Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Akıl kârı mı?

19 Nisan 2016 Salı

Aziz Nesin adı deyim olmuş yazarımızdır. Ne zaman çarpıklığı, gülünçlüğü ayyuka çıkmış bir olay olsa hemen “Aziz Nesinlik olay” denir. Aziz Nesin’in yaşamı da “Aziz Nesinlik olay”lar açısından zengindir. Bunlardan biri de 1949 yılında arkadaşı, yoldaşı Rıfat Ilgaz ile birlikte, İran Şah’ına hakaretten 6 ay hapis cezasına çarptırılmasıdır.
Aradan yıllar geçecek, bu defa 1960 yılında Akis dergisinin sorumlu müdürü Kurtul Altuğ aynı suçtan hapse girecektir.
Durun! “Tam Türkiyeye özgü olay, böyle bir şey başka nerede görülür?” demek için acele etmeyin! Çünkü yabancı devlet başkanlarına hakaret suçu başka ülkelerde de var ve şu sırada da Almanya’da gündemde. Konunun gündeme gelmesinin nedeni Almanya’nın zıpırlıklarıyla da tanınan komedyenlerinden Jan Böhmermann’ın ZDF’de yayımlanan Erdoğan’a yönelik hicviyesi.
Hakaretin sınırlarını zorladığı, hatta aştığı söylenen şiir dolayısıyla Tayyip Erdoğan şikâyetçi oluyor. Alman Ceza Yasası’nın 103. maddesi de bu suçu tanzim ettiğinden, Cumhurbaşkanı’nın şikâyetinin kovuşturmaya yol açması mümkün. Kovuşturma için yalnızca bakanlığın izni şart.
Tayyip Bey’in bastırması sonucunda koalisyon ortağı SPD’nin karşı çıkmasına rağmen Merkel savcıya gerekli izni veriyor.
Şimdi Almanya’da herkes, müşteki Tayyip Bey ile komedyen Böhmermann’ı konuşuyor.

***

Yargının sonucunu beklerken hemen söyleyeyim ki Tayyip Bey’in Böhmermann’ı şikâyeti hiç de akıl kârı değil.
Her şeyden önce Almanya ve bütün dünyada, daha şimdiden çok olumsuz bir hava oluştu.
Almanya’da Merkel’in partsi CDU yandaşlarının bile yüzde 62’si Şansölye’nin bu izni vermekle yanlış yaptığı görüşündeler.
Böhmermann hakaret sınırlarını aşsa bile kamuoyu olaya ifade özgürlüğü açısından yaklaşıyor.
Nitekim Merkel de ağırlığını koyup yargılanma iznini verirken, kamuoyundan gelen baskılar karşısında 103. maddenin kaldırılacağını vaat etmiş bulunuyor.
Bir tepki de benzeri bir madde ceza yasasında bulunan Hollanda’dan geliyor. Onlar da söz konusu maddeyi kaldıracaklarını açıklıyorlar.
Bu arada kimse Böhmermann’ın hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkûm olacağını düşünmek bile istemiyor.
Bizim dilimize bile girmiş bir deyimdir, “Berlin’de yargıçlar var” sözü.
Bu durumda Erdoğan’ın şikâyeti neye yarayacak?
Bizzat Erdoğan açısından bir şeye yaramayacak, zaten Almanya ve tüm Batı kamuoyunda en alt düzeyde olan itibarı daha da düşecek, tabii Türkiye’ninki de beraber.
Sonuçta da artık iler tutar yanı kalmamış bir ceza maddesi de tarihe karışacak. Tayyip Erdoğan’a vurmak Avrupa’da daha da prim yapacağından Tayyip Bey’i hedef alan mizahi yapıtlar artacak.

***

Bu arada mizah adı altında hakaretlerde de artış izlenecek.
Hiç kuşku yok ki, fikir özgürlüğünden yana olmak demek, devlet başkanına hakarete cevaz vermek demek değildir.
Hiç kuşkusuz ki, herkesi olduğu gibi devlet başkanlarını da hakaretten korumak demokrasilerin görevidir.
Devlet başkanlığı makamı aynı zamanda bir toplumu, bir devleti temsil ettiğinden, ona karşı saygı talep etmek herkesin hakkı, saygı göstermek de herkesin ödevidir.
Yalnız devlet başkanına saygı istemek ne kadar doğalsa, makama bizzat devlet başkanından saygı istemek de o kadar doğaldır.
Devlet başkanlarının saygınlığına bizzat devlet başkanından daha fazla kimse gölge düşüremez.
Devlet başkanını konuşurken saygı nasıl şartsa da, devlet başkanı konuşurken de öylesine saygı şarttır.
Bu hem devlet başkanının kendi öz saygısı açısından hem de onun işgal ettiği temsil makamına göstermesi gereken saygı açısından şarttır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları