\n

Daha önceki takımları, Beşiktaş ve Fenerbahçe, Burak Yılmaz’a bir yer bulamadı ilk onbirlerinde! Çünkü ellerindeki futbolcunun özellikleriyle zorunluymuş gibi oyun taktiği takıntısına sahip teknik adamlar, bu genç adamı değerlendiremediler. Hatta çok genç oyuncudan anlamadıkları için sabırlı olamadılar! Sonuçta Şenol Güneş Trabzonspor’da doğru teşhisle direkt kaleye gidecek Burak’a, rakip savunmanın arkasına Selçuk’un attığı uzun paslar sonucu golcülük kazandırdı. Ayrıca fuleli, kaleye dik koşu, gol vuruşu ve kafa vuruşlarında kendini geliştiren, özgüvenle çalışan ve antrenör çocuğu olan Burak, azmedince Ulusal Takım’ın da forveti, gol kralımız oldu. Fatih Terim olanakları geniş, Galatasaray gibi kulüpte onu transfer ederken Selçuk da kadrodaydı. Sonra Elmander, Umut’la bir araya gelen Burak, zaman zaman nazlı yapısı ve çocuksu mazeret götürür görüntüsüyle gol atsa da tribün tarafından biraz inkâr edilir duruma geldi. Küskün yapısı onu bir ara kulübeye itti. Top rakipteyken lüks olunca, kesik yedi hocasından. Sonuçta bu hafta kendisini var eden, doğduğu altyapı ve lisansiye olduğu Antalyasporu’na, yani memleketine karşı iki gol atarak daha önceki Ronaldo görüntüsü yerine bu kez de Drogba imajı sergiledi. Aslında şimdi Terim’in elinde 5 forvet var. İki Drogba’sı oldu. Her ne kadar ünlüsü kadar olmasa da Burak da, stil ve benzerlikle gol becerisinde her geçen gün gerçeğine, yani yeni takım arkadaşına benzemeye başladığını bu hafta bir kez daha gösterdi. Galatasaray, Sneijder ile birlikte Drogba’nın birlikte olduğu ilk önemli karşılaşma olan Schalke karşısında Burak’a da yer verirse çok etkili derin rakip arkası paslarla beklenmeyen anda gol bulan bir takım olur. Atacakları gole ulaşmak için belli savunma planları kuran kalabalık rakip takım savunması ve kademeli iyi savunma, canlarını zaman zaman sıksa da Galatasaray beklenen değil, sürpriz gollerin takımı olacaktır. Bunun için çok gösterişli futbol oynamaya çalışan bir ekip olma özelliğinden uzaklaşabilir. Sonuç ve kazanan takım olma şansını geliştirebilir. Rıdvan Dilmen’in dediği gibi Drogba olmasa da olurdu. Ama fazla mal göz çıkartmaz! Yönetici aldıysa yapacak bir şey yok. Sorarlar adama, niye oynamıyor diye? Oynatacaksın iki forvetle, yani iki Drogba ile golleri atacaksın ve yarış ikili arasında rekabete dönüşecek. Bizim gencimiz Burak, biraz da elini kolunu iyi kullanarak suskun, ama hakemlere saygılı, ayakları, kafası konuşan, hatta zaman zaman ağabeyi Drogba’ya da gol pası veren, beceride sakin oynarsa çok şey kazanacak ve kralımız olarak anlaşılacaktır.Şimdi top Terim’de. İki Drogba’lı kadrosunu oynatsın ve diğer futbolcularını da darıltmadan yararlı, formda tutsun. Hiçbir teknik adam onun şansına sahip olamadı bu ülkede.