Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Dualarla Kurulan Devlet...
Sayın Başbakan, yılbaşı nedeniyle yaptığı “Millete Sesleniş” konuşmasında: “Bu devlet, dualarla kurulmuştu…” dedi.
Sözünü ettiği, yirmili yılların başında Ankara’da “dualarla” kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ydi.
Ancak Sayın Başbakan, tarihe de indi. Yine “dualarla” kurulmuş olan Selçuklu İmparatorluğu’nu ve Şeyh Edebali Hazretleri’nin ettiği duaların gücüyle vücut bulan Osmanlı İmparatorluğu’nu da andı.
Bir “Millete Sesleniş” konuşması çerçevesinde verilen bu kısa tarih dersinin Türkiye Cumhuriyeti’ne ait bölümünde, “Milli Mücadele”den ve “Mustafa Kemal” adından söz edilmesine gerek duyulmamıştı.
Çünkü önemli olan, dualardı.
Tıpkı “Tanzimat Fermanı” diye de anılan “Gülhane Hattı Hümayunu”nun da ruhu gibi.
1839’da yayımlanan ve bir padişah fermanı niteliğini taşıyan Gülhane Hattı Hümayunu’nun ilk paragrafı, aynen şöyledir: “Yüce devletimizin, kuruluşundan beri Kuran ve şeriat ilkelerine uygunluğundan saltanat güçlü, halk da mutlu olmuştur. 150 yıldan beri ise bunun tersi yapıldığından zayıflık, yoksulluk ve çöküş baş göstermiştir. Oysa şeriat kurallarına uymayan devlet payidar olamaz.”
Yukarıdaki paragrafta sözü edilen 150 yıl, Osmanlı’nın hızla yükselen Batı karşısında giderek artan bir hızla gerileyişinin iyice belirginleştiği zaman dilimidir. Tanzimat Fermanı’nda bu gerileyişin nedeni olarak “şeriat kurallarına uymamak” gösterilir. Buna karşılık aynı zaman dilimi içerisinde Batı’nın bilimsel devrimini tamamlayışından, Osmanlı’ya teğet bile geçmeyen bütün bir Aydınlanma Hareketi’ni yaşayışından, iktidar olgusunu bütünüyle laik yörüngeye oturtmasından hiç söz edilmez.
Sonuç, böylesine yoğun bir akıl ve mantık tutulması yaşayan Osmanlı İmparatorluğu’nun kaçınılmaz yazgısına sürüklenmesi, yani çok doğal bir yıkım sürecine girmesi olur.
1839’dan 175 yıl sonra, bir zamanların Osmanlı İmparatorluğu’nun yerine kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı, “Devletin dualarla kurulduğunu” söyleyebilmektedir. Öte yandan bu devletin Büyük Millet Meclisi’nin Sayın Başkanı Cemil Çiçek ise son on yılda bu dualara eklenen ve yalnızca Cumhuriyetin tarihinde değil, fakat bugün yaşadığımız toprakların bütün tarihinde bir eşine daha rastlanmamış yolsuzluklarla ve bunları örtbas etme çabalarıyla varılan noktayı “yargının bağımsızlığı ölmüştür”, “kuvvetler ayrılığı bitmiştir”, “Meclis işe yaramaz hale gelmiştir” ve “sabahlara kadar kanun çıkarıyoruz ama hiç uygulamıyoruz” şeklindeki saptamalarla dile getirmiştir.
Cumhuriyetimizin tarihinde bir Meclis başkanının böyle uyarılarda bulunma gereği duyduğuna ilk kez rastlanmaktadır. Peki, bu uyarıların gereğini yerine getirmek için acaba hangi duaları etmemiz tavsiye olunur?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- İstanbul'un 7 ilçesinde yarın su kesintisi uygulanacak
- 250 bin TL'nin getirisi ne kadar?
- İstanbul'da aile katliamı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- Malatya depremi: 'Endişe verici' diyerek uyardı!
- Hedefteki teğmenlerle ilgili yeni gelişme!
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Türk ordusunun Kubilaysızlaştırılması
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!