AKP’de aslında neler oluyor?

14 Ağustos 2024 Çarşamba

Bundan tam 23 yıl önce kuruldu AKP. Herkes bugün cumhurbaşkanının yapacağı konuşmayı bekliyorken ben o konuşma öncesinde Erdoğan’ın bir yol arkadaşıyla görüştüm.

Çok uzun yıllar iktidar milletvekilliği yapmış, AKP Genel Merkezi’nde karar verici pozisyonlarda bulunmuş ve halen Erdoğan sevgisiyle tanınan bir isimdi konuştuğum...

Partinin eski milletvekillerinden Şamil Tayyar’ın sosyal medya hesabından attığı mesajlarla açıldı sohbet... Tayyar’ın, köpek katliamına karşı Erdoğan’a “Bu zulmü durdurun” diye yazdığı çağrıyı hatırlattım. Şöyle bir yorumda bulundu görüştüğüm isim:

“Şamil Bey’in bu mesajlarının genel merkezde maalesef hiçbir etkisi yok. Biliyorum ki onlarca mevcut ve eski vekillerden, bakanlık yapmış isimlerden, hatta Cumhurbaşkanlığı’nda görev yapan arkadaşlardan çok arayan olmuş kendisini... ‘Allah razı olsun, iyi yapıyorsun, cesaret gösteriyorsun’ demişler... Ama herkes açık destek vermeye çekiniyor. Lakin böylesi çıkışların hem AK Parti tabanında hem de geniş kamuoyunda ciddi manada yansıması oluyor.”

Peki, diyorum... “Neden AKP Genel Merkezi’nde etkisi yok bu çağrıların” diye soruyorum. İlginç bir tasvir duyuyorum:

“Genel merkez başını kuma gömmüş vaziyette. Onlar ayrı bir dünyada yaşıyor. Biz aramızda espri de yapıyoruz; ‘Genel merkezin girişinde bir iksir var, o iksiri içince Alice Harikalar Diyarı’na geçiş yapıyorsun. Şelaleler akıyor, her taraf güneş, her şey çok güzel’ diye...”

Gülümsüyorum. “Ama sonuçta seçmenin gözünde de erime var” diyecekken sözümü kesip devam ediyor karşımdaki isim:

“Sonunda şuna ikna ettiler Tayyip Bey’i: ‘Efendim evet, bazı sıkıntılar var ama seçmen cebine bakar. Yarın ekonomiyi düzeltiriz, emekliye, işçiye, memura para veririz ve yine kazanırız.’ Bundandır ki Mehmet Şimşek istediğini yaptırabiliyor. Ve bütün umutları o... Biz de diyoruz ki bütün bu plan tutarsa 2026’nın bu aylarında enflasyon yüzde 20’ye inecek... Ama iki yıl boyunca bu tahribat derinleşecek. Çünkü bu tahribatın giderilmesi bile nereden baksan en az beş sene sürer. Fakat Tayyip Bey’i buna ikna ettiler...”

‘KONGRE YAPTIRMIYORLAR’

Yine “Erdoğan iyi ama çevresi kötü” teziyle karşı karşıyaydım. “Hani köklü değişiklikler olacaktı” diye hatırlatıyorum. AKP’li kaynağım çarpıcı bir iddiada bulunuyor:

“Son seçimden sonra hem genel merkezde hem de kabinede ciddi bir değişiklik yapılacağı işaretini almıştık. Fakat sonra nasıl ikna ettiler, kim girdi araya, ne yaptılar ise Tayyip Bey vazgeçti. Yahu, Tayyip Bey’e kongre yaptırmıyorlar. Bizim tüzüğümüze göre, büyük kongremizi yapmamız gerekiyordu. Biz şimdi tüzük hükmünü de ihlal etmiş oluyoruz. Hukuki mercilerin aslında bizi uyarması lazım. Bizimkiler seçimden önce tuttular, alelacele olağanüstü kongre yaptı mesela... Niye yaptık? Neymiş, seçimden önce ilçe ve il kongrelerini yaparsak sıkıntı olurmuş; olağanüstü kongreye gitmeliymişiz... Bu arada da yaklaşık 40 civarında ilde başkanları değiştirdiler. E hani ‘teşkilatları değiştirirsek sıkıntı olur diyordunuz’ değiştirdiniz işte. Kongreye gittik, neyi değiştirdik? E biz kongreyi Binali Yıldırım Bey’i görevden almak için mi yaptık sadece?

Mesele şu: Biz kongremizi yaparsak, bu genel merkezdeki arkadaşların tamamı belki gidecek. Kendi koltuklarını korumak için Tayyip Bey’i kongreye de götürmüyorlar.”

‘AK PARTİ ENTÜBE VAZİYETTE’

“Sonra” diyor kaynağım... Ve ekliyor:

“Ben Tayyip Bey’in başkalaştığını düşünüyorum. Küresel ölçekte konumlandı; bu çok doğru. Rusya’nın lideriyle de İran’ın lideriyle de görüşüyor... Lakin böyle bir insana Çankırı teşkilatındaki problemi ya da Ardahan müftüsünün kim olacağını sorduğunuzda sıradan basit detay gibi geliyor. Ama yetkilerini de devretmiyor. Bu yoğunluk içerisinde bunları tek tek irdeleyip, doğru seçimi yapması mümkün değil. Dolayısıyla çevresi onu kullanıyor.

Kâğıt üstünde kendisi kullanıyor da fiilen bu güç kendisine ait değil. Yani binlerce memuru, görevliyi Tayyip Bey’in seçerek ve bilerek ataması mümkün mü? Dolayısıyla hem Cumhurbaşkanlığı’nda hem genel merkezde bu gücü kullananlar bu dönüşüme de karşı çıkıyor. Çünkü istedikleri kişiyi atayabiliyor, istedikleri imkânı sunabiliyorlar. Dolayısıyla yetki devrinde, yeni yetkinin yeni sahipleri olacak. Bu bir risk, bunu da istemiyorlar.”

Son olarak...

Erdoğan sevgisi herkesçe bilinen kaynağımın şu sözüyle noktalayayım: “Ben bizimkilere söyledim: Bu kafayla giderseniz; önümüzdeki dönem artık bir uyarı değil, tasfiye dönemi olur. Bakın köprüden önceki son çıkıştasınız. Maalesef AK Parti entübe vaziyette, geri dönüş de çok kolay gözükmüyor...”

Sohbetimiz aslında daha uzundu. Ancak köşeye bu kadarı sığabildi. Bakalım, AKP’nin kuruluş yıldönümünde Erdoğan neler diyecek ve o dediklerini ne kadar hayata geçirebilecek...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hani kalbin kuruyacaktı? 11 Eylül 2024

Günün Köşe Yazıları