Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Anlayan Var mı?

11 Haziran 2011 Cumartesi
\n

Seçime şunun şurasında saatler kaldı.

\n

Bu akşamdan itibaren kampanya sona erecek, yarın da yurttaşlar sandık başına gidecek.

\n

Kuşkusuz sandık demokrasinin en önemli unsurlarından biri, hatta birincisi, sandıksız demokrasi olmaz, ama yalnız sandık ile de demokrasi olmaz.

\n

Bunu söyleyenler, sandığın önemini küçümseyip, onu görmezden gelen bir sistem önermek veya sandık sonuçlarına saygısızlık etmek niyetinde değiller.

\n

Yalnız sandıkla demokrasi olmazdiyenlerin anlatmak istedikleri, sandıktan birinci çıkanın da, belirli sınırlamalara tabi olması gerektiği.

\n

Bir ülkeyi kimin yöneteceğini, tabii ki o ülke insanlarının oyları belirleyecek, ama sandıkta belirlenecek olan yöneticilerin uymaları gerektiği kurallar da var. Onlara uyulmadığı takdirde, demokrasiden söz etmek mümkün değil. Başka bir deyişle bir rejimin demokrasi olabilmesi için sandık tek başına yeterli değil. Ya da daha da başka bir deyişle, sandık demokrasinin zorunlu koşulu ama yeterli koşulu değil.

\n

Neyse, bir dönem daha bu gerçeği algılamakta zorlanan bir iktidarın yönetiminde olacağız gibi görünüyor.

\n

Oysa, Türkiye önümüzdeki haftadan başlayarak, gerçek anlamda çözüme ulaştırılması büyük çapta toplumsal mutabakat gerektiren sorunlarla baş etmek durumunda kalacak.

\n

***

\n

Türkiyenin sonuçlar belli olduktan sonra, artık daha fazla ertelemesine imkân olmayan sorunların başında Kürt sorunu geliyor.

\n

Seçim kampanyası sırasında, Kürt sorunu olmadığını, ancak Kürt kökenli vatandaşların sorunu olduğunu ileri süren Başbakan yanılıyor.

\n

Kürt sorunu var. Ve bu sorun yalnızca Kürt kökenli vatandaşların sorunu değil, bütün Türkiyenin sorunu.

\n

Kürt sorununa toplumsal yaklaşımda, olumlu yol alınmıştır.

\n

Şu temel gerçek anlaşılmıştır:

\n

Kürtlerin istemlerini görmezden gelerek bu sorunu çözmenin, onların önerilerine kulak asmadan bir yere varmanın imkânı yoktur.

\n

Ancak Kürt sorununun bütün Türkiyenin sorunu olmasının doğal sonucu olarak şu gerçeği de görmek zorundayız:

\n

Mademki, sorun bütün Türkiyenin sorunudur. O zaman yalnızca ülkenin bir bölümünün onayı ile sorunu çözmek mümkün değildir. Genel mutabakat da zorunludur.

\n

Yani sorunun çözümünde, Kürt Türk, etnik kökeni ne olursa olsun, tüm vatandaşların geniş çaplı mutabakatı şarttır.

\n

Sorunun çözümü için belki bir anayasa değişikliği de, gerekecektir.

\n

Böyle bir değişikliğin de gerçekleşebilmesi için de geniş çaplı mutabakat zorunludur.

\n

***

\n

Herhalde, kökeni ne olursa olsun, vatandaşların çok büyük bir bölümünün üzerinde birleşmediği değişiklikleri yürürlüğe koyarak, devletin şeklini, yapısını değiştirmek söz konusu olmayacak, kimse böyle bir girişimi denemeye bile kalkmayacaktır.

\n

Başbakan da, seçim konuşmalarında, yeni anayasayı geniş bir mutabakat zemini üzerine oturtacaklarını açıklamış bulunuyor.

\n

Ne var ki, Tayyip Bey 2007 seçimleri sırasında da, Çankayaya seçilecek kişi üzerinde uzlaşma arayacaklarını söylemiş, seçim sonuçlarının belli olmasından sonra yaptığı balkon konuşmasında ise, herkesin başbakanı olacağını ileri sürmüştü.

\n

Ama, ne yazık ki, bu vaatlerin hiçbiri gerçekleşmemiştir.

\n

Bu defa da aynı şeyin olmasından korktuğumu belirtmeliyim.

\n

Hayır olmazdiyenlere de kaçınılmaz olarak şu soruyu sormak zorundayım:

\n

- Başbakan yeni anayasa için madem mutabakat arayacak, o zaman referandumsuz değişiklik yapacak olan çoğunluk konusunda neden ısrarlı?

\n

Bu ısrarın nedenini anlayan, bu sorunun yanıtını bilen varsa beri gelsin!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları