Arif Kızılyalın

Olimpiyat, Diye Diye!

18 Ağustos 2013 Pazar

2020’ye için artık iyiden iyi geriye sayıyoruz. Açıkça söylemek gerekirse 31 Mayıs akşamına kadar çok iyi bir tanıtım yapmıştık ülkece. Ali Koç bir taraftan, Murat Ülker öte yandan, Ferit Şahenk, Hasan Arat, Spor Bakanı Suat Kılıç hemen herkes olimpik halkanın ucundan çekiştiriyordu İstanbul rüyası için. Henüz 35 tesisin 6’sı hazır, 11’i revizyonla hazır hale getirilebilir olduğu halde, doğal konumu nedeniyle bir anda İstanbul favori haline getirmişti. Hatta Madrid, bitmiş 28 tesisine karşın (olimpiyat için 35 tesis gerekli) umudunu yitiriyordu ki Gezi olayları patladı. Polisin sert müdahalesi, politikacıların Gezici gençleri ‘düşman’ ilan edip olayı insan hakları ihlali çizgisine taşıması, onlara şu veya bu yolla arka çıkan işadamlarına gözdağı verilmesi, engelli yurtaşlara sıkılan tazyikli su birden İstanbul’un büyüsünü silip süpürdü. Peşi sıra patlayan doping olayları, Rıza Kayaalp’in ‘ırkçı’ söylemleri işin tuzu biberi oldu.
İşin garibi, bu kadar kan kaybına karşın hâlâ topluca bir olimpik hareket yok! Sadece bir grup kellesini kolunun altına almış koşturuyor!
Ne dersiniz olimpiyatı organize edecek kentin açıklanacağı güne şunun şurasında 21 gün kalmışken; el ele vermemiz gerekmez mi? Hasan Arat, Ali Koç, Moskova-Pekin demeden dolaşıp IOC üyelerini ikna etmeye çalışırken birileri niye hâlâ, ülkeyi
‘tweet’leri ile ikiye bölüyor? Bilmiyorlar mı eğer olimpiyatı alamazsak, spor yönetimi en baştan, en uca ‘al aşağı’ olacak? İnsan kendi bacağına kurşun sıkar mı? Spor teşkilatı baştan aşağı değişecek demişken, eski Güreş Federasyonu Başkanı Aşkın Osman Bak ile futbolun TBMM’deki önemli ismi Hakan Şükür’ün adlarını da bir yerlere yazın!

\n

El Moutawakel’i Tanır mısınız?

\n

1984 Los Angeles Olimpiyatı’nda kadınlar 400 metre engellide ufak tefek, esmer bir kız bitiş çizgisini geçerken İslam dünyası olimpiyattaki ilk kadın şampiyonuna kavuşuyordu.
Faslı
Nawal el Moutwakel, Rumen ve ABD’li rakiplerine nal toplatmış, olimpiyat altınını boynuna takmıştı. Daha sonra ülkesi ve İslam âlemi bu genç kızı bağrına bastı. Fas’ın spor elçisi IOC üyesi, Akdeniz Oyunları Organizasyon Komitesi’nin en önemli ismi olup çıkıverdi. Ve ilk günden itibaren İstanbul 2020’ye yoğun destek verenlerdendi! (Di) diyorum çünkü Mersin Akdeniz Oyunları’nda Faslı dostumuzu fena halde kırdık.
Anımsarsınız Akdeniz Oyunları’nda Olimpiyat Futbol Takımımız Fas ile final oynadı. Dramatik bir şekilde de şampiyonluğu Fas’a kaptırdık. Türkiye’nin bu şok yenilgisi o branşta altın bekleyen Gençlik ve Spor Bakanımız
Suat Kılıç’ı belli ki çok üzmüş olacak o ve ekibi madalya törenini beklemeden stattan ayrıldı. Oysa futbol branşında şampiyonluk ödüllerinin ülkenin spor bakanı tarafından verileceği de duyurulmuş, bu gelişmeden de Fas’ın spor elçisi El Moutwakel haberdar edilmişti. Ancak madalyalar başka bir yetkili tarafından verilince Faslı ‘abla’mız küplere bindi; oyunları terk etmek istedi, araya girenler oldu, rica minnet Mersin’de kaldı.
Ve o Moutwakel, bu tören krizini unutmamış olsa gerek Moskova’daki Dünya Atletizm Şampiyonası’nda kimi bulduysa dert yandı:
“Türkler böyle yaptı...” diye...
Ne dersiniz, İslam âleminin ilk kadın olimpiyat şampiyonu, 2020 yarışında İslam âleminin olimpiyat adayı kenti İstanbul’u destekler mi?

\n

Ne ‘Milli’ Kaldı, Ne de ‘Takım’

\n

Ulusal Futbol Takımımızın 2-0 öne geçtiği Gana maçının 2-2 sona erdiği dakikalardı. Sosyal paylaşım sitesi Twitter’da Abdullah Avcı’ya (haklı olarak) büyük öfke vardı. Katılımcılardan biri, “Ne milli kaldı ne de takım” diyerek tepkisini dile getirip genç teknik adamı kimin koruduğu sorusunu gündeme getiriyordu. Kimi İstanbul Belediye Başkanvekili Göksel Gümüşdağ tarafından korunduğunu söylüyordu, kimi ‘Kasımpaşa’ mahallesininin emaneti olduğuna dikkat çekiyordu.
Onu bunu bilmem ama birileri Abdullah Avcı’yı koruyor.
İnanın, Avcı’ya gösterilen sabrın onda biri
Şenol Güneş’e, Fatih Terim’e, Mustafa Denizli’ye, hatta bu satırların yazarı tarafından yerden yere vurulan Guus Hiddink’e bile gösterilmedi.
Yıldırım Demirören nedeni bilinmez bir biçimde korumaya aldı Abdullah Hoca’yı!
Ne var ki, bu Avcı sabrı koskoca Türkiye’yi
‘av’ haline getirdi.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Prag’da kasım ayı! 27 Kasım 2024
Trump, TFF, UEFA 22 Kasım 2024
Sorunları Atatürk’le! 20 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları