8 Mart Dünya Kadınlar Günü haftasındayız. Kadın hakları hareketinin simgesi olan bir hafta aslında, toplumsal eşitliği savunan ‘biz’ler için kutsi anlam ifade eden bir tarih. Acaba, ülke olarak kadın-erkek eşitliğinin neresindeyiz? İBB İnsan Kaynakları sorumlusu Boğaziçi Üniversitesi kökenli yönetici Yiğit Oğuz Duman çok iyi özetlemiş ülkedeki kadın-erkek eşitsizliğini sosyal medyada: “Bilim kurallarımız, kamu üniversiteleri, TÜBİTAK, YÖK gibi organizasyonlarda akademik unvana sahip insanların yüzde 44’ü kadın iken bu kurumlarda yönetici rolü alabilen kadın oranı yüzde 7. Eğitim kurumumuz MEB uhdesindeki genel müdürlükler, il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinde kadın yönetici oranı ise sadece yüzde 3. Oysa ki, eğitimcilerin yüzde 57’si kadın. Her 8 Mart’ta hamaset yerine bu oranları yayınlamakla başlayabiliriz.”

Peki kadın-erkek eşitsizliği spor dünyasında nasıl tezahür ediyor? Türkiye’de amatörler dahil milyonları temsil eden TFF’nin yönetim kurulunda, yedekler dahil herkes erkek! Genel sekreterlik makamında da erkek yönetici var, Tahkim, PFDK, MHK gibi kurullara lütfen birer kadın atanmış. 60 küsur spor federasyonunda sadece satranç, yelken ve oryantringin başkanları kadın; geri kalanı erkek! Ki, satrancın başındaki kadın başkan Gülkız Tulay, şu an için Türkiye’ye en fazla lisanslı sporcu kazandıran isim. Yani başarılı! Gençlik Spor Bakanlığı’na bakarsak; durum daha da vahim, bakan yardımcısı, genel müdür, genel müdür yardımcıları, daire başkanları arasında tek bir kadın yönetici yok! Gelelim kulüplere, F.Bahçe, G.Saray ve Trabzon’un yönetimlerinde kadın yöneticiler var, ancak ne denli (y)etkililer bakmak gerek, Beşiktaş’ta o da yok! Ne güzel değil mi, İngiltere’deki erkekler kulübü gibi bir spor yönetimimiz var.

Kadınları saf dışı bıraktığımız için maşallah çok da başarılıyız!

Örneğin şu koskoca TFF’nin yönetiminde bir kadın olsa, kapılar kapandığında inanın daha düzeyli konuşmalar yapılır, daha akla uygun kararlar alınır, MHK, PFDK, Tahkim, UÇK gibi kurullar daha demokratik kurulur, kamuoyu vicdanını yaralayan karar ve atamalara imza atılmazdı! O yüzden gelin kadın yönetici sayısını Türkiye’deki kadın-erkek sayısına eşitleyelim! 

Bir paragraf da iyice kirlenen sosyal medya için. Taraf tutmayalım ama Instagram, Facebook, Clubhouse henüz yozlaşmadılar, gelgelelim Twitter tam bir cadı kazanı. İşin kötüsü, spor kulüplerinin yöneticileri, şirket patronları, merkez medya artık, “Ya eleştirilirsek” korkusu ile iş yapar hale geldiler. Twitter ve türevlerindeki algıcılar kuyuya taş atan deli misali insanlar! Söz konusu kirlenmeden kendinizi korumanın ise 2 çaresi var, ya bakmayacaksınız, ya da sağlam bir avukat tutup, en ufak iftirayı-hakareti kayıta aldırıp avukatınıza havale edeceksiniz, toplumdaki bilinilirliğiniz ölçüsünde de mahkeme masrafları hariç 2000 ile 20 bin lira arası para kazanacaksınız; buradan Twitter küfürbazlarına duyurulur!