Ataol Behramoğlu
Ataol Behramoğlu ataolbehramoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sigara

16 Ağustos 2009 Pazar

Şiirlerimde “sigara” sözcüğünün kaç kez geçtiğini saymadım. Fakat belleğimde “sigara”lı dizelerimin sayısı az değil... Örneğin, bir yirmili yaş şiiri olan “Sonbahar Ezgisi” şöyle başlar:

Caddeden liseli kızlar geçiyordu

Medeni Hukuku usulca kapattım.

İmtihanmış, paraymış, etiketmiş

İnadına bir sigara yaktım...

Ondan daha da önceki yılların, kitaplarımda da yer almamış bir liseli “aşk ve avarelik” şiirinde ise, kentin sokaklarını, “gönlümdeki sevgili” ve ağzımdaki (sigara bile değil) “cigara” ile dolaşırım...

Bu “cigara” sözcüğü Attilâ İlhan’dan gelmiş olmalı... Hayran olduğum şiirlerinden “Kaptan”ın unutulmaz dizelerinden biri (ezberden yazıyorum) şöyledir: “ağzında yoksul bir ıslık, ıslak bir cigara gibi...”

Sonradan Attilâ İlhan’ın sigara tiryakisi olmadığını öğrendiğimde bayağı şaşırmıştım...

***

Peki ben kendim sigara tiryakisi miyim? Benim gibisine sanıyorum ki tiryaki denmez. Paket taşıdığım zamanlarda bile öğleden önce sigara yaktığım nadirdir. Fakat sigarayla, şu “cigara”lı şiiri yazdığım zamanlardan başlayarak, diyebilirim ki birkaç yıl öncesine kadar, hep sorunlarım oldu. Hiçbir zaman sıkı bir içici olmadım. Yarı doluyken ya da belki içinden bir tane yakmışken, bir daha ağzıma sigara koymamak üzere buruşturup attığım paketlerin sayısı az değildir. Zaman zaman, uzun süreler ara verdim sigara içmeye. Örneğin 10 aylık cezaevi yaşantısında, amaçladığım yaşama disiplini gereğince, tek bir sigara içmedim...

Yazma konusunda sigaranın bir işe yaramadığını; ve hatta tam tersine, bir dize bulmak amacıyla üst üste yakılan sigaraların dizeyi bulmaya yardımcı olmak şurda dursun kafayı kazana çevirerek yaratıcılıktan büsbütün uzaklaştırdığını, yazma işlerinin daha tam başlarında fark etmiştim... Buna karşılık ömrüm boyunca sigarayla çekişmem de hiç sona ermedi.

Şimdilerde (ve çoktandır) sigara içicisi değilim.

Fakat çoğu kez akşamüstleri, iki tek atarken, sigara değil ama küçük ya da orta büyüklükte bir “sigar”dan birkaç nefes almayı; ya da bir çalışmayı noktaladığımda, “kendimi ödüllendirmek” için aynı şeyi yapmayı seviyorum ve kendimi bu “keyif”ten mahrum etmeye hiç de niyetli değilim.

***

Bunları neden yazdığımı ya da durup dururken yazmadığımı anladınız kuşkusuz... Sigara yasağına karşı olmak benden ırak olsun. Keşke yaşamlarımızda böyle bir şey hiç olmasaydı... Fakat oldu...

Şimdi ne yapacağız? Filmlerde yapıldığı gibi, şiirlerden, öykülerden de “sigara” sözcüğünü çıkarıp atacak mıyız?

Sigaralı fotoğraflarımızı imha mı edeceğiz?

Aptalca, daha da öte faşist bir sansürcülük olmaz mı bu?

Ben sigara içilen bir çağa aitim...

Buna karşılık, sigara içenlerin içmeyenleri zehirlemesine kuşkusuz ki karşıyım. Çocukların sigara içiciliğine özendirilmesi ise bana göre cinayet işlemekle eşdeğerlidir.

Fakat günümüzdeki sigara yasağının sunuluş ve uygulanış biçiminde; sigara içmeyenlerde sigara tiryakilerine toplum dışı insan, neredeyse cüzamlı gibi bakma eğiliminin kışkırtılmasında; içki içilen yerlerde de sigara yasağı saçmalığının getirilmesinde, ülkemizde şu andaki siyasal iktidarın niteliğine de bakarak, insan sağlığına ilişkin kaygıların ötesinde birtakım kötü kokular alıyorum.

Ve bu kötü kokuların, sigara dumanından daha az zehirleyici olmadığını düşünüyorum...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları