Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Komünistler Moskova’ya!...’

09 Temmuz 2023 Pazar

Sevgili,

Yıllar yılı nedense dört kişi hiç ölmeyecekmiş gibi bir duyguyla yaşadım. Bunlar İsmet Paşa, Vehbi Koç, Mine’nin halasının oğlu, aile büyüğümüz rindmeşrep Hüsamettin Canöztürk ve Aziz Nesin’di.

Hepsi de öldüler. 

Aziz Bey 6 temmuz 1995’te ayrıldı aramızdan. Bütün hafta boyunca yine yurdun dört bir yanında, ölüm yıldönümü vesilesiyle anıldı. Demek 28 Aziz Nesinsiz yıl geçirmişiz. Aziz Nesinsiz ama “Aziz Nesinlik” 28 yıl...

1976 yazında, Aziz Bey ile birlikte bir Moskova yolculuğumuz var ki benim için çok ilginçtir. O zamana kadar ülkemizde çok modaydı, “Komünistler Moskova’ya” diye bağırmak. Aziz Bey kim bilir kaç kez muhatap olmuştu bu slogana?? İşte ben de bu fırsatla komünistler Moskova’ya gidince ne olacağını görmüş olacaktım.

1976 yazında muhalefet lideri olan Kıbrıs Fatihi Karaoğlan, seçimlere yani iktidara hazırlanırken önemli ülkeleri ziyaret ediyordu. Haziran ayındaki Sovyetler Birliği gezisinde, gazeteci olarak, Aziz Bey ile ben de bulunuyoruz.

***

Daha otele girişte başladı Aziz Bey farkı.

Moskova’da otelimizde check-in yaptırıyoruz. Resepsiyona gelmiş pasaportlarımızı ilgililere veriyoruz ki bir dalgalanma oluyor. Kadın görevliler arkadaşlarını çağırıp Aziz Nesin’i gösteriyorlar. Bir anda hayran çemberiyle kuşatılıyoruz. Aziz Nesin’in adını duyan koşup geliyor.

Üç hafta süren o uzun gezide Sovyetler Biriği’nin dört bir yanında, Türkiye deyince üç kişinin adı geçti hep: Atatürk, Nâzım Hikmet ve Aziz Nesin. Aziz Bey her yerde saygı ve itibar görüyordu. Bülent Ecevit’in gezisini kurtaran da o oldu. Sovyetler’de ana muhalefet kavramı olmadığından Karaoğlan’ın gezisi kültürel çerçeve içinde geçiyor, bir türlü Brejnev ya da Kosigin ile beklenen görüşme sağlanamıyor, heyette büyük bir düş kırıklığı havası egemen oluyordu.

Heyette gazeteci olarak bulunan Aziz Bey, duruma müdahale etti ve partinin yönetim kadrosunda da yer alan, muhteşem Türkçesiyle herkesi hayran bırakan Mustafayev ile görüşerek Ecevit’e, Kosigin’den randevu alınmasını sağlayıp durumu kurtardı.

Kremlin’de Kossigin-Ecevit görüşmesinden çıkıyoruz, Aziz Bey ile öndeki grubun biraz arkasında kalmışız, Sovyet Dışişleri’nin hepsi de mükemmel Türkçe bilen Türkiye masası görevlilerinden biri, biraz da tavuk kışkışlar gibi bir hareketle bizi uyarıyor: “Aydi efendim, geç kalıyoruz aydi...”

Aziz Bey fevkalade kızıyor, bana hitap ederek ama herkesin duyacağı bir şekilde tepkisini dile getiriyor: “Bu ne yahu! Herif sanki tavuk kışkışlıyor. İşte bunlar böyle eşektirler. Sosyalizmi de kendilerine benzettiklerinden yabancılar da bunları görüp, sosyalizm sanarak yanlış izlenim ediniyorlar.”

Bütün söyledikleri Sovyet diplomatlar tarafından duyuluyor, bizi geç kaldığımız konusunda uyaran da mosmor oluyor...

Birkaç gün önce de Yazarlar Birliği’nde bir yönetici Türkleri ağırlarken yaptığı konuşmada Aziz Bey’i Türk-Sovyet dostluk derneğinin kurulması için önayak olmaya çağırdığında şu yanıtı almıştı: “Ben derneklerin dostluğuna inanmam halkların dostluğuna güvenirim. Siz resmi dostluk dernekleri kurmak için ihtiyacınız olan işadamı ve askerleri bulursunuz, buluyorsunuz da zaten, onlarla da dostluk derneklerinizi kurarsınız.”

O gezideki bu iki olay sayesinde, yıllardır “Komünistler Moskova’ya” teranesini dinlemiş biri olarak komünistler Moskova’ya gidince ne olduğunu görmüştüm.

Bu yolculuktan bir yıl sonra bir eylül gecesi, Aziz Nesin, Orhan Apaydın ve ben, benim arabayla Harbiye Açık Hava Tiyatrosu’ndaki Dünya Barış Günü şenliğinden dönüyoruz. Boğaz Köprüsü’nden çıkmışız, tam Göztepe kavşağına gelirken Orhan Apaydın, “Galiba bir şeyler olacak ve biz de göreceğiz Aziz ne dersin?” dedi. Aziz Bey’in yanıtı kesindi: “Hiçbir şey olacağı yok. Bizi kandırdılar Orhan görmüyor musun?”

Sovyet uygulamasının bir ulusal ekonomik kalkınma modeli olarak yaşama geçtiğini, sosyalist uygulama olmadığını düşünüyordu Aziz Bey ve onlara hep soğuk, mesafeli duruyordu.

İşte Sevgili, komünistler Moskova’ya gidince bunlar oluyordu.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları