Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Refik ve 'Tutuklu'
Sevgili,
\nKışın bitiminde, hafta sonları, yatılı okul çıkışı çantasında gramer kitabıyla Yüksekkaldırım’dan aşağı doğru inerken manavın tezgâhından 25 kuruşa yeni çıkmış çağla bademi alarak, baharın tüylü tadını damağında duyduğu çocukluk yıllarını geride bırakalı çok olmayan, gençliğinin henüz eşiğinde, bıyıkları yeni terlemiş mektepli delikanlı, yazın Beyoğlu’nda sinemaya giderken, Tünel’in karşısındaki pasaja dalar, oradan çıkınca Sofyalı Sokağı arşınlayarak, cephesi dar, kapının hemen solunda uzun çinko barı olan yere girip, küçük bir bira ısmarlayabildiğinde kendisini bahtiyar addederdi.
\nHer şeyden önce, o zamanlar yarım litresi “Arjantin” tabir edilen biranın yarı ölçüsündeki miktar genç adamı kesmeye yeterdi ve onu ısmarlayabilmesi de cebinde fazladan bir elli kuruşu olması demekti ki, bu da pek sık olmazdı.
\nLokantanın sahibi (lokantalar daha henüz restoran olmamışlardı) tezgâhın arkasına geçer, tam altına bardağı yerleştirdiği sifonu özenle kullanarak, üstünde bir fokol (faux col = köpükten yakalık) oluşturacak şekilde birayı hazırlardı.
\nTekel birasının (o zaman başkası yoktu) ağır ağır çekilmesi sırasında delikanlının ağzı sulanır, sonra uzatılan altın sarısı buz gibi bardaktan önce büyük bir yudum alır, içine sindire sindire yutar, arada biraz bekledikten sonra biranın ısınmasına imkân bırakmadan küçük yudumlarla bitirir, bardağı iade ederken de, içinden takdirlerini dile getirirdi:
\n- Şu birayı Refik gibi çeken de yoktur hani!
\nO zamanlar Refik’in çektiği biraların lezzetinin yalnızca çekimdeki sabır ve ustalıktan değil, aynı zamanda serpantinin zamanında yıkanarak, ekşimenin önlenmiş olmasından da kaynaklandığını bilmezdi.
\n***
\nAradan yarım yüzyıldan fazla süre geçtikten sonra, yine bir yaz günü toprağa verdiğimiz Refik Arslan’dı, fıçı birayı çekmekteki ustalığıyla tanınmış olan o kişi.
\nBiranın çekilmesini daha görürken damağında kamaşma başlamayan o günün delikanlısı doğrusu ya, yıllar sonra kadim dostunu musalla taşında gördüğünde o yarım yüzyıl önceki bira fasıllarını hatırlamadı. Daha çok, Asmalımescit’in en sönük yıllarında bile orada olan, semtin şaşaalı yeniden doğuşuna kadar ayakta kalmasına büyük katkısı bulunan Refik’in bir zamanlar akşamları şimdiki gibi, sosyal ve sanatsal tartışma konularının ve içki adabının egemen olduğu, seçkin bir meyhane iken, öğlenleri civardaki konsolosluklardan gelen diplomatlarla avukatların müdavimi oldukları lezzetli tencere yemekleriyle ünlü lokanta olan dükkânını, yıllar boyu orada birlikte oturduğu dostlarını, renkli müdavimleri, Refik’in kimi bahar günlerinde kendisine “Kuzu sarma var gel!” diye telefon etmesini anımsadı.
\nYetmiş yıldan da daha fazla bir süre önce, Çamlıhemşin’den, İstanbul’un bohem semtine gelip, komi olarak işe başlayan Refik Arslan İstanbul’u İstanbul yapan, bugünkü cıvıl cıvıl Asmalımescit’i yaratan kişilerden biriydi.
\nÇok arayacağım bu değerli dostumun, pek fazla telaffuz etmediği bir hayali vardı: 55 yılı devirmiş olan dükkânının bulunduğu sokağın kendi adıyla anılması...
\nKimbilir belki de semtte ve Türk sanat dünyasına katkıları dolayısıyla, Refik’in hayali bir gün gerçekleşiverir.
\nHepimiz ‘tutuklu’yuz
\nSevgili,
\nTürk basın tarihinin önemli günlerinden biri olacaktır, 24 temmuz 2011. Çünkü bugün “Tutuklu Gazete”si okurla buluşuyor.
\nŞu anda yeryüzünde en fazla tutuklu gazeteciyi barındıran ülke konumunda olan Türkiye olduğuna göre, Tutuklu Gazete’sinin vatanı da o olmalıydı. Oldu da...
\nGazetecinin özgürlüğü, onun kişisel özgürlüğünden ibaret değildir. Gazeteci halkın haber alma özgürlüğünün aracısıdır. O söz konusu özgürlüğü, asıl sahibi olan okuyucu adına vekâleten kullanır.
\nBu durumda gazeteci özgür değilse, okur da ülkenin vatandaşı da özgür değildir.
\nGazeteci tutukluysa, okur da vatandaş da tutukludur.
\nİçerideki gazeteciler ile birlikte hepimiz tutukluyuz.
\nBundan daha beter olanı ise bu tutukluluğun insanların umurunda olmamasıdır.
\nTutuklu Gazete’si çok şükür ki, durumun bu olmadığını kanıtlıyor.
\nO zaman fiil çekimini hep birlikte doğru bir şekilde yapabiliriz:
\nTutukluyum/ Tutuklusun/ Tutuklu/ Tutukluyuz/ Tutuklusunuz/ Tutuklular/
\nAma çok şükür ki, durumun farkındayız. Hiç değilse kimilerimiz....
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
- FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen öldü
- Eğitimde sorunlar çığ gibi büyüyor! Öğrenciler aç, okull
- ABD seçimleri dünyayı nasıl etkileyecek?
En Çok Okunan Haberler
- Polis engelledi, Özel yurttaşlara çağrı yaptı
- Ahmet Özer'in gözaltına alındığı görüntüler ortaya çıktı
- Özgür Özel Esenyurt'ta konuşacak
- Akşener’den kayınbiraderi hakkında suç duyurusu
- Vaizden Atatürk ve Cumhuriyete hakaret
- Yurttaşlar Özel'in Demirtaş ziyaretini nasıl karşıladı?
- 'Ben şimdi 'I love you' desem...'
- Ersan Şen ve DEVA Partili Ekmen arasında büyük tartışma
- Amca Salim Güran cinayet gecesi dereye gitmiş!
- Belediyelerin gelirlerini nasıl etkileyecek?