Önce Kemal Kılıçdaroğlu’na tebriklerimi sunmak isterim. CHP’nin ilk yüzyılının son 13 yılında parti liderliği görevini yerine getirmiştir. 

Ülkemizin, özellikle siyasal açıdan çok zor bir dönemine rastlayan o yıllardaki iktidar partisi ve ittifak haline girdiği yandaşları, Türkiye’nin Cumhuriyet ve demokrasi dönemindeki anayasalarını, yasalarını ve kurallarını hiçe sayan bir anlayış içindeydiler. Türkiye’yi demokratik yapısından giderek uzaklaştırmaktaydılar. Kılıçdaroğlu’nun liderliğindeki Cumhuriyet Halk Partisi’nin “ilk hedef”i, o gidişi durdurmaya çalışmak ve Cumhuriyetimize-demokrasimize yeniden kavuşmanın yolunu açmaktı. Kılıçdaroğlu’nun liderliğindeki Cumhuriyet Halk Partisi, o hedefe yönelik olarak gerek Meclis’in gerek halkın içindeki faaliyetini devamlı olarak sürdüren çok az sayıdaki siyasal partilerden biriydi. 

İktidarın, ekonomimizdeki ve sosyal hayatımızdaki çöküntülerin de temelini oluşturan o anlayışına karşı, demokrasiyi ve adaleti korumanın önemini vurgulamak için, Türkiye’de bir ilk olan “Ankara’dan İstanbul’a yürüyüş”ü başta olmak üzere birçok etkinlik o dönemde birbirini izlemiştir. 

O gidişten kurtulmak için, siyasal alanda ittifak yapma girişimi de bir ilkti. Hedeflenen sonuca varılamasa da o yolun denenmiş olmasının faydaları bundan sonra da kendini gösterecektir.

ÖZGÜR ÖZEL

CHP’nin yeni lideri Özgür Özel’i de içtenlikle kutlarım. Hem partinin grupbaşkanlığında yıllarca süren çalışmaları için hem de CHP Genel Başkanlığı’na seçildiği için… 

Grup başkanvekilliği kolay iş değil. Hem -adı üstünde- genel başkanı Meclis’te de Meclis dışında da temsil edeceksiniz hem de çok sayıda partili milletvekilinin, görevlerini yerine getirmesini sağlayacak şartları oluşturacak ve koruyacaksınız. Hele bu görev süresi, eğer her türlü muhalefeti ezme merakındaki bir iktidar partisinin Meclis’teki çoğunluğa sahip olduğu bir döneme denk gelmişse o daha da zordur. 

Özel, Meclis’teki grup başkan vekilliği görevini o koşullar altında yürütmüş, o koşullar altında çalışmanın tecrübelerini edinmiştir. 

Şimdi de uzun süre vekilliğini üstlenmiş olduğu selefinin de deneyimlerinden faydalanarak parti genel başkanlığındaki bayrak yarışını sürdürecektir.

EKREM İMAMOĞLU

O da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile birlikte bu kurultayın da başkanı olarak kurultayın başarılı koşullar içinde geçmesine önemli katkılarda bulunmuştur. 

Ayrıca bir yandan kurultayın yönetimini yürütürken bir yandan da kurultay faaliyetine ara verildiği bir zamanı kullanıp İstanbul’a giderek başkanı bulunduğu şehirdeki Uluslararası Boğaziçi Koşusu’na uğramayı da başarabilmiştir. 

Onu da önümüzdeki seçimler için başarı dileklerimle birlikte bu kurultaya yaptığı önemli katkılar için kutlarım. 

TÜM CHP’LİLER...

Ve tabii, kurultayın delegeleri ve üyeleriyle birlikte tüm CHP’lilere de tebriklerimi sunarım. Ülkemizin siyasal tarihine bir kere daha, demokrasi yolunda, başarılı bir örnek sergilenmesini sağlamışlardır. 

BUNDAN SONRASI… 

CHP’lilerin ve CHP’yi destekleyenlerin bundan sonraki “ilk hedef”i malum: Hepsi, bir seferberlik havası içinde, mart ayındaki yerel seçimlerin mümkün olduğu kadar çok seçim çevresinde kazanılmasına katkıda bulunmak... Bu kurultayda bence, CHP’nin o konudaki şansı, daha da artmıştır. 

Son bir temenni daha: 

Önümüzdeki yerel seçimlerinin yanında, hiç unutulmaması gereken hedef de odur: Türkiye’nin yeniden demokratikleşmesi… O hedefe ulaşmak için, anayasa değişikliği ve belirli yasa değişiklikleriyle birlikte idari değişikliklerin de gündemde tutulması… Gerektiğinde partiler ve diğer toplumsal kuruluşlarla birlikte ittifaklar da kurulabilmesi... Ama tabii, ittifaka katılması söz konusu olan partilerin ve kuruluşların belirlenmesinde gerçekçi olunması kaydıyla. 

Gerçi önümüzdeki seçim bir yerel seçimdir. Ama şu belli ki, hele bazı hallerde, yerel seçimler, genel seçimlerden daha az önemli değildir. Siyasal hayatımızda da örnekleri vardır, bazı yerel seçimlerin sonuçları, genel seçimlerin ve anayasa değişikliklerinin yolunu açarlar.