Ahmet Özgüneş

Su (29.01.2014)

29 Ocak 2014 Çarşamba

Su veya kıtlığı Ortadoğu bölgesini bir krize doğru sürüklüyor. Bu bölgede susuzluğun politik gerginliklere ve büyük çapta göçlere yol açması beklenmelidir. Geleceğin krizlerine ilk işaret Suriye’de başladı. Küresel ısınma, bu ısınmanın sonucu yüzeysel buharlaşmanın artması ve yağışların azalması ile yağış açısından zaten fakir olan Suriye’de tarım krize girdi. Türkiye-Suriye sınırının hemen güneyinde çok sayıda pınar yer alır; bu pınarlar Güneydoğu dağlarına yağan yağışın yarattığı yeraltı sularından beslenir ve kuzey Suriye tarımı için hayat kaynağıdırlar. (I. Dünya Savaşı öncesi Almanlar Bağdat Demiryolu’nu yaparken az sayıda köprü yapmak için yolu bu pınarların kuzeyinden geçirdiler; Lozan ile demiryolu sınır olunca su kaynakları Suriye’de kaldı.) Güneydoğu bölgemizde yeraltı suları kullanılarak sulama artınca bu pınarların su üretimleri ciddi oranda azaldı ve sulamanın yarattığı tuzlu drenaj suları ile su kaliteleri bozuldu. Sayılan bu faktörler bir araya geldiğinde Kuzey Suriye tarımı ciddi oranda zarar gördü ve bir milyonu aşkın çiftçi şehirlere göçtü. Suriye’deki Sünni ayaklanmasını başlatan, bu işsiz ve aç kitleler olmuştur.
Arap Yarımadası, Irak, Lübnan, İsrail ve Suriye’yi içine alan bölge, dünyanın en su fakiri kesimlerindendir. Bölgede yağışlar düşüktür. Hızlı artış sonucu toplam nüfusu 140 milyon kişiye ulaşan bu bölgede su giderek artan bir gerginlik kaynağı olacaktır. Bölge ülkelerinin tamamı yeraltı sularını tüketmektedir; yeraltı su seviyeleri düşmüştür, bazı yerlerde tarihi sular denilen ve milyonlarca yıl içinde oluşmuş çok derinlerdeki sular kullanılmaktadır. Bölgeden doğan akarsular az sayıdadır ve yıllık akıttıkları su miktarı düşüktür; Şeria Nehri 1.3 milyar m3, Asi Nehri 1.0 milyar m3, Litani Nehri 0.9 milyar m3 su akıtmaktadır. Buna karşılık suyunun tamamı Türkiye topraklarından gelen Fırat Nehri’nin yıllık debisi 35 milyar m3, başta Türkiye, Irak ve İran’dan su alan Dicle Nehri’nin debisi 70 milyar m3’tür. (Güneydoğu sulama sistemleri tamamlandığında Fırat’ın sınırda akıtacağı su yılda 15 milyar m3 olacaktır. Küresel ısınma ile verilen debilerin azalması beklenmelidir.) Önemle vurgulanması gereken nokta en büyük akarsu olan Dicle’nin su topladığı alanların tamamının Kürt çoğunluğu olan bölgeler olmasıdır. Küresel güçlerin Kürdistan kurulmasına olan ilgilerinin arkasında yatan bir sebep de Dicle sularını kontrol etme isteğidir.
Bölgede nüfus hızla artmaya devam ediyor, yeraltı suları tükeniyor, küresel ısınma bir yandan buharlaşma ve su kaybını artırırken bir yandan da yağışları azaltıyor. Bu negatif faktörler altında bölge su ihtiyacını nasıl karşılayacak? Petrol zengini şeyhlikler ellerindeki bol petrolü ziyan etme pahasına deniz suyunu arıtarak su ihtiyaçlarının bir kısmını karşılıyorlar; petrolleri tükenmeye başladığında onlar dahi bu teknolojiden vazgeçmek zorunda kalacaklardır. Gelecekte bütün bölge ülkeleri Fırat ve Dicle sularından faydalanmak isteyeceklerdir. Su paylaşma taleplerinin nasıl çözüleceği belli değildir. Su, bölge politikasında önemli roller oynama potansiyeli taşıyor.
Fırat ve Dicle nehirleri şüphesiz Türkiye’nin bir zenginliğidir. Güneydoğu Anadolu tarihte “Verimli Hilal” olarak adlandırılan bölgenin kuzey yayını oluşturuyor. Bu bölgenin geniş ve verimli topraklarının tamamı sulandığında büyük bir tarımsal üretim oluşacaktır. Türkiye yıllık ortalama 635 mm. yağışı ve geniş toprakları ile Avrupa’nın Norveç’ten sonra ve Fransa ile birlikte en çok toplam suyu olan ülkesidir. Ancak bu bilgiler bizi yanıltmamalıdır. Küresel ısınma Türkiye’yi de etkileyecektir. Türkiye nüfusunun yarısı Batı kıyı şeridinde ve bu şeride komşu kesimde, ancak Yunanistan büyüklüğünde bir alanda yaşıyor. (Yunanistan nüfusu 11 milyon) Türkiye sanayisinin neredeyse tamamı, en önemli tarım sahaları bu bölgede yer alıyor. Akdeniz iklimi içinde yer alan bu bölgede tarım geniş ölçüde sulamaya dayanıyor. Yeraltı suları giderek azalıyor ve kirleniyor. Türkiye, Batı bölgesinde bir su sorunu ile karşı karşıyadır. Bölge ülkeleri içinde yalnız İsrail elindeki kıt su kaynaklarını optimum tarzda kullanıyor. Türkiye benzer bir uygulama başlatmalıdır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Su (29.01.2014) 29 Ocak 2014

Günün Köşe Yazıları