Dün "3 ARALIK DÜNYA ENGELLİLER FARKINDALIK GÜNÜ" ydü. Çoğu eğitimci yazar gibi ben de günün anlam ve önemiyle ilgili bir söyleşiye konuşmacı olarak davet edildim. Söyleşinin giriş ve çıkışında insanların etkinlikte yer alan bedensel ve zihinsel engelli insanları kucakladığını, hediyeler dağıttığını ve Onları mutlu etmeye çalıştığını ilgiyle izledim.

İyi niyetleri şüphesiz. Hatırlanmak da çok güzel. Lakin sanki günün anlam ve önemi yanlış anlaşılmış gibi. Zira gün engellilerin engelini kutlama günü değil. Kaldı ki, bir bireyin, belki de hayatını Ona zindan eden engelinin kutlanacak bir yanı olmaması da amacın bu olmadığını yeterince doğruluyor.

ASLINDA GÜN ENGELSİZLERİN

Gün Dünya Engelliler Farkındalık Günü. Yani aslında GÜN ENGELSİZLERİN!
Gün engeli olanları anlamanın, empati kurmanın, farkında olmanın, “yaşamı Onlar için nasıl daha yaşanılır kılarız” ı düşünmenin ve toplanıp tartışmanın günü.

Engellinin karşılığı lugatta; “fiziksel veya zihinsel bir rahatsızlık nedeniyle bazı hareketleri doğuştan ya da sonradan kısıtlanan kişi” olarak geçiyor.

Peki gerçekte bu mudur ENGELLİ?

Yürüyemeyen mi ENGELLİDİR, yoksa yürüyebilmesine rağmen hayatını boyunca iki adım yol alamamış olan mı?

Zihinsel engeliler midir GERÇEK ENGELİ olanlar, yoksa aklı olup da onu çalmaya, çırpmaya, kandırmaya, şeytanlığa fesatlığa kullanan mıdır?

Engeline rağmen engel tanımayıp yaşama tutunan hayata karışan mıdır GERÇEK ENGELLİ, yoksa sağlıklı bir hayatı olup da yan gelip yatan mıdır?

Mesela; Yürüme ve işitme engeli olduğu için evinde müşterileriyle sadece e-mail ve whatsapp üzerinden yazışarak web sayfası tasarımcılığıyla hayatını kazanan 22 yaşındaki Nalan engelli değildir. Bizim Kalamış ışıklarda fişek gibi sağlıklı bedeniyle dilenen o adamdır GERÇEK ENGELLİ.

Gözleri görmeyen midir GERÇEK ENGELLİ, yoksa gözleri olmasına rağmen bakmayı bilmeyen, kalbi olup sevmeyi bilmeyen midir?

İşitme engeli olan değildir GERÇEK ENGELLİ. “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” diyerek o işitebilen kulağını toplumsal ve sosyal tüm sorunlara kapayandır. 

Sıra beklememek için engellilere ayrılan WClerden içeri iki arada bir derede girendir GERÇEK ENGELLİ.

Toplu taşıma araçlarında engellilere ayrılan yeri bir an olsun çekinmeden işgal etme cesareti gösterendir GERÇEK ENGELLİ.

Türkiye’deki engelli sayısı 9 milyon.

GERÇEK ENGELLİLERİN SAYISI….BİLEN YOK!