“Efendim bunlar bir yıldır toplanıyorlar da... Ortada hâlâ aday yok!” 

Millet İttifakı için yaratılan algı buydu... Ankara’da ATO’da yapılan büyük buluşmada açıklanan “Ortak Mutabakat Metni” ile bütün bu negatif senaryolar tuzla buz oldu. İktidar, Millet İttifakı’nın gövde gösterisiyle karalar bağlarken iç muhalifler de “Helal olsun Kemal Bey!” demek durumunda kaldılar.

Salonun ihtişamı yeterdi bir kere! Gazeteler ilginç bir şekilde bunu algılayamadılar ve sanki sıradan bir toplantı odasındalarmış gibi 6’lı masa liderlerinin yan yana fotoğraflarını koydular. Derinliği ile doğru orantılı ihtişamı ile ATO’yu dolduran 3 bin 700 kişiyi yok saydılar. 

Bir kaptanın, küçümsediği bir fırtınanın birden önünde yarattığı 40 metrelik dev dalgayı düşünün, işte iktidar herhalde aynen o ürpertiyi içinde hissetti. Zaten Erdoğan’ın dünkü konuşmasındaki agresif tavrının arkasına saklamaya çalıştığı paniği görmemek “na-mümkündü”.

Muhalefete dönersek... İnce detaylarla örülü bu büyük buluşmanın sunumu, gerek çok iyi hazırlanmış görsel şöleniyle gerek gencecik insanların nazik ve birleştirici üslubunun getirdiği güvenle ciddi anlamda moral verici bir tablo yaratıyordu. Ortalığı kaplayan duygu, her açıdan iktidarı ele almaya hazır kadroların gücü ve kararlılığıydı.

Altı farklı siyasi partinin beraber hazırlamış olduğu bir ortak mutabakat metnini yaşama geçirme mücadelesi ise bambaşka ve zorlu bir uğraş.

MUTABAKATIN CENNETSİ VAATLERİ, ASLINDA GERÇEKÇİ!

Bu metin, “Her konuda Reis’e muhalif olmaktan başka projeleri yok” diyenlerin suratına inen ciddi bir tokat oldu. Buyurun cennette çok kısa hatırlatmalar yapalım:

-Hâkimler ve Savcılar Kurulu ayrılacak, Adalet bakanı ve müsteşarının, hâkimler grubunda yer almayacak, kuvvet komutanlarının artık Milli Savunma Bakanlığı değil Genelkurmay başkanına bağlanacak,

-Cumhurbaşkanı yedi yıl süreyle yalnız bir defa seçilecek ve ardından siyasete dönemeyecek, Cumhurbaşkanlığı için mevcut Saray yerine Çankaya Köşkü kullanılacak, Saray’ın kontrolünde olan uçaklar, orman yangınlarında kullanılmak üzere tahsis edilecek,

-Seçim barajı yüzde 3’e düşürülecek, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı belirsiz ve keyifli şekilde sınırlanmayacak, Kanal İstanbul projesi iptal edilip Atatürk Havalimanı yeniden açılacak,

-Yurtdışına kaçırılan gelirleri ülkemize geri getirmek için “mal varlıklarının geri alınması ofisi” kurulacak, geçici koruma altındaki Suriyelilerin iç ve uluslararası hukuka uygun biçimde ve güvenle, mümkün olan en kısa sürede ülkelerine dönmeleri sağlanacak, 

-Sanat ve müzik festivalleri yasaklanmak yerine teşvik edilecek, RTÜK yönteminde, üye seçimi çoğulculuğa dayalı olarak değiştirilerek kurulun tarafsızlığı ve özerkliği güvence altına alınacak,

-Devlet okullarında çocuklara bedava kahvaltı verilecek.

Size ilk bakışta göze çarpanları sıraladım. Ama emin olabilirsiniz ki mesela polisler, yaşadıkları şiddete karşı yürüyüş yapan kadınlara bir daha elini kaldırmaya cesaret edemeyecek! Emniyet müdürleri veya mülki amirler, 23 Nisan’da Atatürk Anıtı’na çelenk koymaya karşı çıkmayı akıllarından bile geçiremeyecekler! Basında artık sansür veya cezalar-kapatmalar şeklinde gelişen faşist baskılar, uyduruk RTÜK cezaları, her türlü trajikomik kararlar, artık geçmiş 21 yılın karanlık parantezinde kalacak! 

Size düşen görev çok büyük. Millet İttifakı’nın açığını arayan, yandaş basının yanılttığı komşunuz veya kuzeninize hakikati gösterip söz geçirmeniz, her türlü ukala ile düello yapmanız gerekecek…