Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Melih Gökçek Olayı

03 Ocak 2009 Cumartesi

Başbakan Erdoğan Ankara Belediye Başkanlığı için adayını en sonunda açıkladı: Melih Gökçek.

Acaba, Başbakan gerçekten kararını son anda mı verdi? Yoksa Gökçeke baştan karar vermişti de onu azap içinde bekleterek hizaya getirmeyi mi düşündü?

Her ne olursa olsun, Erdoğanın Gökçeki istiskal edercesine işi sürüncemede bırakması çoğu kimsede Başbakan bile Melih Gökçeki tam olarak içine sindiremiyor ki, bu kadar tereddüt içindedüşüncesinin yeşermesine neden olmaz mı?

Kimileri böyle düşünseler bile, acaba AKPnin genel başkanı, baştan beri Melih Gökçeke mahkûm muydu?

Gökçekin son ana kadar kendi adaylığını açıklamaması, partisine duyduğu saygıdan mı kaynaklanıyordu? Yoksa Melih Bey AKPden aday olamaması halinde başka partiye gidiş yolunu açık tutan, şantaj kokan bir manevra içinde miydi?

Bu görüşü ileri sürenlere karşı Gökçekin, Tayyip Erdoğan başında olduğu sürece AKPdeyim, o giderse konumumu yeniden gözden geçiririmaçıklamasını birden çok kez yaptığını anımsatanlar var.

AKP Gökçeki aday göstermeyi düşünüyor idiyse, kendi yaptırdığı ve Melih Beyin düşüşte olduğunu gösteren bir kamuoyu yoklamasını neden basına sızdırdı?

***

Melih Gökçek üç dönem üst üste Ankaranın başında olduğu ve bir sürü şaibeli işe imza attığı için mi yıprandı? Yoksa Kemal Kılıçdaroğluyla çıktığı televizyon programındaki niteliğini ifadeye sıfat bulamayacağım, daha doğrusu bulup da yazamayacağım davranışı dolayısıyla mı?Gerçekten o programda, hakkındaki suçlamalara cevap veremeyip karşısındakileri konuşturmayarak, yalnız Ankaralılara değil, programı izleyen herkese hakaret eden Melih Gökçekin o olaydan sonra aday gösterilmesi üstlenilemeyecek bir risk değil miydi?

Demek ki, AKP Genel Başkanı Erdoğan, Gökçeki üstlenilmeyecek kadar büyük bir risk olarak görmüyor. Tayyip Beyin bu konuda yanılıp yanılmadığını da sandık gösterecek.

Ama olaya başka bir açıdan baktığımızda şunu da söylememiz mümkündür. Kemal Kılıçdaroğlunun keskin darbesinden sonra Tayyip Bey, Gökçeki feda etmiş olsaydı, CHPnin araştırmacı - belgeci İstanbul milletvekilinin dilediğinde AKPnin içini hallaç pamuğu gibi atma yetisinin olduğunu itiraf etmiş ve araştırmacı niteliğiyle olduğu kadar, sakin, olgun tutumuyla da kamuoyunun büyük desteğini sağlayan, Kemal Beyin yalnız kişileri değil, bütün bir iktidar partisini tarumar ettiğini kabullenmek durumunda kalmış olacaktı.

***

Şimdilik görünen o ki, Murat Karayalçın, karşısında Melih Gökçeki aday olarak görmekten son derecede memnundur.

Karayalçının bu memnuniyeti bir sandık zaferine dönüşebilir mi? Onu görmek için seçimi beklemek zorundayız.

Ama kabul etmemiz gerekir ki, Melih Gökçek olayı, artık Ankara Belediye Başkanlığının sınırlarını da aşmış, bir prototip ile Ankarada oturanların (Ankaralıların demiyorum, çünkü tıpkı İstanbulda da olduğu gibi, Ankarada oturanların da çoğunluğu Ankaralı değil, henüz kent bilincine de ulaşamamış göçebelerdir) demokrasi bilinci ve özsaygısı arasındaki bir sorun haline gelmiş bulunmaktadır.

Acaba Ankarada oturanlar, adı bu kadar şaibeli işe bulaşmış, hakkındaki suçlamalar devletin raporlarıyla sabit olmuş, bütün bir ülkenin karşısına çıkıp, kimseyi konuşturmayarak kamu vicdanıyla alay etmeyi marifet saymış bir kişiyi yeniden seçecek ve ona bir dönem daha katlanmaya razı olacak mıdır?

Doğrusu, ben mart seçimlerinde, bütün bu nedenlerden dolayı, en çok Ankarayı merak ediyorum.

Tabii bu arada, yeni seçmen kütüğü rezaletini ve bu kütüklerden sağlıklı bir irade çıkamayabileceği gerçeğini de göz ardı etmiyorum.

asirmen@cumhuriyet.com.tr



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları