Ayşe Emel Mesci

Cumhuriyet 100 yaşında

13 Mayıs 2024 Pazartesi

Cumhuriyet gazetesi 100 yaşında. Adını Atatürk’ün Yunus Nadi’ye, “Babıâli’nin göbeğinde cumhuriyet düşmanlarına ve hilafet yanlılarına karşı mücadele verecek bir gazete çıkaralım, adını da Cumhuriyet koyalım” diyerek koyduğu bir gazete bu.

Tarihi, kurtuluş ve kuruluş mücadelesiyle bütünleşen Cumhuriyet, daha sonraki dönemde ise karşıdevrim dalgasına, gericiliğe karşı Cumhuriyet değerlerini savunan, 12 Mart ve 12 Eylül karanlığına direnen, bu zulümlerden çekmiş kalemlere kucağını açan bir “son kaya” oldu.

SON KAYA

“Son kaya” ilginç olduğu kadar, gazetemizin kurucusu olan Yunus Nadi ile bağlantısı nedeniyle de belki de 100. yılımızda yeniden hatırlanması gereken bir deyim. Yunus Nadi’nin yazılarından Işık Kansu tarafından derlenip günümüz Türkçesine aktarılmış küçük bir broşür var: “Atatürk’ün Nitelikleri.” Orada yer alan “Her Ciddi İşte Son Kaya” başlıklı yazıda Yunus Nadi, Kurtuluş Savaşı’nda benimsenen “Son Kaya” ilkesinden söz ediyor. Atatürk’ün dilinde bunun vatan topraklarımızın her karışını son kaya parçasına kadar savunma anlamına geldiğini açıklayan Yunus Nadi, bu kuralın daha sonra kurucu kadrolar tarafından bütün mücadelelerde temel prensip haline getirildiğini anlatıyor.

Beni bu “son kaya”ya İlhan Selçuk getirdi, bundan 25 yıl önce... İlhan ağabeyle yollarımız daha önce de ilginç noktalarda kesişmişti. 12 Mart’ta aynı hapishanede yatmıştık. 1999 yılında sahneye koyduğum ve Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde oynanan “Çok Uzaklardan Geliyoruz” adlı oyunu izledi, çok beğendi. O oyunun program dergisi için yazdığım yazı da ayrıca dikkatini çekmişti. “Ayşe Emel, bizim kültür sanat sayfasında yazsana” dedi. O dönemde kültür sanata iki sayfa ayıran tek gazeteydi Cumhuriyet. Sonra çeşitli maddi güçlüklerden dolayı bu alan daralsa da ülkenin kültür sanat alanında ağırlığını hep korudu bu gazete. Bu yaklaşımın altında yatan düşünsel temeli, bir dönem Fazıl Say’a yapılan hücumlara karşı İlhan Selçuk’un kaleme aldığı yazıdaki şu cümlede bulmak mümkün: “Atatürk Devrimi, dünya çapında ve uygarlık kapsamında sanatçılar üretmişse, öfkelenmeyelim. Sevinelim. Say olayını, geçmiş ile gelecek zaman ve Anadolu’yu kucaklayan mekân kapsamında düşünmeye çalışalım.”

BİR MUCİZE

Evet, geçmiş ile gelecek zaman... Cağaloğlu’ndaki o tarihi binadan bugüne uzanan sayısız fotoğraf... Belleğimizdeki o unutulmaz karelerde donmuş zaman da Cumhuriyet’in tüm çalışanları ve okurlarıyla bugüne ve geleceğe uzanıyor.

Cumhuriyet gazetesinin Türk basın tarihinde gerçekten ayrıcalıklı bir yere sahip olmasının altında, kuruluş felsefesini nice badireye rağmen ödünsüz bir şekilde savunmaya devam etmesi kadar, okurlarıyla kurduğu benzersiz ilişki ve vakıf yapısı sayesinde gerçek anlamda bağımsızlığını korumuş olması da yatar. Evet, Cumhuriyet gazetesi de bu memlekette bir mucizedir, mucizeler bir kez ortaya çıktı mı yok etmek öyle kolay olmuyor, İsmet Paşa’nın Şişli’deki evde haritanın başında Atatürk’e dediği gibi, “Mıntıkalar çok, yollar çok!”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Buzdağının altı 4 Kasım 2024
Toplumsal çürüme 21 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları