Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bir semt, bir ressam
Sevgili,
Neredeyse otuz yıldır oturduğum Cihangir’i, Galatasaray Ortaokulu’nda okuduğum yıllarda ilk keşfettiğimde, sanki “saklı bahçe” mucizesiyle karşılaşmış gibi oldum ve yatılı okuldan kaynaklanan hapislik sendromundan kurtulmak için, kaldırımlarını arşınladığım semtlerin arasında ona seçkin bir yer verdim.
O zamanlar bana kendisi mucize gelen Cihangir’in kendi içinde de adeta mucize olan muhteşem sürprizleri vardı.
O yıllarda, o semtte bol olan bahçeli evler ve boş arsalar sayesinde, bir köşeyi döndüğünde karşısına, sokağın istikametine göre, ya Topkapı ve camiler siluetiyle, denize bir dil gibi uzanıyor izlenimi veren tarihi yarımada ya da Kızkulesi, fakir Üsküdar’ı, Çamlıcası ile Boğazı ya da Tophane’den Adalar’a lacivert denizin tabak gibi uzandığı bir açık deniz manzarası çıkıverirdi.
İnanmayacaksın ama İstanbul o zamanlar, bir deniz kentiydi ve Cihangir’in günümüz dünyası diliyle “bonus”larından biri de ikide bir önüne pat diye fırlayıveren cömert deniz manzaralarıydı.
***
Ne garip, büyük İstanbul şairi Yahya Kemal Ayazpaşa’daki Park Otel’e çok sık gitmesine, hatta ömrünün bir bölümünü orada geçirmesine karşın, “mümin mütevekkil yoksul İstanbul” içinde kabul etmediğinden midir nedendir bilinmez, “gurup vakti” Changir’den fakir Üsküdar’a, orada güneşin vehminin ahşap evlerin camlarında saraylar yarattığı rüyaya bakmıştır da, Cihangir’e bakmayı düşünmemiştir. Okullu bir kaldırım mühendisi olarak, sokaklarını arşınlarken ben Cihangir’e çok baktım. Hele hele onlardan birini ömrüm boyunca unutmadım.
Yılını anımsamayacağım bir yaz günü, ünlü Changir Caddesi’nden Akyol Yokuşu’na dönen kaldırımın başında durmuştum. Yokuşun iniş istikametindeki, o sırada henüz üstüne apartman dikilmemiş, sağ taraftaki boş arsanın ardından, Kabataş Araba Vapuru İskelesi, Kız Kulesi, karşıda Üsküdar ile Boğaz görünüyordu. Hava açıktı, gökyüzü masmavi, üstünde kuzu başı dalgaların köpürdüğü deniz lacivertti. İstanbul’un yaz öğlenden sonralarının onsuz olmazı, püfür püfür esen “poyraz” çıkmıştı. Güneş henüz ufukta alçalmaya başlamamıştı. Saat 15-16 falan olmalıydı. Terli sırtım, esen yelden ürperirken derin bir haz veriyordu.
Orada ne kadar kaldım bilmiyorum. Yalnızca, hayatımda hiçbir anın, belleğime sıcağın parlaklığı ürpertisiyle bu kadar canlı olarak kazınmadığını söyleyebilrim. Daha sonra da o anı ne zaman tüm canlılığıyla anımsasam, gözümün önünde bütün Cihangir canlandı.
***
Aradan yıllar geçti. Lise ve onunla birlikte ilk hapislik yılları bitti. Artık her gün sokaklardaydım. Her istediğimde gidebileceğimi bildiğimden mi nedendir, Cihangir kaldırımlarını sık arşınlamaz olmuştum.
Bir kış günü, Taksim’deki Fransız konsolosluğunun girişinde İbrahim Safi’nin resim sergisine uğradım. İstanbul kadar Paris’i de betimleyen tablolara bakarken birden orada çakıldım kaldım.
Orada ben duruyordum. Daha doğrusu ben değil de Cihangir Caddesi ile Akyol Yokuşu’nun keşistiği noktadan Kabataş’a Boğaz’a bakışım. Poyrazıyla, güneşiyle, araba vapuru ile, Boğaz’ı ve de kuzu başı dalgalarıyla, velhasıl her şeyiyle o an duruyordu yerli yerinde ve tam karşımda.
İbrahim Safi o anın yani benim Cihangirimin resmini yapmıştı. Benim Cihangirimin ressamı olmuştu.
1972 Şubatı’ydı. Ülkenin yine karanlık günlerini yaşıyorduk. Bayburt’ta sürgün asteğmen olarak vatani görevimi yapıyordum. Tugay içinde bir arkadaşı ziyaret ediyordum. Karlı Bayburt’un ak karanlık akşamüstlerinden biri çöküyordu. Bir ara laf biter gibi oldu. Arkadaşım kalktı, bölük odasının elektriğini yaktı.
Ne göreyim? Duvarda bir İbrahim Safi tablosu.
Şaşkınlığım karşısında arkadaşım gülümsedi:
- Bizim yüzbaşı resim meraklısıdır da...
Birden, ülkenin karanlığı ışıdı. Ağır kış, yaz, Bayburt, Cihangir oldu.
Sevgili, garip ülkedir şu Türkiye, ne karanlıklardan nice aydınlık, ne çoraklıklardan nice vaha fışkırır.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Albaya verilen ceza belli oldu!
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- Mahruki yine yandı
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Özel görüşmenin ayrıntılarını açıkladı!
- Kılıçdaroğlu mahkemeye davet etti!