönettiği 12 yılda yüzüne başına çarpılan önce ikiyüzlü, hatalı ve yanlış kararlardan öyle dönüş yaptı ki, ne utandı ve ne de bu döneklikleri yüzüne çarpan olmadığı için aynı yolda, örneğin dillere destan rüşvet olaylarını darbe diye öyle tanımladı ki, aziz ulusumuzun yüzde 52’si başına gelecek siyasal olası felaketlerin farkına bile varmadı, oy verdi.

***

Binali Yıldırım’ın 5 Ocak’ta baş efendinin Bakanlar Kurulu’na başkanlık edeceğini söylemesini, Başbakan AD böyle bir tarih yok diye yalanladı...
Devletin başı ya, 19 Ocak’ta başkanlık edecekmiş kurula.
Diyor ki, mademki devletin başıyım, öyleyse yetkimi kullanırım ve ekliyor: Belli aralılıklarla bir araya gelişimiz kimseyi rahatsız etmesin!
Yahu başbakan sıfatıyla dolanıp duran AD rahatsız olmadıktan sonra bizlere ne gam!
O zaten seçilmeden önce değişik bir cumhurbaşkanı olacağını ilan etmiş; bunu bile bile beni seçtiniz, öyleyse bu davranışlarımı sindirin diye şimdi halkın kafasına vuruyor.
Bir kez daha anlaşıldı ki RTE için halk yok, ben var!

***

Şimdi bakın bu adam bu anayasaya uygun yasalarla seçilmedi mi? Evet!
Hayır! Şimdi anayasayı da, bağlı olduğu kriterleri de inkâr ediyor.
Beni ben olduğum için seçtiniz havasında!
Aralıklarla Bakanlar Kurulu’nu toplayıp başkanlık edecekmiş.
Anayasa ise cumhurbaşkanlarının Bakanlar Kurulu’na “gerektiğinde” başkanlık edebileceğini emrediyor. Aksine hareket edeceğini ilan eden RTE:
1) Anayasa tanımıyor. 2) Kendini anayasa ve yasaların üstünde görüyor. 3) Devlet de, devleti yöneten hükümet de benim demek istiyor. 4) Yeni ve dar görüşlü İslamcı kafasına göre bir cumhuriyet yaratmak için gönderildiğine inanıyor.

***

Diyeceksiniz ki anayasada gerektiğinde başkanlık edeceğini emrediyorsa; 19’unda Bakanlar Kurulu’na başkanlık etmesine ne gerek var?
Hükümete destek olmakmış amacı!

***

Oysa gerçeği, yani söz dinleyen, tepedeki ne derse eyvallah diyen AD’nin gelip geçici olduğunu Binali Yıldırım açıklayıverdi.
Diyor ki: “Davutoğlu’nu işbaşına getirdik. Görev verdik. İlk hedefimiz 2015 seçimleri.”
Bu, seçimde 330’un üzerinde vekil çıkardık mı, anayasayı zaten değiştirip başkanlık sistemine geçeceğiz. O gün geldi mi güle güle AD demek!

***

Şimdi durduk yerde ’nün cumhurbaşkanı seçilince her dediğine evet diyeceğini hesaplayarak başbakanlığa Yıldırım Akbulut’u getirmesiyle AD’yi lütfen kıyaslamayınız.
Zira Akbulut, devletin ulusal yararları sözkonusu olduğunda TÖ’nün kimi önerilerini reddetmesini bilen bir devlet adamıydı.
TÖ’nün Bakanlar Kurulu kararıyla Türk askerini Amerikalıların yanı sıra Irak’ta savaşa sokmayı içeren önerisine asla ödün vermedi. Bu açıdan RTE’nin her dediğine evet diyen AD ile benzer yanı olmayan bir başbakandı!
Bir zamandı. Hayali bile cihan değer!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları