Adnan Dinçer

Boşa mı aktı?

01 Nisan 2022 Cuma

TFF, 80’li yıllarda beni bürosuna futbolun altyapısını teslim için davet etmişti. Başkan geçen hafta vefat eden Yılmaz Tokatlı’ydı. Yapılan teklife teşekkür ederken birlikte yıllarca çalıştığım hocamla görüşüp işin başına onu getirmelerini rica etmiştim. Israrımla ertesi gün hocamızı, kendisini beğenen Ayhan Şarman, Rahmi Magat ve Kemal Kaya’nın da olduğu yönetimle 2 saati aşan görüşme sonucu oraya getirdim. Kapıdan çıkışında beni çağırdılar. Mali konuda anlaşamamışlardı. Sabri Haktan ve Sebahattin Tunç, “Türkiye’de futbol yok bari şu adamlara şeref tribünü karşısındaki duruş ve selamı öğret yeter” demişti. Cevabım, “Bunu düzeltmek benim için 5 dakika. Ama ben size futbol da oynayan bir takım yaratacağım” oldu.

Kolları sıvadım o hafta lig maçlarını  tatil ettirdim. Seçtiğim kadroyu kampa aldım. Yeni oyun anlayışıyla çalıştırdığım takımı hazırladım. Yağışlı hava nedeniyle tehir edilen maç salıya alındı. Genç futbolcularım kazanma hırsı ve motivasyonuyla çıkıp oynadı. İlk yarı golsüz bitti ama müthiş baskı onları yordu. Motivasyon cümlem, “Çocuklar eğer gözünüz kararır ve topu kazanmak için verdiğiniz mücadelede yorgunluk hissederseniz göğsünüzdeki Ay-Yıldıza bakın” olmuştu. 1-0 kazanmış ve gururla odaya girerken, sevinç gözyaşlarıyla kapıda bekleyen Yılmaz Tokatlı’nın tebriğini kabul etmiştim. Yeni bir futbol dönemi başlıyordu ülkemizde.

Filizlenen yeni futbol dünyamızda salı günü oynanan karşılaşmada sadece ter akıtmak ve mücadeleyle anlamlı bir başarı vardı. O gençler birer kahramandı. Daha sonra gol yemeden sürdürülen başarı, Finlandiya’daki Avrupa şampiyonasına gitme ve hazırlık kampı aşamasındayken, son anda yerime ünlü bir futbolcu olarak çocukluğumun idolü Lefter Ağabey’i getirmekle son bulduğunda her şey bitmişti. Lefter Ağabey beni yücelten bir davranışla güzel açıklamalar yaparken, ben de başarılı olmam nedeniyle herkesin sahip çıkacağını sandığım bu gururu neden  yaşatmadılar diye hep düşündüm. Daha sonra yine zaferlere ve yeni futbol düzeninin başarısını sürdürme şansı yakaladım. Gençler yetiştirdim. Bir ömür tükettim. Bunu ülkem için yaptım. Hâlâ da öyle devam ediyorum. Bir gün Metin Oktay Ağabey bana “Üzülme. Hayat hoş ama boştur!” demişti. Öyle mi bilmem!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İşimiz oldukça zor 15 Aralık 2024
Rol çalıyorlar! 10 Aralık 2024
İddiasız derbi! 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları