Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kime ve Neye Oy Vereceğiz?
\n\n\n
Yarınki milletvekili seçimlerinde kime ve neye oy vereceğiz?
\nBunun kısa bir irdelemesini yapmaya çalışalım.
\nBundan önceki bir iki yazımda da sorduğum bir soruyu yineleyerek başlıyorum:
\nSiz, iktidar partisinin başındaki kişinin “Türk Büyükleri”ni sıralarken, örneğin Namık Kemal’in, sözgelimi Tevfik Fikret’in, mesela Ziya Gökalp’in adını andığına rastladınız mı?
\nRastlayamazsınız...
\nÇünkü onlar ve benzerleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini oluşturan felsefenin ön sırasında yer alan kişilerdir.
\nBu felsefe Namık Kemal’de özgürlük, antiemperyalizm, monarşi karşıtlığı; Tevfik Fikret’te bir ucu ütopik sosyalizme uzanan bir adalet ve özgürlük düşüncesi; Ziya Gökalp’te ulusal kimliğe sahip çıkış ve cumhuriyetçiliktir.
\nGünümüz Türkiye Başbakanı’nın bu düşünürlerin adlarını “Türk Büyükleri” listesine neden almadığını anlamak içinse, Türkiye’de bütün bir 19. yüzyılı ve sonrasını kapsayan düşünce akımlarını, karşıtlıkları ve çatışmalarıyla gözden geçirmek gerekir...
\n***
\nHiçbir ulusun uluslaşma tarihi tek bir çizgide gelişmez.
\nBu Türkiye için de kuşkusuz böyle olmuştur.
\nBugün göklere çıkarılan Osmanlı Devleti’nin her alandaki çöküşüne engel olmak için düşünce ve eylem üreten ilk düşünce ve eylem insanları, Batılıların “Jön Türk” dediği genç Osmanlılardır.
\nGünümüz Osmanlıcılarının onlardan nefret etmesi doğaldır.
\nÇünkü Cumhuriyetin temellerini oluşturan felsefenin tohumları ilk kez onlarla atılmıştır.
\nNamık Kemal’in edebiyatta ve toplum bilimin hemen her dalında verdiği ürünler, özellikle toplum bilim alanındaki ürünlerin içerik zenginliği ve öngörü keskinliğiyle şaşırtıcıdır.
\nO bir antiemperyalisttir.
\nÜlke zenginliklerini gözü dönmüşçesine yabancı sermayeye satan kişi ve çevrelerin Namık Kemal’den haz etmemeleri, dahası ondan nefret etmeleri anlaşılır bir şeydir.
\n***
\nTevfik Fikret’in ütopik sosyalizmi, insan merkezli dünya anlayışı, bugünün egemenlerinin geri, kokuşmuş, dünya ve insan anlayışlarının tam karşısında yer alır.
\nFikret, yaşadığı ülkenin ve dönemin toplumsal koşullarının üzerine yükselmiş bir akıl ve vicdandır.
\nKendi döneminde olduğu gibi bugün de insan olma kimliğini doğaüstü güçlere teslim etmiş, bağnaz, ahretçi, ortaçağcı düşüncelerin düşmanlık odağındadır...
\n***
\nZiya Gökalp, çok haksız olarak dar bir “Türkçülüğün” sınırlarına hapsedilmiş, büyük bir düşünce adamıdır.
\nDemokrat, bağımsızlıkçı ve cumhuriyetçidir.
\nKadın haklarından (Ali Suavi’yle birlikte) söz etmiş ilk düşünürümüzdür.
\nMalta sürgününden dönüşünde, memleketi Diyarbakır’da çıkarmaya başladığı “Küçük Mecmua”da yayımlanan yazılar ve çeviriler bile, ülkemizde toplumsal düşüncenin o günlerde ulaşmış olduğu yüksek düzeyin parlak bir göstergesidir...
\n***
\nCumhuriyeti oluşturan felsefenin temelinde, her biri kendi döneminin ve kişiliğinin özellikleriyle yer almış üç şair-düşünürden söz ettim…
\nGünümüzde siyasal iktidarı bir biçimde ele geçirmiş olan kadro, onların her birinin düşünce dünyasına da, kişiliklerine de temelden karşıdır.
\nÇünkü henüz açıkça itiraf edemiyor olsalar da temelden karşı oldukları asıl şey, 1923’te ilan edilmiş olan Cumhuriyetin kendisidir.
\nŞimdiden koydukları ve düşüncesi bile sıkıntı veren 2023 hedefi ise rasgele bir 100. yıl olayı değil, bir rövanş hesabının adı, bir karşı cumhuriyet hedefinin tarihidir…
\n***
\nAKP iktidarı, açıkça söylemekten çekinmeyelim, bütün bir 19. yüzyıl ve Cumhuriyet tarihi boyunca, açık ya da gizli olarak varlığını sürdürmüş her türlü Cumhuriyet karşıtlığının, Volkan yazarı Mustafa Sabri’den Said Nursi’ye, oradan Pensilvanya’ya uzanan bir düşünce ve eylem zincirinin günümüzdeki halkası ve ne yazık ki ulaşmış olduğu aşamadır…
\n12 Haziran 2011’de oylanacak olan da budur…
\nYa 1923 Cumhuriyeti ya da 2023 tarihiyle simgelenen 1923 karşıtlığı…
\nKandırılmış, sindirilmiş, bir biçimde satın alınmış, yoksul ve cahil halk yığınlarına bir diyeceğim olamaz.
\nKabahat onları eğitimsiz bırakan gelmiş geçmiş Cumhuriyet yönetimlerinin kendisidir.
\nFakat az çok bilgi sahibi, eğitimli kimselerin AKP’ye ve liderine demokratlık vehmederek ya da kişisel çıkarlarının kölesi olarak bu partinin ve liderinin yanında yer almaları, bütün bir Cumhuriyet tarihine ve bütün hatalarıyla eksiklerine rağmen bu Cumhuriyetin sahip olduğu çağdaşlık, özgürlük, bağımsızlık temellerine ihanet etmektir…
\nYarınki seçimde sandıklara atılacak ya da sözüm ona tarafsız ya da kararsız kalınarak atılmayacak olan oyların anlamı da açık seçik olarak budur…
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- Köyüne dönmek isteyene 5 gebe düve verilecek
- Barış Atay’dan Özgür Özel'e sert yanıt
- Gaga Bulut'tan skandal pedofili yayını!
- Yatak odasında yakalandı: Kaçarken balkondan düşüp öldü
- Rusya'dan, Bakan Fidan'ın Suriye açıklamalarına yanıt
- Bakan Yerlikaya'dan 'kayyum' açıklaması
- Cemal Enginyurt'tan, Soylu'ya büyük taş
- İstanbul'da AVM yangını: Çok sayıda itfaiye sevk edildi!
- AKP'li üst düzey isimden 'genel af' yanıtı
- Kürsüde Erdoğan'a çok sert 'İsrail' tepkisi