Altan Öymen

Tüm partilerin 12 yıllık ‘yasak’lı dönemi

20 Eylül 2023 Çarşamba

Geçen haftaki yazılarımda, İzmir’in kurtuluşunun 101’inci yılıyla birlikte, CHP’nin 100’üncü kuruluş yıldönümünü kutlarken akla gelen bir konu da şuydu: CHP dahil, bazı partilerimizin kuruluş günlerinden başka, bir de “yasaklanış” günleri vardı. Daha sonra da o “yasakların kaldırılış” günleri... 

1980 yıllarında var olan partilerimizin tümü o iki günü yaşamıştı... Ama şunu da hatırlayalım: O yasaklama ve fiilen kapatılma günleriyle yeniden açılış günleri arasında tam 12 yıllık bir zaman geçmişti. 

O 12 yılı “kapalı” geçiren partilerin sayısı 18’di. 1980’e kadar Meclis’te var olanlarını -resmi kuruluş yıllarına göre- sırasıyla ve o günkü genel başkanlarıyla birlikte hatırlayalım: 

Cumhuriyet Halk Partisi (1923) Bülent Ecevit, Adalet Partisi (1961) Süleyman Demirel, Milliyetçi Hareket Partisi (1969) Alparslan Türkeş, Milli Selamet Partisi (1972) Necmettin Erbakan, Cumhuriyetçi Güven Partisi (1967) Turhan Feyzioğlu

***

Aslında 1980’in 12 Eylül’ünde başlayan o askeri yönetimin ilk gün ilan ettiği amaç, bir an önce anayasayı değiştirmek ve yeni anayasaya göre yeni bir seçime geçip ülkeyi sivil yönetime devretmekti. Ama “yeni sivil yönetim”de, eski yöneticiler ve eski partiler bulunmayacaktı. Onların yerine, yönetimin belirleyeceği yeni kişiler ve yeni partiler geçecekti. 

Askeri yönetim bu kararını uyguladı. 18 Ekim 1982’de “Milli Güvenlik Kurulu”nca hazırlanan yeni anayasa referandumda kabul edildi. “Yeni partiler”in kurulmasına “izin” verildi. Ama o “izin” şöyle işleyecekti: Yeni kurulacak partilerin yönetim kadrolarının “Milli Güvenlik Kurulu”nun onayından geçmesi şarttı. O onaydan geçemeyen partilerin seçime katılma hakkı olmayacaktı. 

Bu kurala göre kurulan partilerden sadece üçü onay aldı. İkisi zaten kurulun teşvikiyle kurulmuştu. Biri eski parlamentonun orta sağındaki -artık yasaklı- Adalet Partisi’nin yerine geçsin diye kurulan “Milliyetçi Demokrasi Partisi”ydi. Orgeneral Turgut Sunalp’ın başkanlığında kurulmuştu. Biri de kapatılan Cumhuriyet Halk Partisi yerine, emekli vali Necdet Calp’ın başkanlığındaki “Halkçı Parti”ydi. 

Daha sonra, onlara, askeri dönem sırasında başbakan yardımcılığı yapmış olan eski planlamacı Turgut Özal’ın “Ben dört eğilimi bir araya getiren bir parti kurayım” teklifiyle kurduğu “Anavatan Partisi” de katıldı. 

Askeri yönetim o üç partiye izin verdi.

Biz, artık “yasaklı” CHP’nin “yasaklı” yöneticileri çok kaygılıydık. Ben partinin son dört genel sekreter yardımcısından biriydim. Genel başkanımız Bülent Ecevit parti liderliğinden sadece resmen de değil fiilen de ayrılmıştı. Genel sekreterimiz Mustafa Üstündağ’ın başkanlığında partiyi temsil edecek bir başka genel başkanın liderliğinde yeni bir parti kurulmasını sağlamaya çalışıyorduk. Tabii, o genel başkan adayı da birlikte çalışacağı kişiler de “yasaksız” olacaklardı.

Aklımıza gelen aday adaylarımızdan biri de Erdal İnönü’ydü. Hem tanınmış ve çok saygın bir akademisyendi hem de İsmet İnönü’nün oğluydu. Tüm eski yönetim kadrolarımızın gayretleriyle Erdal İnönü, o görevi kabul etti. SODEP (Sosyal Demokrasi Parti) adındaki parti kuruldu. Ve 1983 seçimine girmek istediğini komiteye bildirdi. Ama komite, partinin yönetim kurulunda üye olanlardan bazısını kabul etmeyerek SODEP’in seçime girmesine izin vermedi. 

Böylece 1983 seçimine üç partinin katılımıyla girildi. Özal’ın partisi ANAP seçimi kazandı. Hükümeti kurdu. Necdet Calp’ın “Halkçı Partisi” ise Turgut Sunalp’ın Milliyetçi Demokrasi Partisi’ni açık ara geçerek ana muhalefet partisi oldu. Ve siyaset hayatımızdaki “yeni sivil dönem” başladı... 

***

Bu hikâyenin daha sonrası da ilginç olaylarla doludur. Ama özeti, bu yazının başında belirttiğimiz gibidir. Ülkemizin 1980’den önceki partilerinin hepsi 12 yıl boyunca yasaklı ve kapalı kalmıştır. Yerlerine kurulan partiler de zaman içinde oy kaybına uğramışlardır. Bazıları “yüzde 10 barajı”nı aşamayıp Meclis dışında kalmış, zamanla siyaset sahnesinden ayrılmışlardır. 

Bugünkü siyaset hayatımızda, o zamandan bu zamana yaşadığımız sorunların, sıkıntıların ve demokrasiden giderek daha da uzaklaşmanın nedenleri arasında, o “12 yıllık” yasaklı dönem de vardır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hangi alanda iyiyiz? 20 Kasım 2024
Atatürk ve İnönü 13 Kasım 2024
Kayyumlu rejim... 6 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları