Meşruiyet sorunu

30 Mayıs 2023 Salı

Milletvekili ve iki turlu cumhurbaşkanı seçimi korkulduğu kadar büyük olaylar yaşanmadan bitti. Ama yine de sandığa kan bulaştı. Seçimlerin bir türlü meşruiyet sorununu çözememesi “Adam seçim üzerine seçim kazanıyor ama meşruiyet sorunu bir türlü bitmiyor” yakınışlarına yol açtı.

Her şeyden önce, meşruiyet sorununu gündeme getiren AKP’nin kendisidir. Kuvvetler ayrılığı ilkesini tanımayan, yargı bağımsızlığını ayaklar altına alan, seçmen kütüklerinin bağımsız yargı denetiminde değil, İçişleri Bakanı Soylu’nun emrindeki yürütmenin denetiminde düzenlediği seçimlerde, YSK bağımsız yargı koşulunu yerine getirmediği için demokrasilerin temel kural ve kurumlarına uygun olmadığı dolayısıyla meşruiyet sorununun giderilemediği rahatlıkla söylenebilir.

Demokrasinin temel ilke ve kurumlarıyla anayasaya aykırı biçimde yapılan seçimlerle oluşan bir iktidar, toplumun yarısını ötekileştirir, gayri meşru ilan eder, milli irade ile gelenleri işbaşından uzaklaştırırsa meşruiyet sorununun hep toplumun tepesinde asılı kalmasına yol açar.

Dolayısıyla toplumun yarısının meşruiyetini sürekli tartışmaya açan AKP, sorunun esas sorumlusu konumundadır.

***

AKP’nin meşruiyeti sorunu, milli iradenin kimi işaret ettiği tartışması değildir. Seçimi kazananın meşruiyeti tartışmalı değildir. Tartışmalı olan o iradenin oluşturduğu iktidarın, kendisine teslim edilen devletin erkini, demokrasinin kurum ve kurumlarına yasanın ve anayasanın emirlerine uygun olarak kullanmasıdır. AKP seçimle aldığı iktidar yetkisini kullanırken meşru sınırları zorlayarak dışına taşarsa meşruiyet sorunun gündeme gelmesine de neden olur.

Burada yanılgıya düşmenin anlamı yoktur. Muhalefet ve bir kısım medya son seçimlerde AKP ile Tayyip Bey’in oy kaybettiğine dikkati çekerken aslında meşruiyeti tartışma konusu etmiyor ama yalnızca iktidarın gittikçe halk desteğini yitirmekte olduğuna dikkati çekiyorlar.

Bu yerinde ve yararlı bir uyarıdır. Bu gidişle birkaç ay sonra, bugün değişim isteğini falan kale almayıp AKP’ye bir süre daha keyfi yönetme yetkisini vermiş olan halkın “Yeter!” demesi kaçınılmaz olacaktır. Bu duruma dikkati çekmek muhalefetin de basının da görevidir.

Türkiye şu anda devasa sorunlar ile karşı karşıyadır ve bunların çözümlerini aramak durumda kalacak olan iktidarlar, “her gün yenilenen” ulus mutabakatı plebisitini, üst üste kazanmak, milli birlik ve bütünlüğü sağlamak zorundadır.

Kimse bir ülkede insanların yoksulluğa ve açlığa sürüklenmeleri, vatanının göçmenler tarafından istilası tehlikesiyle burun buruna kalması durumunda veya ülkenin elden gitmesi, göçmenlere geçmesi durumunda meşruiyetinin söz konusu edilmesine karşı çıkamaz.

Evet, AKP seçimi kazanmıştır. Kimse de bu yönden meşruiyetini tartışmamaktadır.

Yalnız burada bir sorun var. Anayasa, hiçbir vatandaşın, iki kereden fazla cumhurbaşkanı olmasına izin vermemektedir.

***

Anayasa da koyduğu bu yasağı delme yetkisini iktidar veya muhalefet kimseye vermemiştir. Bu halde anayasanın vermediği bir yetkiyi kullanmaya kalkan muhalefet seçimlerin meşruiyet sorununu çözmüş olmuyor ama sorunun sorumluluğunu üstlenmek durumunda kalıyor demektir.

İşte meşruiyet tartışmasının özü budur.

Muhalefet, demokrasi oyununun “sayım suyum yok” mazereti patlatma yeri değildir.

Oyunda ikide bir “sayım suyum yok” demek kaçınılmaz olarak başka bir defiyi çağırır:

“Çanak çömlek patladı!”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları