Suriye’de siyasal İslamcılığın çıkardığı vekâlet savaşı felaketinin adı çoktandır “ölüm-kalım savaşı”. Geçen hafta dediğim gibi Anadolu’nun dibinde Vahhabi/Selefi soslu cihatçı saldırganlığın merkezi kılınmış Suriye, “Türkiye halklarının savunmasının da başladığı yer”. Suruç ve Ankara katliamları açıkça gösterdi.
Peki, Türkiye’yi yöneten siyasal İslamcılar, milliyetçi gaz eşliğinde Kurtuluş Savaşı vermiş TSK’yi Suriye’de işgal gücü kılar mı? Ne elde ederler? Bu toz dumanda Suriye savaşı batı hattında biter mi?

***

Suriye’de ekimde başlattığı hava savaşı ve Türkiye’nin uçağını düşürmesi sonrası Rusya’nın borusu ötüyor. Net stratejisi olan tek ülke Rusya: “Hava kampanyasıyla Suriye ordusu ve müttefiklerinin IŞİD ve cihatçı grupları temizlemesi. Diplomasinin yolunu açmak.” Başarıyorlar da. Nitekim Batı’da Ruslara dair “Afganistan” temasının yerini “kazanıyorlar” tespitleri aldı.
Amerika kartlarını müttefikleri yüzünden yitirdi. Üç seçeneği var:
1- Topyekûn yenilgiyi kabullenmek. Müttefiklerini oyalayıp Rusya ile Cenevre-3’ü işletmek. Suriye’de, ne acıklı ki ülke enkaza dönmeden 2011’de sunulmuş ama silahlı isyanla gömülmüş radikal reformlar eşliğinde geçiş. Böylece ABD’nin IŞİD’in asıl kaynağı Irak’a odaklanması.
2- Körfez ve Türkiye üzerinden “karadan işgal” tehdidi ile diplomasi masasında Rusya’yı zorlamak. Zamana oynayıp muhalif cepheye “yenilgi” görüntüsünü hafifletecek tavizler kopartmak.
3- Körfez ve Türkiye’yi “yedekleyerek” “IŞİD’le savaş” temalı karadan işgal.
Amerika ve daha yeni nükleer anlaşma yaptığı İran’da başkanlık seçimleri ufukta. Obama’nın çizgisi itibarıyla rasyonel olan ikinci şık. Ama yenilen müttefikleri de ABD’yi zorluyor. Dolayısıyla üçüncü senaryo için şu olgular var:
* Türkiye, vekil güçlerini yitirmemek için havadan burnunu uzatamadığından, topçu ateşiyle Azez-Mare-Tel Rifat hattında Kürtlerin başını çektiği Suriye Demokratik Güçleri’ni (SDG) vuruyor. Bu, o hattaki Nusra Cephesi ve Ahrar’a yarasa da nafile! Suriye ordusu da hızla ilerliyor. ABD, sınıra SDG veya Suriye ordusu dayansa hangisini seçebilir?
* Türkiye İncirlik’i açtığı ve Konya’da tatbikat yaptığı Selefi/Vahhabi Körfez güçleriyle girmeye kalkışsa, Rusya ile savaş çıkarabilir. Facia olur. Ancak TSK’nin “sığınmacı kamplarını” koruma gerekçesiyle 5-10 km’lik hatta girmesi mümkün. Rusya’ya karşı BM Güvenlik Konseyi’nde “oyalama” işlevi görülebilir. Eski Erbil Başkonsolosumuz Aydın Selcen’in geçen hafta Medyascope’daki analizinde belirttiği gibi “fırsat penceresi önümüzdeki 15-20 gün için açık olacak”. Yani dananın kuyruğu kopmak üzere.
* ABD için Rakka hamlesi elzem. Kuzeyde Rimeylan Havaalanı’na inecek ABD 101. Hava İndirme Tümeni’ne Suudi özel güçlerinin sokulacağı iddiası güçleniyor.Suud, bölgede Ürdün’ün de katıldığı “Kuzey Fırtınası” adlı hava tatbikatı yapıyor. Ve güneyde çöllük araziden Rakka/Deyr ez Zor’a yürünebilir. ABD Savunma Bakanı Ash Carter son olarak, “Suudilere ABD ile koordinasyon halinde Rakka’da çarpışma”, BAE’ye “Suriye’de konuşlanıp Sünnileri eğitme misyonu” biçti.
* Suriye ordusu Rakka’ya hareketlendi. Irak tarafında Kataib Hizbullah sınıra yollandı.

***

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, tüm sınırları kontrol etmekten söz ediyor. Ama Suriye ordusu 4.5 yılda zayıfladı. En başta kuzeyde siyasi temsil niteliği elde etmiş Kürtlerin başını çektiği entite var. Rusya’nın Şam’ı bu entite ile adem-i merkeziyetçi yapıya iknası şimdiden konuşuluyor. ABD de Rakka’ya Suud soslu “Sünnistan” koyarsa alın size üç parçalı Suriye. Bu da şapkadan çıkan ABD+Rusya planı olabilir.
Bizim halimizi ortaya seren ise Independent’a konuşan Suudi diplomatın şu feci lafları: “Türkiye aynı sayfadayız. Türk hükümeti düşünme biçiminde ilerleme kaydetti, DAEŞ’in tehlike olduğunu anladılar. Fakat aynı zamanda bunu Kürt grupları yok etmek için de kullanıyorlar.” Hazin değil mi?