Celal Üster

Şimdi uzak yakın...

15 Aralık 2016 Perşembe

Tıklım tıklım dolu salonda, Tilbe Saran, Metin Belgin, Bülent Emin Yarar ve Hakan Gerçek, çoğumuzun yalnızca şair yanıyla tanıdığı Necatigil’in yıllar önce İstanbul ve Ankara radyolarında seslendirilen oyunlarını, radyo tiyatrosu ortamına uyarlanmış bir sahnede olanca yalınlığı ve yalınlığından doğan etkileyiciliğiyle yeniden yaşattılar.

12 Aralık Pazartesi akşamı İş Sanat Kültür Merkezi’ndeydim. Şair Behçet Necatigil’in doğumunun yüzüncü yılında sahnelenecek üç radyo oyununu izlemek için. Ama biraz erken gittim, girişteki Kibele Sanat Galerisi’nde Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’nın altmış yılını gözler önüne seren sergiyi biraz geç de olsa görebileyim diye.
Tasarımını Emre Senan’ın üstlendiği, Rûken Kızıler ile Nedret İşli’nin hazırladığı sergide, Kültür Yayınları’nın 1956’da bastığı ilk kitaptan en son yayımladığı 3650. kitaba kadar tüm yapıtların kapaklarını, yayınevinin kuruluş dönemini yansıtan belgeleri, ilk basılan kitaplara ilişkin yazışmaları, sonraki dönemlerin mektupları, fotoğrafları ve ilk baskı örneklerini görebilir, sözün kısası altmış yıllık yayıncılık serüvenine ışık tutan bir yolculuğa çıkabilirsiniz.

Cumhuriyet kültürü
Sergiye, 1956’da Kültür Yayınları’nın kuruculuğunu üstlenen Hasan Âli Yücel’e adanmış bir albüm eşlik ediyor. Cumhuriyet tarihimizin önde gelen kültür insanlarından birinin fotoğraf ve mektupları ile ilk şiir kitabı “Dönen Ses”ten alınmış şiirlerinden oluşan bir albüm.
Cumhuriyet tarihimiz demişken, sergiyi gezerken, ülkemizde yolunu Cumhuriyet’in açtığı çağdaş kültür ortamının ortasında hissettim kendimi. Bir de baktım, Tanpınar’dan Azra Erhat ve A. Kadir’in çevirdikleri Homeros’a, Sabahattin Eyuboğlu’nun Hayyam’ına, Bedri Rahmi Eyuboğlu’nun “Mavi Yolculuk Defterleri”nden Sait Faik’in hikâyelerine (saymakla bitmez) eskiden yeniye evrilen kültür ve edebiyatımızın çağdaş coğrafyasında geziniyorum.
O yüzden, İş Kültür Yayınları’nın altmış yılı çok değerli bizim için. Bundan sonra aynı çizgiyi koruyarak sürmesi ise çok önemli. Cumhuriyet’le gelen değerlerin kimileyin gizliden gizliye, bazen açıktan açığa yok edilmeye çalışıldığı bir “kültür iklimi”nde yaşadığımız düşünülürse...

Zaman tanımaz kırılganlık
Necatigil’in o akşam “Şimdi Uzak Yakın...” başlığı altında izlediğim Üç Radyo Oyunu’na gelince...
Atilla Birkiye’nin düzenlediği, sahneye Mehmet Birkiye’nin uyguladığı, müzik yönetmenliğini Serdar Yalçın’ın üstlendiği “Uzak Yol Kaptanı”, “Gaz” ve “Kediciler” adlı üç oyun gerçek bir şölen yaşattı bana.
Tıklım tıklım dolu salonda, Tilbe Saran, Metin Belgin, Bülent Emin Yarar ve Hakan Gerçek, çoğumuzun yalnızca şair yanıyla tanıdığı Necatigil’in yıllar önce İstanbul ve Ankara radyolarında seslendirilen oyunlarını, radyo tiyatrosu ortamına uyarlanmış bir sahnede olanca yalınlığı ve yalınlığından doğan etkileyiciliğiyle yeniden yaşattılar.
Necatigil’in şiirinde giderek vardığı minimallik, onların seslerine, mimiklerine, beden dillerine yansımıştı sanki...
1960’larda yazılmış olsalar da, Necatigil’in bu oyunlardaki “uzağı yakın kılan”, zaman tanımaz kırılganlığı, içten içe, yaşadığımız günlerin aman tanımazlığından kopmamamızı sağlıyor gibiydi, zaman zaman güldürse, gülümsetse de...

‘Kanlarla çevrili bir ada’
İzlerken, bir süre önce yine Necatigil’in doğumunun yüzüncü yılı dolayısıyla kızı, yazar Ayşe Sarısayın’la yaptığım söyleşi geçti aklımdan. Daha doğrusu, Sarısayın’ın, irkilerek tekrar okuduğunu söylediği bir şiiri Necatigil’in:
“Çırpınan pıhtılar denizinde / Kanlarla çevrili bir adayım, / Bir yerime bir iğne batırılsa / Kan akıyor. (...) Yerden göğe kısa yolumuzda / Çokluk kan yürümeleri / Sonra kanamalar / Ve bu çağ mermileri...”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Irgat’ın Türküsü 14 Mayıs 2018

Günün Köşe Yazıları