Süper Kupa için Kâzım Karabekir Stadı’nda karşılaşan ezeli rakipler gerçekten futbol oynamak için iyi mücadele verdiler. Ancak bu 90 dakikanın kalitesini bozan görüntüler de vardı. Öncelikle tribünlerin hali, oynanacak lig için hiç umut verici olmadı. Cüneyt Çakır’ın ilk yarıda sakin, hatasız, ikinci yarıda ise zaman zaman futbolcuların etkisinde kaldığını gördük. F.Bahçe’de Kuyt’ın takım için çok başarılı bir profesyonel olarak görüntüsü, dikkat çekti. G.Saray’da Umut gollerini atarken iyi bir transfer olduğunu gösterdi.

Hamit durgun, Elmander etkisiz, Engin ise bu takıma yakışmayan bir oyuncu kimliğini ortaya koydu. Takımın en iyisi Emre Çolak desek yanlış olmaz. Umut’un fırsatçılığı, Kuyt’ın F.Bahçe’yi ateşleyen çabaları, Alex’in sakin ama usta görüntüsü F.Bahçe’de dikkat çekerken defansın göbeğinde Egemen ve Bekir uyumsuzdu. Son 20 dakika kartların neredeyse havada uçuştuğu bir süreçti. Hele Engin’in hakeme yaptığı hareketin terbiyesizlik olduğu kadar onu futbola kazandırmaya çalışan Fatih Terim’e de önemli bir darbe olabilir. Bu tür futbolcular, ligimizde tribündeki atmosfer de düşünülerek görev almamalı.

F.Bahçe’de Volkan’ın oyundan çıkması sonrası yediği gol Mert adına şanssızlık olarak sayılırken Muslera’nın formsuzluğu dikkat çekti. Açıkçası F.Bahçe belki de kaybedeceği bir karşılaşmada son 25 dakikaya 10 kişi kalan rakibi karşısında avantajlı olması gerekirken G.Saray’ın daha diri olduğu dikkat çekti. Ancak uzatmalara endekslenen F.Bahçe son dakikada Caner’in yarattığı penaltı ile oyunu kaybederken gerçekten gergin karşılaşmanın tuzu biberi oldu. Ne var ki Cüneyt Çakır’ın oyun içindeki otoritesini zedeleyen görüntülerin, futbolcuların kazanmak adına kontrolsüz ve disiplinsiz davranışları aslında heyecanlı ve zevkli geçmesi muhtemel karşılaşmayı bir ölçüde yıprattı. Son dakikada F.Bahçe ve G.Saray’ın kaçırdığı gol pozisyonlarına karşın oyun F.Bahçe’nin yenilgisiyle son buldu. Karşılaşma sonunda bugün toprağa verdiğimiz Rahmetli Erol Togay uğurlanırken zamanında ona kafa atan arkadaşı Fatih Terim G.Saray’ın kulübesinde takımını yönetiyordu.

\n\n