Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Sana Bir Ad Bulamadım’

25 Şubat 2014 Salı

Türkiye’de hukuk ve demokrasinin rejim tarafından ırzlarına geçilmesi, iyice aşikâr olduktan sonra, bir zamanlar AKP iktidarında demokratik bir rejim rüyası görenler, gaflet uykularından uyanıp mahmur bir edayla söyleniyorlar.
- Bu rejimin adı artık demokrasi değildir. Bir zamanlar Tayyip Bey de demokrat görecek kadar gafil olanlar şimdi, gelişip, başımıza çöreklenmesinde kuşkusuz büyük pay sahibi oldukları rejimin adını koymaya uğraşıyorlar.
Henüz, hab-ı gafletlerinden tam uyanamadıkları için, yine saçmalayıp kuvvetler ayrılığını ayaklar altına alan, demokratik gösterilerde insanları öldüren, hapishaneleri muhaliflerle, gazetecilerle dolduran, parasız eğitim isteyen gençleri tutuklulukla çürüten, polislerce işlenen cinayetlerin üstünü örten rejime bütün bu özelliklerine rağmen diktatörlük demeye dilleri varmadığından, saçma yalpalamalarına devam ediyorlar.
Hezeyanları Ergin Yıldızoğlu’nun da dikkatini çekmiş, o da 19 Şubat’ta yayımlanan “Rejimin Adı Ne” başlıklı yazısını bu konuya ayırmış, ıskalamış olanlara tavsiye ederim geriye dönüp bir daha okusunlar.
Bu arada rejime ad ve sıfat konduramayanların komik çabaları bende eski bir alaturka şarkıyı çağırıştırdı:
“Sana bir ad bulamadım.”

***

Oysa, niteliklerini Yıldızoğlu’nun 19 Şubat günkü yazısında anlattığı rejime bir ad ve sıfat bulmak hiç de güç değil.
Vatandaşın ne yiyip ne içeceğine, ne seyredip ne seyretmeyeceğine, ne okuyup ne yazacağına, vapurda ve parkta nasıl oturacağına, sevgilisine hangi uzaklıkta bulunacağına, hangi taleplerde bulunacağına, kaç çocuk doğurup bunları nasıl dünyaya getireceğine kadar beşikten mezara yaşamının tüm alanlarına müdahale eden rejim öldürdükleri, zulmüyle hapsettikleriyle halis muhlis bir dikta, hem de diktanın şeddelisidir.
Çünkü yalnızca siyasi alanda baskı ve zulümle yetinmez, A’dan Z’ye hayatın her alanına müdahale eder. Bu kozmogonik, bütünü kapsayan rejimin niteliği totaliterliktir.
Bu totaliter despotizmin ülkemizde somutlaşmış şekli Tayyip Bey’in siması olduğu için rejime Tayyibizm adını vermek yanlış olmasa gerek.
Tayyibizm de bütün totaliter diktalar gibi düşmana ihtiyaç duyar, bütünleştiricilik peşinde koşarken bölücülük yapar.
Diğer totalitarizmlerden farklı olarak çoğunluğun onayını almayı beceremediğinden, toplumu benden olanlar ve düşmanlar diye ortadan ikiye ayırır ve birbirine karşıt iki kamp yaratarak tehlike ve iç çatışma tohumları saçar.
Sandığa ve milli iradeye saygısı da laftadır. Milletten her şeyi saklamak ve milli iradeyi ifsat etme yoluyla sandığın da işlevini engeller.

***

Toplumun en az yarısını karşısına almış olan Tayyibizm totaliter despotizmi, bazı sivil baskı kurumlarından da yararlanır.
Yararlanılan sivil baskı kurumlarının başında mahalle baskısı gelir. Ama bu mahalle baskısı, tıpkı öğrenilmiş çaresizlik gibi iktidar tarafından yönetilen öğretilmiş bir mahalle baskısıdır.
Totaliter despotik Tayyibizmin fetvacı müderrislerinden Hayrettin Karaman Kasım 2013’teki bir yazısında “mahalle baskısı”nın nasıl işleyeceğini şöyle anlatıyor:
“...Çoğunluğa göre (yani kendilerine göre) bir durum ahlaksızlık, rezillik; onursuzluk, ayıp, günah olarak kabul ediliyorsa ne olacak.
Ben söyleyeyim: Toplum buna tepki göstererek çirkin duruma müdahale edecek mahalle baskısı yapacaktır... Baskıya maruz kalanlar, medyayı ve devlet kurumlarını müdahaleye çağıracaklardır. Medya karışacak, devlet kurumları da baskıyı engellemekte gevşek davranacaklardır. Liberal demokraside ısrar edilecekse hükümet rejime ters düşen devlet davranışlarına tevessül etmeyecek, ama bireyler muhtaç oldukları çoğunluğun hatırı için bazı özgürlükleri gönüllü olarak kullanmayacaklardır.
İnadına kullanırlarsa eğer mahalle baskısı değerli bir çoğunluk hakkı olur.”
Bir ad bulunamayan, bir sıfat yakıştırılamayan rejim işte bu rejimdir.
Gel de gülme!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları