Ataol Behramoğlu
Ataol Behramoğlu ataolbehramoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Türkiye bize yasak mı?

07 Haziran 2023 Çarşamba

Bitlis Kitap Fuarı ve kültür günleri kapsamında 5 Haziran Pazartesi günü müzisyen arkadaşım Haluk Çetin’le bir programımız olacaktı.

Üstelik ben bu kültür günlerinin onur konuğu olacaktım.

Bu konuda ilgili ve yetkili kimselerle yaklaşık iki hafta önceden konuşulup görüş birliğine varıldığı için yaşam programımızı (doktor randevumuz, başkaca seyahatler vb.) bu tarihe göre düzenlemiştik.

Nitekim, programın bütününü düzenleyen ve kuşkusuz saygın bir kuruluş olan BETAV (Bitlis Eğitim ve Tanıtma Vakfı) afişlerimizi bastırmış (Programda sevgili Metin Uca’nın da olduğunu öğrendim böylece), uçak biletlerimiz alınmıştı.

Derken, fuar yönetiminden bir telefon geldi. Program iptal edilmiş. Hemen ardından THY’den uçak biletlerimizin iptal mesajı geldi. Metin Uca kardeşimden gelen telefonda -o sırada Amsterdam’da imiş- onun başına da aynı şeyin geldiğini öğrenmiş oldum.

Kuşkusuz çok üzüldüm.

Bitlis insanıyla, kültürüyle, evleriyle, sokaklarıyla, sevdiğim bir şehirdir.

Kaç yıl oldu anımsamıyorum, fakat en az beş yıl önce ilk kez gittiğimde (belki daha da önce) bir okulda ve bir TV programında konuşmuş, Bitlisli arkadaşlarla bu şehrin sorunları konusunda dertleşmiştik.

Başlıca sorun, binlerce Bitlislinin ve çevrede yaşayan insanların ekmek kapısı olan tütün fabrikasının görünür bir neden olmaksızın kapatılması ve sonucunda yaşanmakta olan büyük işsizlik sorunuydu.

Korkarım o günden bu güne bu konuda bir iyileşme olmamıştır.

Fabrika yeniden açılmadıysa ya da başkaları kurulmadıysa nasıl bir değişim olsun ki?

Tanıdığım ve sevdiğim bu kente gidişimin böylece engellenmiş olması doğal olarak üzdü beni.

Biletlerimizi, Van-Bitlis arasındaki olağanüstü doğayı benim bir kez daha, Haluk’un ilk kez görebilmesi için Van üzerinden aldırmıştık. Buna hazırlanmıştık. Olamayışı bu anlamda da şaşırtıcı ve can sıkıcı bir düş kırıklığı oldu.

İptalin nedeni elbette çok açıktı.

Bunun fuar yönetimiyle, ev sahibi BETAV’la ilgisi olamazdı.

Yukarıdan” bir baskı gelmiş olmalıydı.

Deneyimlere dayanan tahminimi doğrulayacak kesin kanıtlar olmasa da -ya da kimseye zarar vermemek için bu konuda ayrıntıya girmek istemiyor olsam da- her kim iseler bu engellemeye neden olan kişi, kişiler ya da kurumlara yönelik bir çift sözüm olacak:

Türkiye sizin çiftliğiniz mi, babanızın malı mıdır? Sanatçılarla, yazarlarla, okurları, sevenleri arasına girme, buluşmalarını engelleme hakkını nereden, kimden alıyorsunuz? 

Sanatçıyla seveninin, yazarla okurunun buluşmasını engellemeniz öncelikle bir hukuk suçudur.

Mütevazı gelirimizi engellemekle, en açık deyimiyle ekmeğimizi kazanmamıza engel olmakla da aynı zamanda bir insanlık suçu işliyorsunuz.

Böylece hem insanlık hem hukuk bakımından suç işlemiş, demokrasi ve kültür düşmanlığınızı göstermiş ve onaylamış oluyorsunuz.

Şimdi yazı başlığındaki soruya geliyorum:

Sizin gibi düşünmeyen, sizin görüşlerinize karşı olan, hem sanat ürünleriyle hem de yeri geldiğinde söz ve eylemleriyle sizin hoşlanmayacağınız görüşler dile getiren yazarlara, sanatçılara Türkiye’yi yasaklamayı mı amaçlıyorsunuz?

Eğer böyleyse bunu başaramazsınız, başaramayacaksınız...

Çünkü gerçek sanat ve kültür, adalet ve insanlık değerleri, sizlerin küçük hesaplarınızın, zavallı sığ dünyalarınızın çok ama çok üstündedir.

Türkiye’miz de onun gerçek sevdalısı sanatçılarıyla, edebiyat ve kültür insanlarıyla, bu gibi sığlıkları, kötülükleri, hukuk ve insanlık dışılıkları her zaman aşmıştır, aşacaktır.

Bakın, her kim iseniz torunlarınızın torunlarından en azından biri, günün birinde benim bir şiirimi sevgilisine okuyacak, bir başka şiirimle duygulanacak, adımı sevgiyle hayırla anacak, o uzak toruna iki üç göbek önceki dedesinin adı sorulacak olsa yanıtı “Nereden bileyim, ne saçmalıyorsun!” olacaktır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları