Seçim öncesi spor alanında yer alan isimler var. Olmalı ve doğaldır. Özellikle futbolun birleştiriciliği dünyada da öne alındı. Dünya Kupası’nı dikkate alırsak neyin neyle ilintili olduğu dikkat çeker olduğunu anlarız. Yani futbolun sadece bir oyun olmadığını toplumsal olgu olduğunu kabul ederiz. Ben oldum olası onu sadece bir proje olarak tek başına ele almanın yalnızlığını yaşıyorum. Olsun siyaset dünyamızda tribünlere hitap eden bu gerçekte partilerin aday listelerinde isimler görüyoruz. Alpay Özalan, Saffet Sancaklı, Ünal Karaman, Gökhan Zan ve tekvandocu İrem Yaman dönerse kontenjan olarak ilk hatırlananlardan olacak. Aslında partilerin şu anda ilk hatırlanacak adayı yok ve çok az! Bakalım Spor Bakanlığı geçmişteki gibi sosyal demokratlarda mı kalacak?

Geçmişte Spor Bakanı olan rahmetli Fikret Ünlü ilk kez beni görevden alındığımda teselli ederken kedisine bir spor ve futbol komitesini teklif etmiştim. Daha sonra faaliyete geçen bu çalışma ne durumda bilemem ama bildiğim futboldaki hazin durumdur. Benim tavsiyem doğru futbol oynamak için kendi gençlerimizi geliştirecek ve işi kim kazanırsa kazansın futbola, spora özel ciddiyet içinde bilenleri sokmaktır. Benim şahsi kanaatim futbola müsait bir toplumsal yapıyı kendi futbolcumuzu eğitip yetiştirmek adına mücadele vermektir. Gençlerin artık avantajları var. Kapasite olarak özgüvenleri çok ve iyiyi, doğruyu çabuk kapıyorlar. Yeter ki doğru eğitim alsınlar. Bu konuda tuttukları takımlar başarılı olsa da içine fanatizm katıyorlar bunun aşırısı tehlike oluyor. Siyaset özel bir alandır ve bunu sahaya sokmak yanlıştır, özellikle yabancı hocalara sığınarak!