Cüneyt Arcayürek

DİÇ!

12 Eylül 2008 Cuma

YİMPAŞ, KOMBASSAN, Şaban Dişli ile rüşvetin belgelenmesi, Gaziantepte benzeri bir olay, olaylar ve Deniz Feneri

Din iman adına kurulan, Almanyada sade vatandaşın inancını, duygularını sömüren çeteler

Partisi dışında hemen herkesi, her çevreyi, her siyasal hareketi suçlayan, hakaret eden bir genel başkan!

DİÇlerin (Din İman Çeteleri) dinci bir parti (AKP) iktidarında serpilip gelişmesine karşın Başbakan sıfatlı bir Genel Başkanın yolsuzlukları şiddet ve hiddetle savunması

Demokrat mı demokrat ABnin ABDnin gözdesi mi gözdesi ve fakat:

Kapatma davası Anayasa Mahkemesinde karara bağlanıncaya kadar bedava avukatlığını üstlenen AB kodamanları, örneğin Joost Lagendijk bile RTEnin gerçek kimliğini ve ne kadar demokrat olduğunu anlamış görünüyor.

Lagendijk Sevgili RTEsine yükleniyor; Bir başbakan, hakkında kötü haber yapılıyor diye medyayı tehdit etmemelidiyor.

Bu kadarla kalmıyor. Bir politikacının özellikle de bir başbakanın medyaya şantajyapma ya da baskı kurmayolunu tercih etmemesi gerektiğinisöylüyor.

Nihayet, evet nihayet AB; RTEnin karakter yapısını anlamış, kavramış görünüyor ve şöyle özetliyor: Bu tonda çıkışlar yapması karakterinin bir parçası olsa gerek ama kendini biraz tutmalı!”

***

RTE, yolsuzluklara karışanları değil, aslında kendini savunuyor.

Kimi gerçekleri saptırarak haklı çıkmaya çalışıyor.

Örneğin Almanyadaki Fener davası iddianamesinde deliller arasında yer alan bir makbuz sorununu kendine yontuyor.

Bu makbuz sanıklardan Firdevsi Ermiş ile sanık Mehmet Gürhan arasındaki bir para teslimini gösteriyor. Makbuza göre parayı teslim eden Ermiş, teslim alan Gürhan.

Fakat nedense makbuz iki dilde düzenlenmiş; Türkçe ve Almanca.

Türkçe yazılan paragrafta paranın verildiği adres olarak Başbakanlıkyazılı. Almanca paragrafta ise Başbakanyazıyor.

Savcılık iddianamesinin Türkçe çevirisinde Başbakana verildiği yazılı.

Deniz Baykal, yeminli çevirmenlerin düzenlediği Türkçe metindeki ifadeyi kullanıyor. Meblağı belli olmayan paranın 2003 yılında Doğu Asyadaki tsunami felaketinde zarar görenlere verilmek üzere Başbakanaverildiğini söylüyor.

RTE ise makbuzdaki Başbakanlıkaifadesine sarılıyor; CHP liderine, Başbakanlıkla Başbakanı bir tuttuğu için saldırıyor.

Oysa ha Başbakan demişsin ha Başbakanlık. Ha Ali ha Veli!

RTEnin açıklaması gerek: Başbakan olarak günübirlik çalıştığı, bilgisi dışında kuş uçmayan Başbakanlıka giren para ne oldu? Uçtu uçtu da başkalarının kasasına mı girdi, yoksa dinci ve yeni bir TVnin kurulmasına mı ayrıldı? Nerede?

RTE makbuzda Başbakanlık yazılı diye, sözcüklerle oynayarak aklanmaya çalışıyor.

Tam bir saptırma, basit bir demagojik manevrayla gerçeğin üstünü örtüyor.

***

Frankfurttaki mahkemede Fener soruşturmasını yürüten başkomiser, (1)- Almanyadaki Fenerle Türkiyedeki Fener arasında bağlantı olduğunu kanıtlayan belgeler olduğunu, (2) Deniz Fenerinin siyasal kimi ilişkiler içinde bulunduğunu söylüyor.

Hükümetten ses yok. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, savcılara emir verilemeyeceğini öne sürüyor. Ne ki, siyasi bir partinin üçkâğıt oyunlarıyla gelir sağladığı iddiasına, Türkiyedeki Deniz Feneri Derneğinin mutlaka soruşturulması gerektiğine değinen bir demeç vererek savcıları uyarması gerekmez mi? Yapmıyor.

Bu suskunluk Deniz Baykalın Din, iman, insanlık demişler para almışlar. Parayı bir siyaseti -AKPyi- finanse etmek için göndermişlersaptamasına haklılık kazandırıyor.

RTEnin medyaya saldırılarında dediği gibi; AKP dönemindeki bu hamur daha çok su kaldırır!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları