Ceylan Adanalı Kabadayıoğlu

Yaşar Kemal'in ardından

27 Şubat 2018 Salı

Ayaz bir Cuma akşamı Kandilli sırtlarında çok değerli bir isimle buluştum geçtiğimiz hafta. O bir bitki çayı söyledi, ben bir kahve. Boğaz manzarasına tepeden bakarak asrın yazarı Ulu Çınar Yaşar Kemal’in hiç bilmediğim yönlerini dinledim Ondan.

Evindeki Yaşar Kemal’i…

Kalbindeki Yaşar Kemal’i…

İnsan Yaşar Kemal’i…

Hatta taraftar Yaşar Kemal’i.

Yaşar Kemal üstadın 2002 yılında yaşamını birleştirdiği değerli eşi Ayşe Semiha Baban Gökçeli’ydi o isim.

Bir kez daha anladım Yaşar Kemal üstadın binlerce kadın içinden neden O’nu seçtiğini. Hüznünde de sevincinde de gülümseyen gözleriyle, dingin bilge sohbetiyle, yaşanmışlıklarıyla, naifliğiyle, bakışlarındaki cümlelerindeki güzelliğiyle huzur verdi bana Ayşe hanım.

 

AYŞE SEMİHA BABAN GÖKÇELİ: ÖĞRENCİLER YAŞAMA VE EDEBİYATA YAŞAR KEMAL GİBİ BAKSIN

Yaşar Kemal Vakfı Başkanı Ayşe Semiha Baban Gökçeli; Zülfü Livaneli, Davut Ökütçü, Teoman Akünal, Talha Apak gibi çok değerli isimle birlikte kurduğu Yaşar Kemal Vakfı’nın kuruluş hikayesini, neler yaptıklarını ve yapmayı amaçladıklarını anlattı bana heyecanla ve gözlerinde yine o tebessümle. Yaşar Kemal mektup, not, anı defteri gibi şeyleri saklamamış bir yazardı ve bu yüzden Yaşar Kemal üstadın yurt içi ve dışı çeşitli yayınlarını taratarak başlamıştı vakıf çalışmalarına Ayşe hanım.

Ama daha da önemlisi ve beni en etkileyen tarafı şuydu ki; Kendisi Yaşar Kemal’i nasıl anlamışsa, tanımışsa ve yaşamışsa gençler de çocuklar da öğrenciler de Onu öyle tanısın, öyle anlasın istiyordu Ayşe hanım. Gençler Yaşar Kemal anlayışıyla ve zihniyle yaşama ve edebiyata baksın istiyordu.

Yaşar Kemal Vakfı’nın çatısı altında; gençlerde okuma kültürünün yerleştirilmesine katkıda bulunmak, edebiyatı gençlerin hayatlarının bir parçası, bir yaşam tarzı haline getirmek, yaşamı Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli kırılma noktalarını kapsayan Yaşar Kemal’in bu dönemlerin en önemli gözlemcisi, anlatıcısı, barış ve insan hakları savunucusu olduğunu gelecek nesillere aktarmak istiyordu Ayşe hanım.

 

YAŞAR KEMAL VAKFI ÖĞRETMEN BULUŞMALARI

Ulu Çınar’ın eserlerini ve yaratıcı bakış açısını öğrencilere empoze etmek amacıyla belki de bir ilk gerçekleştirilmişti Yaşar Kemal Vakfı’nda.  Eğitimcilerin deneyimlerini paylaştığı, yeni fikirler geliştirdiği bir ortamda Yaşar Kemal edebiyatı, Yaşar Kemal felsefesi ışığında “Öğretmen Buluşmaları”  gerçekleştiriliyordu Yaşar Kemal Vakfı’nda.

Dünyada ve Türkiye’de nice toplum bilimciler yaptıkları araştırmalarla bize her daim göstermişti ki şiddete eğilimi en fazla olan çocuklar; romanla, sanatla, edebiyatla yüreğini beslemeyen çocuklardı. Biliyorduk ki duygunun olmadığı yerde güç kabalaşırdı. Biliyorduk ki Kısa romanlar kısa şiirler çocuk kalbini beslerdi. Biliyorduk ki “Kalbi beslenen çocuk şiddete yönelmez”di. Bu yüzdendir ki bu vakfın çatısı altında amaçlanan şey; bir insanı, bir üstadı, bir Ulu Çınarı yaşatmaktan öte bana göre nice hayatlar kurtarmaktı.

Buluşmanın sonunda; Sarıyer deyince akla Yaşar Kemal, Yaşar Kemal deyince akla Sarıyer gelir” dedi bana Ayşe hanım.  Yarın Yaşar Kemalin Ölümünün 3. Yıldönümü. Sarıyer Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi’ndeki anma törenine mutlaka bekliyorum sizi.

 

TÖRENİN KALABALIĞINDAN BELLİYDİ… HERKES ONU ÇOK ÖZLEMİŞTİ.

Ertesi günü İstanbul’un en güzel semtlerinden birinde Sarıyer’de  Yaşar Kemal Kültür Merkezi’ndeydim. Salon hınca hınç doluydu. Belliydi. Herkes çok özlemişti O’nu.

Sarıyer Belediyesi ve Yaşar Kemal Vakfı işbirliğiyle gerçekleşen program Ayşe hanımın duygulu konuşmasıyla başladı. Yerel yöneticilerin rutin işlerin ötesinde neler yapabileceğinin en güzel örmeği olan Sarıyer Belediye Başkanı Sayın Şükrü Genç’in konuşması ile devam etti program. Başkan Yaşar Kemal’i ortaokul yıllarındaki okul sıralarında tanıdığını belirtti ve “bir çocuğun hayata bakışının kitaplarla değişeceğini” anlattı bütün içtenliğiyle.  

 

PROF.DR.SEDAT SEVER HEM YÜREKLERİMİZE HEM BELLEKLERİMİZE DOKUNDU

Ankara Üniversitesi Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Uygulama ve Araştırma Merkezi Kurucu Müdürü Prof.Dr.Sedat Sever bizi biz yapan 2 temel değişken olan yürek ve belleğe vurgu yaptı konuşmasında. Gerçekten de hem yüreklerimize hem belleklerimize dokundu.

Çocukluğunun ilk 3 yılında nitelikli uyaranlarla buluşan çocukların öz benlik kavramının ne denli olumlu geliştiğinin altını çizdi Sedat hoca. Konuklara “fış fış kayıkçı”ları “yağ satarım bal satarım” ları ve nice hoş tekerlemeleri bilmeceleri anımsattı, yüzleri güldürdü.

Moderatörlüğünü Sevengül Sönmez’in üstlendiği edebiyat ve yaşam konulu söyleşide Yalvaç Ural, Şafak Pala ve Çiğdem Odabaşı öğrencileri edebiyatla ve Yaşar Kemal felsefesi ile buluşturmanın deneyimlerini paylaştı. Özellikle Çiğdem Odabaşı’nın drama ile Yaşar Kemal romanlarını ilişkilendiren örnek çalışmaları hem gülümsetti hem düşündürdü.

Panel, eğitimci yazar Adnan Binyazar'ın konuşmasıyla son buldu. Yaşar Kemal’in 100 yıllık dil iradesini çağdaşlaştıran üslubuna değinen Binyazar geleneksel anlatım kadar besleyici hiçbir anlatım olmadığının, günümüz edebiyatında geleneksel ifadelerin ne denli dejenere olduğunun altını çizdi.

KONUŞAN İNSAN ÖYLE KOLAY KOLAY DERTTEN ÖLMEZ. BIR İNSAN KONUŞMAYIP DA İÇINE GÖMÜLDÜ MÜYDÜ, SONU FELAKETTIR.

Program; Yaşar Kemal edebiyatı felsefesiyle eğitim veren öğretmenlerin edebiyat dersleri kapsamında öğrencileriyle hazırladığı posterlerden oluşan sergiyle devam etti. Programın son bölümünde Tek Kanatlı Bir Kuş eseri Tilbe Sran, Atilla Şendil, Hakan Gerçek ve Metin Belgin tarafından bir okuma tiyatrosu olarak gerçekleştirildi. Madame Tussauds İstanbul’dan etkinlik için getirilen, Yaşar Kemal’in balmumu figürü inanılmaz ilgi gördü.

50’li yıllarda Cumhuriyet Gazete’mizde de yazarlık yapan usta kalem Yaşar Kemal’i ailesiyle sevenleriyle öğrencilerle hocalarla anmak gerçek anlamda büyük onurdu.  Ne güzeldi.. Herkes konuştu..Herkes kelimelerin gücünü, kavramların insanı ne denli güçlü, kararlı ve ilkeli kıldığını anlattı.Adeta Yaşar Kemal’in aşağıdaki sözlerini doğrularcasına.  

“Konuşan insan öyle kolay kolay dertten ölmez. Bir insan konuşmayıp da içine gömüldü müydü, sonu felakettir.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

23 Nisansız çocuklar 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları