Bilgin Gökberk

Yeni Türkiye (25.10.2016)

25 Ekim 2016 Salı

Edison’un, Newton’un, Einstein’ın, Galile’nin 1 projesi vardı, maşallah Binali Bey’in bin 300... 
Bin küsür projesi olan Binali Bey İzmir’de Belediye Başkanı olamadı.
Sonra kendisi proje oldu.
Başbakan oldu.

***

Konu Hidayet değil.
Akp projeleri..

***

Hidayet de bir proje.
Turgay Demirel de..
Demirören de..

***

Tıpkı Başbakan, TBMM Başkanı gibi..
Özel Kurmay başkanı gibi..

***

Anayasacı Prof ‘BuHran’‘Obama, Fetöcülerin Washington’daki imamı mı’ diyen soran her iktidarın imamı olan başyazar ve danışman Bulut gibi..

***

Milli’lerin turkuaz forması da bir proje, Yeni Türkiye’nin yeni gazete-tv patronları da birer proje, survivior ve benzerleri, kendisi dizi olan milletin seyrettiği diziler de proje..

***

Proje okullar gibi..
Proje vakıflar gibi..

***

Saray projesi olursan varsın. 
Olmazsan..
Yoksun.

***

Anladınız.

***

Siyasetle gelen ne ilk kişi o ne de son kişi.. 
Konu Hido değil. 
Konu;
15 yıl NBA, 200 küsür kez milli olmuş bir vatandaşımızın bile Saray’a yaslanarak yaşamayı içine sindirebilmesi..
10’larca basketbol adamının, takım arkadaşlarının, en baba koçların, TV’lerin yıldız yorumcularının, hatta seçime girilmesine izin verilmeyen basketbol efsanesi Harun’un bile sinmesi..

***

25 yıl spor yapan 15 yıl en üst seviyede oynayan birinin sporcu ruhundan hâlâ bi haber olması.. 
Saray, arkadaşı Harun’a, “seçime girme” dediğinde Saray’ın Danışmanı’nın,“Bırakın girsin bize yakışmaz böyle seçilmek” diyememesi..

***

Konu;
Harun’un aynen Davutoğlu gibi gitmesi..
Hidayeti’in aynen Binali Bey gibi gelmesi..

***

Konu;
Ülkeye başbakanın, mit’e, meclise, belediyelere, federasyonlara, vakıflara, tübitak ve benzerlerine başkanın; Saray’a danışmanın, şehre valinin, üniversiteye rektörün, İBB’ye bahçıvanın, çaycının aynı şekilde seçilmesi...

***

Konu;
TRT’si, Ligtv’si, NTV’si filanı falanı anlı şanlı basketbol tayfasının en tepedeki skandal için tek yorum yapamaması, böyle bir olay yokmuş gibi davranması.. 
1 kişinin bile çıkıp: “15 yıl kaldın oralarda, NBA’in başına Obama’nın yanından, Beyaz Saray’dan mı gidiyorsun ki, TBF’nin başına Ak’saray’dan geliyorsun be bro” diye soramaması..

***

Konu o, bu, şu değil.
Konu Akp projeleri.

***

Bir kısmı dev bir kısmı adam olmayan 12 dev adam taaa 2001 Avrupa Şampiyonası’nda bile 2 parçaydı.
Hidayet+Efes kökenli arkadaşları ve Harun, İbo ve diğerleri.. 
Aslan gibi çocuk olan ama Saray avanesine yakın olmayan Memo o zaman da üvey evlattı. 
Tabii şimdi de..

***

Kutluay ve Harun o zamanlar kardeş gibiydi. 
Son 15 yılda kardeş bile kardeşe düşman haline gelince ve de İbo maalesef Yeni Türkiye’nin yıldızı Doğuş’un safını seçince, kardeşi için o bile tek laf edemedi.
Tıpkı Duygun Yarsuvat tepki için TFF başkan adayı olduğunda, yönetiminde görev alan bu başkanın Saray’dan çekinip ona imza bile verememesi gibi..

***

Yarsuvat gibi saygın bir model 0 (sıfır) imza topladı seçime giremedi. 
G.Saray Başkanı, Demirören için imza verdi.

***

Özbek demişken..
O da bir proje..
Hido Saray’ın, o Derin Galatasaray’ın projesi.
Ne olursa olsun, küçük olsun benim olsun ama kulüp Lise’de kalsın diyen ihtiraslı Lise’cilerin son projesi..

***

G.Saray Riva+ Florya filan dedi ama belli ki Saray illa ki Florya’yı istedi.

***

Talep Saray’dan gelince.. 
Başkan Derin Galatasaray’ın, Florya Saray’ın projesi olunca.. 
Karar alelacele verildi.
Ülkede 20 milyon taraftarı dünyada bi o kadar sempatizanı olan GS’nin kaderinin belli olacağı genel kurulda 1600 kişi vardı.
Arena full olduğunda tribündeki lise'li sayısı kadar..

***

E bu işler böyle.
Riva bahane, Florya şahaneydi, rant, para ve Saray’ın gözü ordaydı.
Satacak olan yönetim, alacak olan Saray.
Satışa getirilen de 100 yıllık Galatasaray.
Özü bu.

***

Konu Hido değil...
Konu Florya da değil.
Konu;
Irak, Musul, Suriye’de durum malum, F tipi her köşeye sızmışken, selam verecek komşu kalmamışken, etrafta canlı bombalar gezinirken, bu kadar şehit varken, ekonomi bitikken, dolar 3, millet 3.5’ken hâlâ Harun’a, Hidayet’e, Florya’ya filan mesai verilmesi, zaman ayırılması..

***

Almanya’ya dergi ihraç etmişiz.
Adı Socrates.
Almanca da basılacakmış.
Ordan da keşke 1 kilo etik, yarım kilo cesaret, 100 gram yürek vs ithal etsek..
Kenardan kenardan yaşamamayı yazmamayı da öğrensek..
Hidayet için bari Almanca bi şeyler yazsalar da, her 2 Socrates’in de mezarlarında kemikleri sızlamasa..

 

***

Okuyucu soruyor; 
“Sen nasıl yazıyorsun” peki?
Yazar değilim ki, ‘yazan’ım ben.
Yayınlayan bir gazete bulmuşum nihayet.
Pizza, risotto, makarna satıyorum.
Arada sırada da yazıyorum.

***

Ve..
Aramızda kalsın bu aralar okunma rekoru kırıyorum. 
Teşekkürler size!!

***

Nokta.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ümmet’in kupası 20 Aralık 2023

Günün Köşe Yazıları