Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Hafızayı Beşer...

04 Şubat 2014 Salı

Leyla Tavşanoğlu’nun pazar günkü konuğu, Gareth Jenkins idi.
Gazeteci, yazar, analist Gareth Jenkins, kendini demokrat, solcu diye yutturmaya kalkan nice liboşun, cemaat ve Tayyipçilerle kol kola “Askeri vesayeti tasfiye ediyoruz” bahanesiyle eşi görülmemiş bir zulüm kumpası oluşturdukları dönemde, iddianameleri okuyarak Ergenekon, Balyoz gibi davalardaki iddiaların gerçekle ilgisi bulunmayan komplolar olduğunu ortaya koyan çalışmasıyla ünlü.
Söyleşinin bir yerinde Jenkins, Leyla’nın şimdi orduya kumpas kurulduğunu iddia eden Erdoğan’ın, o zamanlar yapılanları sonuna kadar desteklediğini hatırlatması üzerine, Başbakan’ın o günlerde “Ben bu davanın savcısıyım” dediğini anımsattıktan sonra şunları söylüyor:
“Başbakan Erdoğan’ın avantajı Türk halkının hafızasının çok zayıf olması. Zaten bu, ülke için her zaman sorun oldu. 1989’da ilk geldiğimde halkın döne döne hep felaket sayılabilecek politikacılara oy verdiğini görmüştüm. Bu insanlar çok kolay unutuyorlar anlaşılan...”
Gerçekten de bir türlü demokrasi rayına oturamamış, baskıcı, üretmeyen, yolsuzluklar çukuruna saplanmış politikamızın çarpıklığının temel öğelerinin başında halkın bu “çabuk unutma” kusuru geliyor.

***

Türkiye’de sistemin çarpıklığının en büyük tarihi sorumlularından biri, belki de Pandora’nın kutusunun ilk defa açılmasına neden olmuş olduğu için birincisi olan Adnan Menderes, politikasına temel yaptığı güvencesini şöyle dile getirirdi:
- Hafızayı beşer nisyanla maluldür. Gerçekten de Menderes kamuoyunun belleğinin sığlığına bel bağlamıştı ve bir gün önce söylediğinin tersini ertesi gün söylediğinde, fark edilmeyeceğini düşünürdü.
Kimilerince demokrasimizin, Menderes ve Erdoğan ile birlikte “üç yıldızı”ndan biri olarak kabul edilen Turgut Özal ise toplumun her şeye kolay alışacağına güvenirdi.
Kendisine alışamayanlar ortaya çıktığında istifini bozmaz, gülümseyerek yanıtlardı:
- Alışırlar, alışırlar!..
Menderes ve Özal’ın, her ikisinin kötü taraflarından yaptığı sentezle hükümet eden Tayyip Erdoğan da Menderes gibi “Hafızayı beşer nisyanla maluldür” olgusuna bel bağlamış durumda.
Dün bu davanın savcısıyım dediğini unutup mağdur edebiyatı yapıyor dün altına araba çektiği savcıyı bugün devlet içinde paralel devlet kurmuş çetenin bir üyesi olarak gösteriyor.
Bütün bunlarda tek güvendiği unutkanlığımız ve de ne olursa olsun alışacak olmamız.

***

Tabii Başbakan’ın bu unutturma çabasında ona yandaş medya da çok yardımcı oluyor.
Yandaş medyanın yanı sıra liberal olduğu yalanını yutturmaya çalışan liboş takımı ile cemaat medyası ve yandaş takımı da el birliğiyle dün söylediklerini bugün yadsıyarak unutkanlık değirmenine su taşıyıp duruyorlar.
Yolsuzluk batağına bulaşmış olanların bel bağladıkları şey, toplumun belleği sığ olduğundan, her şeyi unutacak olmasıdır.
Burada yandaş ve liboş medya karşısında, azınlıkta kalan gerçekten namuslu basına düşen görev, aktüel olayları verirken geçmişi de sürekli anımsatmak, karanlığa itilip unutturulmak istenen hususları sürekli gün ışığında tutmaktır.
Zaten fazla okumayan, geçmişini bilmeyen ve daha da korkuncu merak etmeyen, bilmek istemeyen bir toplumda, basın yalnızca aktüel haberleri vermekle yetinmeyip aynı zamanda geçmişi de sürekli anımsatmak zorundadır.
Eğer çıkmazdan kurtulmak istiyorsak bütün politikalarını halkın belleğinin sığlığına, toplumun her şeye ister istemez kolayca alışacağı olgusuna dayandıranların girişimlerini boşa çıkaracak uyanıklığı göstermek zorundayız.
Unutmayalım! Belleksiz zekâ eksik, zekâsız demokrasi de yoz kalmaya mahkûmdur.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları