Bir ay önce eski milli futbolcu ve MHP Milletvekili Saffet Sancaklı, TBMM kürsüsünden açıkladı: “4 büyüklerin toplam borcu 13.1 milyar. Türk futbolu batıyor, yeni yasa derhal yürürlüğe girmeli, borcu olan kulüp transfer yapmamalı. Bu mali yapılarla kulüpler ayakta duramaz.” Demek ki Sayın vekile yanlış bilgi vermişler, ortada 13.1 milyar falan gibi bir borç yok. Eğer olsa, İrfan'lar, Mustafa Muhammed'ler, Mesut'lar, Gedson'lar, Bakasetas'lar, Cenk'ler milyonlarca Avro karşılığında söz konusu ekiplerin yolunu tutmazdı. Bundan sonra bir kulüp başkanı, "Dar boğazdayız, batıyoruz, sistem tıkandı” derse inanmayın. Hele FFP, TFF Harcama limiti gibi safsatalara da kulak asmayın. Hatta Ronaldo’ları, Messi’leri, Virgil'lerin de alınmasını isteyin. Ara transferde mantıkla ölçülemeyecek bir çılgınlık yaşadık. Ya 4 büyükler petrol kuyusu buldu, ya da Bitcoin üretmeye başladılar. Mali tablolara bakıyorsunuz 4 ekibin vergi borcu tavan yapmış, kimi Bankalar Birliği üzerinden kolunu kaptırmış borç sarmalına, kimisi uzun vade adı altında geliri ile sadece borcunun faizini ödeyebileceği bir çarka girmiş, ama iş transfere gelince hepsi cengaver! Bu çılgınlığın nedeni ne sorusuna yanıt ararken telefonum çaldı, konu gündeme gelince, "Kulüpler yeni yasa çıkmadan alabildikleri kadar oyuncu almak istiyor" yorumunu yaptı hattın ucundaki dost. Çünkü yeni yasa ile artık Türk futbolunda, istediğin kadar harca ibra ol kurtul yöntemi bitiyor. Yönetimler kulübü borca soktuğu anda malını, mülkünü kaybetme korkusu ile görev alacak. Bu yüzden özellikle de 4 büyükler uzun süreli sözleşmelerle 1-2 yılı garanti altına almak için yarıştı ara transferde. F.Bahçe alınca G.Saray da daldı topa, ardından Beşiktaş, Trabzon ve diğerleri. Ara transferde inat olsun diye bunca adamı almanın, aynı mevkiye bir maç oyuncu birden transfer etmenin israf olduğunu belirtmekte fayda var!

Gözden kaçan bir sorun da, F.Bahçe ile Katarlı yayıncı kavgası. F.Bahçe, kendilerine yapılan haksızlığın sona ermesi için yaptıkları itirazlardan sonuç alamayınca protestolara başlamış ve röportajlara yolladıkları futbolculara, "Adil olun" tişörtü giydirmişlerdi. Katarlı yayıncı da sansürledi utanmadan! Ardından F.Bahçe aynı tişörtü seremonide giydi. Katarlılar bu kez farklı çekim teknikleri ile protestoyu görmezden geldi. beIN Sports'ta yorum yapan onca futbol ve spor insanı bu tepkiye gıkını çıkaramadı! İpler gerildi. F.Bahçe en ufak insani hatayı bile doğal olarak kendisine karşı yapılan kasıtlı bir olay olarak algılıyor. Bir görüntü ekrana gelmese isyan ediyorlar; haklılar! Oysa, şirketin CEO'su Yousef Al-Obaidly, F.Bahçe Başkanı Ali Koç'la bir araya gelse, işin aslı ortaya çıkar! Ama katarlılar oralı değil! Sanırım gitmeyi göze almışlar! O yüzden TFF, yeni yayıncılar bulmalı, yeni sezon öncesi!