Kimse düşleyemezdi bile, bir kâbus olarak dahi düşünülemezdi. Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Karargâhı’ndaki general ve amiral sayısı 28 iken, tutuklu olarak Hasdal’da bulunanların sayısı otuza varmış bulunuyor. Halen Genelkurmay Karargâhı’nda 28, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Karargâhı’nda 16, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Karargâhı’nda 15, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargâhı’nda 8, Jandarma Kuvvetleri Komutanlığı Karargâhı’nda 8, EDOK Komutanlığı Karargâhı’nda 7, Sahil Güvenlik Komutanlığı Karargâhı’nda 2 general ve amiral görev yapmakta. Bu durumda hemen hemen karargâhtaki her üç general ve amirale karşı, tutuklu bir general veya amiral düşmektedir.

İç savaş ortamındaki ülkeler dışında, tarihin hiçbir döneminde coğrafyanın hiçbir mevkiinde görülmemiş bir durum.

Dikkat buyurunuz! İçeride olan general ve amirallerin hiçbirinin bir mahkûmiyeti yok. Bunlar yalnızca tutuklu.

Okurlarım için açıklamaya gerek yok, ama etrafı velveleye vermek isteyen şamatacılar ile onların şakşakçılığını yapan budalalar için belirtmek isterim ki, bu yazı “General ve amiraller niye yargılanıyor” sorusunu sormak üzere yazılmış değil.

Sormak istediğim açık ve net soru şudur:

- Akademi Komutanı Balanlı neden tutuklandı? Tutuksuz yargılanamaz mıydı?

***

Tutukluluk nedenleri CMK’de belirtilmiştir

Ama siz boşuna kafa yormayın!

Çünkü Balanlı’nın tutuklanma nedenini CMK’nin maddeleri arasında arayıp bulamazsınız

Balanlı’nın tutuklanma nedenini dünkü Sözcü’deki köşesinde Emin Çölaşan büyük bir açıklıkla şöyle belirtiyordu:

“Gözleri aydın, amaca bir kez daha ulaştılar. Harp Akademileri Komutanı, Havacı Orgeneral Bilgin Balanlı da tutuklandı. Önümüzdeki ağustos ayında Hava Kuvvetleri Komutanı olması bekleniyordu. Şimdi olamayacak çünkü yasalar uyarınca , tutuklanan bir kişinin orduda terfi etmesi mümkün değil. Ağustos ayında emekli edilecek. Bir tutuklandın mı, işin bitiyor!”

Şimdi anlaşıldı mı, Orgeneral Balanlı’nın neden tutuklandığı?

Balanlı tutuksuz yargılansaydı, büyük olasılıkla ağustosta Hava Kuvvetleri Komutanı olacaktı.

Yine aynı günkü Sözcü’deki köşesinde Necati Doğru, Eskişehir’de görev yaparken darbe hazırladığı iddiasıyla tutuklanan Balanlı’nın o sıralardaki yardımcısı emekli Tümgeneral Şirin Ünal’ın seçimlerde AKP’den aday olduğunu yazıyor ve şu garip çelişkiyi gözler önüne seriyordu:

“Komutan darbeci, hapiste..

Yardımcı milletvekili Meclis’te..”

***

Sevgili Okurlar, Orgeneral Balanlı sağlık nedeniyle GATA’ya kaldırıldı. Göreceksiniz şimdi onu da sömürü konusu edecekler, “neden hastaneye kaldırıldığını” soracaklar. Soru aptalcadır, çünkü Balanlı bir yargı kararına istinaden verilen cezayı çekmek için yatmıyor, tutukluluk tedbiriyle içeride, o tedbir de hapishanede de hastanede de yerine gelir.

Bütün bunlar ne zaman oluyor?

PKK’nin yeni eylemler hazırlığı içinde olduğu istihbaratının alındığı bir dönemde.

Bu sırada Türkiye yüzeyinde ne oluyor?

TC terör örgütü PKK’nin başı Abdullah Öcalan ile İmralı’da görüşüyor.

Bu sırada PKK ile savaşmış olan TSK’nin 30 general ve amirali Hasdal’da tutuklu olarak yatıyor.

İktidarı ellerinde tutanlar PKK ile barışmaya çalışıyorlar. Yandaş medyanın çığlıkları ayyuka çıkıyor:

- PKK ile barış, TSK ile savaş!

Biz de diyoruz ki,

- Barışacaksan TSK ile barış, mecbur kalıp da illa savaşacaksan PKK ile savaş!