UEFA Disiplin Komitesi’nin Fenerbahçe ve Beşiktaş’a verdiği cezalar, yaz sıcağında ortalığı kasıp kavurdu.

Hatta şöyle diyebilirim ki, Gezi Parkı direnişi bile 2. plana düştü futboldaki bu kara tablo nedeniyle.
Gerçi, daha kesinleşmiş bir ceza yok, Tahkim ve CAS süreçleri yaşanacak; ancak disiplin komitesinin verdiği bu cezalar Türk futbolunun artık yol ayrımına geldiğinin en büyük kanıtı.
Ülkece gördük ki ‘atama yolu’ ile gelen başkan, Başbakanlık konutundan alınan icazetle koltuğa oturan yöneticiler ve ‘bizdendir, iyi çocuktur’ türünde dayatmalarla kurullara giren isimlerle federasyon ancak bu kadar yönetiliyor; amiyane tabirle yönetilemiyor.
Elbette bu dayatmaya boyun eğen Futbol Federasyonu Genel Kurul üyeleri de şapkalarını önlerine koyup düşünmeliler; “Niye boyun eğiyoruz” diye...
UEFA’nın kararı için yorum yapmak zor. Ancak bir gerçek var ki TFF süreci iyi yönetemedi.
Sıkıntıyı sadece 58. maddeyi değiştirmekle aşacaklarını sandılar. Oysa yapılacak iş, UEFA’ya sıkıntının tüm ayrıntıları ile anlatılmasıydı. Şöyle söyleyebilirim ki Sayın Yıldırım Demirören, Antalya’daki 58. madde değişikliği sonrası soluğu golf kulübünde alıp 18 çukur peşinde koşmayıp, İsviçre’ye gitse, Michael Platini başta olmak üzere durumu tüm UEFA bileşkelerine anlatsa, o dosya 2 yıl sonra yeniden açılmaz, o günlerde ek bir karar çıkar, ülke insanı birbirine düşürülmezdi. Ama Demirören, bu yolu seçmedi. İşi bıraktığı kişiler de son derece yetersiz olduğu için 2013 yazında Türk futbolu karaya oturdu.
Görünen o ki UEFA, hiçbir şekilde TFF’ye inanmıyor; dikkate almıyor, önemsemiyor. Öyle olsa disiplin komitesi depreminde ilk tebligatlar kulüplere değil, önce ülkedeki 1 numaralı ilgili kurum TFF’ye giderdi.
Ama Avrupa futbolunu yönetenler biliyor ki, TFF özgür bir kurum değil, bir yerlere bağımlı. Üstelik TFF’nin şimdiki başkanı, dosyada yer alan 2 kulüpten birinin o sıkıntılı kupa finali döneminde başkanlığını yapmış, bununla da kalmamış, kulübünün mali kriterler nedeniyle aldığı cezaya neden olan ‘ölçüsüz’ harcamalara imza atmış.
Ne dersiniz, siz bu TFF’ye inanır mısınız?
O yüzden acil olarak Türk futbolu yeni bir kaptan bulmalı ve yol haritası çizmeli, yoksa bu cezaların çok daha fazlası ‘hak etmediğimiz halde’ boynumuza asılır.