Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Neden Hep Kaybediyoruz?
\n\n\n
Köşe yazısının sınırları içinde sorunun yanıtını aramaya girişmeden önce, kaybeden ya da kaybedenlerin ve doğaldır ki karşıtı olarak kazananın ya da kazananların kim(kimler) olduğu konusunda düşüncemi belirtmem gerekiyor.
\nBana göre son milletvekili seçimlerinde de bir kez daha kaybedenler:
\n1) Türkiye Cumhuriyeti’nin başta laiklik (laik eğitim) ilkesi olmak üzere, düşünce-inanç-anlatım özgürlüğü, yönetimde güçler ayrılığı ilkesi, yargı bağımsızlığı, ulusal bağımsızlık gibi temel değerleri;
\n2) Burjuvazinin yatırımcı, üretimci bir kesimi;
\n3) İşçiler, köylüler, küçük esnaf ve dar gelirli kamu ya da özel sektör çalışanları olmak üzere tüm emekçilerdir...
\nKazananlar ise:
\n1) Cumhuriyetin yukarıda sıralanan temel değerlerinin karşısındaki bir dünya görüşünün günümüzdeki temcilcileri;
\n2) Emperyalizmin güdümündeki yerli ve yabancı finans kapital;
\n3) Bu düzenden yararlanan irili ufaklı çeşitli çevrelerdir...
\nBugünün galiplerini yenilikçi, çağdaş; bir kez daha yenilgiye uğrayanları da statükocu vb. olarak görüp, kaybedenleri “eski”, kazananları “yeni” diye adlandırmak ise, bana göre çağdaşlığın değil, aymazlığın, oportünizmin, çıkarcılığın ya da geleceği görmek konusunda tam bir körlüğün sonucudur.
\nÖyleyse özetleyerek bir kez daha soralım:
\nCumhuriyetin temel değerleri, emekçi halk ve onların yanı sıra da (olduğu kadarıyla) ulusal burjuvazi neden durmaksızın kan kaybediyor?
\nCumhuriyet karşıtları ve emperyalizmin güdümündeki (üretim yapmaksızın parayla para kazanan) finans kapital ise nasıl oldu da ülke siyasetinin ve ekonomisinin hemen hemen tek egemeni olmayı başardı?
\n***
\nYukarıdaki saptamalarda kabaca da olsa anlaşıyorsak, neden hep kaybediyoruz sorusunun yanıtı da bir ölçüde kolaylaşıyor.
\nBu yanıt zaten bilinmeyen bir şey de değil...
\nBütün uygar dünyada burjuva oluşum ve devrimlerinin temelinde hümanist-özgürlükçü düşünceler ve bilim alanındaki devrimler vardır.
\nİşçi sınıfının ve ideolojisi olan bilimsel sosyalizmin toplumsal ve düşünsel yaşamda ortaya çıkışı da, bu ulusal burjuva oluşum ve devrimlerinin sonucundadır.
\nÜlkemiz bu ulusal burjuva devrimleri kervanına çok geç ve çok eksikli olarak katıldı.
\nKurtuluş Savaşı sonrasında devlet eliyle oluşturulmaya çalışılan ulusal burjuva ekonomisi, emperyalizm karşısında yeterli güç sahibi olamadığı gibi, emekçi sınıflar ve sosyalizm ideolojisi de hem İttihat ve Terakki hem Hürriyet ve İtilaf dönemlerinde ve bütün Cumhuriyet tarihi boyunca ezildi, kovuşturuldu, örgütlenmesine izin ve fırsat verilmedi...
\nBunun tek istisnası 1960 sonrasındaki kısa bir dönemdir...
\nO dönemde elde edilen kazanımlar 12 Mart, 12 Eylül ve sonrasında geri alındıktan sonra, şimdi tümünün kökten kazınıp yok edilme sürecine girmiş bulunmaktayız...
\n***
\nBugün çok açık ve net olarak görülen, Cumhuriyet’in kendi mezarını kendi elleriyle kazmış olduğudur.
\nTayyip Erdoğan’lar dışarıdan ithal edilmedi.
\nOnlar, 1940’larda başlayan, eğitimin imam hatipleştirilmesi süreçlerinin günümüzdeki sonuçlarıdırlar.
\nBugün bu kişiler ve çevreler, emperyalizmin Ortadoğu’yu yeniden biçimlendirme projesinin Türkiye kanadını oluşturmaktalar.
\nEmperyalizm, üreten, yaratıcı, bağımsız bir Türkiye istemiyor.
\nEmperyalizmin istediği, tasarımladığı ve gerçekleştirmekte olduğu Türkiye; sanayi, tarımsal üretim, bilimsel araştırma alanlarında gelişmiş ülkeler arasındaki yarışın dışında kalmış; bağımsızlık-özgürlük-demokrasi gibi bir derdi olmayan, (tam Huntington’ın tanımladığı ve önerdiği) bir Ortadoğu ülkesidir.
\nErdoğan hükümetlerinin uygulamaları ve hiçbiri üretime dönük olmayan bütün “çılgın proje”ler, bu “makro” hedefe yöneliktir...
\n***
\nNeden kaybettiğimiz sorusuna verilecek yanıtlar, doğaldır ki ne yapılması gerektiğinin ipuçlarını da taşıyor.
\nŞimdilik birkaç satırda bu konuda düşündüklerimi de özetlemek istiyorum.
\nCHP’ye, geçmişteki ve şimdiki yöneticilerine yüklenmek, işin kolayına kaçmaktır.
\nDemokrasiyi oy sandığıyla, seçim sistemiyle, siyasal partilerle özdeş görmek de aynı ölçüde sığ ve dar bir demokrasi anlayışıdır.
\nToplumun, bütün sınıf ve tabakaların, bütün meslek gruplarının tepeden tırnağa örgütlenmesi gerek.
\nDemokrasiyi de sosyalizmi de kuracak olan, şu ya da bu siyasi partiden önce, ona taban oluşturacak toplumsal örgütlenmelerdir.
\nKaybedenlerin gelecek seçimlerde kazanmalarının yolu, öncelikle bu örgütlenmelerin gerçekleştirilmesinden, var olanların güçlendirilmesinden geçiyor...
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- Köyüne dönmek isteyene 5 gebe düve verilecek
- Barış Atay’dan Özgür Özel'e sert yanıt
- Gaga Bulut'tan skandal pedofili yayını!
- Yatak odasında yakalandı: Kaçarken balkondan düşüp öldü
- Rusya'dan, Bakan Fidan'ın Suriye açıklamalarına yanıt
- Bakan Yerlikaya'dan 'kayyum' açıklaması
- Cemal Enginyurt'tan, Soylu'ya büyük taş
- İstanbul'da AVM yangını: Çok sayıda itfaiye sevk edildi!
- AKP'li üst düzey isimden 'genel af' yanıtı
- Kürsüde Erdoğan'a çok sert 'İsrail' tepkisi