Adaletsizlik geniş bir kavram aslında; Türkiye'nin en büyük sorunu. Yargıdan yürütmeye, iş dünyasından gelir dağılımına kadar kanayan yara. Durum böyle olunca spor dünyası da bu sistemin bir parçası olmaktan kurtulamıyor. Gözlerinizi kapayıp şu son 1 hafta, 10 gün içinde maçlarda verilen-verilmeyen penaltılara, VAR uygulamalarına, PFDK'nın kesip Tahkim'in bozup veya bozmadığı kararlara bakmanız yeterli olur, "adaletsizlik" kavramının hücrelerimize kadar nasıl işlediğini kavramaya... Aslında bu yazının konusu Rafael, Fatih Terim, Okan Buruk, Süleyman Hurma'ya verilen uzun süreli cezalar, indirimler ve aflardı ancak usta gazeteci Emrah Kayalıoğlu, hafta içinde öyle bir konunun fitilini ateşledi ki Lig Radyo'da, yukarıdaki cezalar ve infazları sıradanlaştı.

Olay Kırşehirspor'la Van Belediyespor arasında oynanan 2. lig maçında yaşanıyor. 31 Ekim günkü maçta (1-0) Kırşehir 1 yıldır uygulanan 5 oyuncu değişikliği hakkını kullanıyor. Ancak, bu değişikliklerin IFAB (Dünya futbol birliği diyelim) kararları gereği oyunun bütünlüğünü koruma adına 3 defada yapılması gerekiyor. Kırşehir ise hakem 4'lüsünün onayı ile bu değişiklikleri 4 kerede gerçekleştiriyor. Kısaca ortada bir kural hatası var, maç futbol oyun kurallarının dışına taşmış. Ya hükmen yenilgi kararı alınması gerekiyor, ya da maç tekrarı. TFF ise konuyu yaklaşık 2 ay sümen altında tuttuktan sonra "Yönetim Kurulu Kararı" ile sonuca bağlıyor: "Bu kural hatası değil hakem hatası." Üstelik şöyle bir yorum da ekliyor: "Oyuna ve neticeye net bir şekilde tesir edilmemiştir."

Görüldüğü üzere TFF, yasalarla koruma altına alınan kendi yönetmeliğindeki (oyuncu değişikliği maddesi) kural ihlalini hakem hakem hatasına çevirip, "Oyna devam" diyor. Konu sıkıntılı olduğu ve örnek teşkil edeceği için de duyuru iki kulübe gönderilip, üzeri örtülüyor. Meseleyi merkez medyada gündeme getirecek bir kalem olmadığı için de konu kapanıyor. Ne güzel değil mi, TFF kendi kuralına bile uymayacak kadar adaletten uzaklaşmış. Demek ki, geçen çarşamba CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun spor insanlarıyla yaptığı çevrimiçi sohbette, G.Saray'ın eski 2. Başkanı Sedat Doğan, futbolcu Lemi Çelik ve Satranç Federasyonu eski Başkanı Ali Nihat Yazıcı tarafından gündeme getirilen, "Nerede adalet var ki, sporda olsun" ortak fikri çok doğruymuş. O toplantıda sınırlı sürede, "TFF'nin şeması ve yapısı arızalı, bunu PFDK'nın verip Tahkim'in onayladığı, yönetim kurulunun da uyguladığı bir kararı AİHM'den geri döndürerek kanıtladık, ama federasyon kendi içindeki yapısal bozukluğun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nce tespit edilmesini bile görmezden gelecek kadar yoz" diyen avukat Sedat Doğan'ı da ayrıca kutlamak gerek, gerçekleri en azından muhalefete anlatabildiği için.

Bir ekleme; Fenerbahçe ve Galatasaray Başkanları birbirlerine demeç savaşı açtı dün. İyi ki maçlar seyircisiz, yoksa ortalık birbirine girerdi. Gerçi Katarlı yayıncı beIN Sports'un seyircisiz maça (Karagümrük-Denizli yanılmıyorsam) tribün efekti koyup, o ses çalışmasında Fenerbahçe'ye hakaret ettirmesi de başka bir skandal.

Görüldüğü gibi Türk futbolunda adalet yok, skandal çok!