Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Müzmin bekârla ittifak ne olacak?

16 Ağustos 2020 Pazar

Gezi Direnişi sırasında Başbakan olan Erdoğan, protestolara katılanları marjinal” olarak nitelemişti. Demokrasi ve adalet istemek marjinallik ise ben de marjinalim dedim.

Geçen aylarda İzmir Asayiş Şube Müdürlüğü’nün bir seminerinde hayvan haklarına ve çevreye duyarlı olanlar potansiyel “terörist” ilan edildiğinde, “Bu durumda ben de teröristim” dedim.

Bu yılın başında AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, 30 yaşını aşmış ama evlenmemiş vatandaşları “büyük tehlike” olarak damgalamıştı. O zaman “Ben de ‘Evde Kalmışlar Terör Örgütü’ üyesiyim!” diye yazdım.

Şimdi de AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Aile Kongresi’nde yaptığı konuşmada, tek başına yaşayanları “marjinal” ilan edip “sıkıntı kaynağı” olduklarını söylemiş.

Ben de yalnız yaşıyorum.

Demek ki, “Evde Kalmışlar Terör Örgütü” üyesi, marjinal, sıkıntı kaynağı bir yurttaşım ve büyük bir tehlikeyim!

Merak ediyorum. Bundan sonra hangi gruba dahil edilerek ötekileştirileceğim, yeni sıfatım ne olacak...

Numan Kurtulmuş’un konuşması epey ilginç. O da evlenme yaşının yükselmesini dert edinmiş. Söylediğine göre tek başımıza yaşayarak aile kurumuna zarar veriyormuşuz ve böylece milletlerin geleceğini ortadan kaldıracak en sinsi virüsü yaratıyormuşuz...

Aşırı bireyciymişiz!

Aşırı hazcılık akımına kapılmışız!

Yalnız aklıma bir şey takıldı. Kendimi örnek alırsam devlet yetkililerinin tanımlamaları birbiriyle çelişmeye başladı: Bireyciysem nasıl hak mücadelelerine ve çevreye duyarlı olabilirim? Burada bir tutarsızlık oldu...

Bir de “aşırı haz” derken neden söz ediliyor acaba? Bunu biraz daha açıklayabilirler mi?

Numan Kurtulmuş için sıkıntılı sorular

Numan Kurtulmuş’a da bazı sorularım var. Umarım okur ve yanıtlar:

Çocuk yaşta zorla evlilik yaptırılanlar da sizde sıkıntı yaratıyor mu? Yoksa çocukların hayatı karartılırken “dinen uygun” olduğunu iddia ederek konuyu kapatıyor musunuz?

Evlenip erkek şiddetine uğrayan, katledilen kadınların olduğu bir ülkede İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırmayı hedeflerken hiç mi sıkıntı duymuyorsunuz?

Evlenmemiş vatandaşların sisteme başkaldırabileceğinden mi tedirgin oluyorsunuz? Evlenirlerse kolay ehlileştiririz diye mi düşünüyorsunuz?

Yurttaşların medeni durumu yerine maddi durumu ile ilgilenip GEÇİM SIKINTISINA odaklanmaya ne dersiniz?

Bir insan evlenmeyi istiyor ama işi ve aşı olmadığından evlenemiyorsa o da sizin için sıkıntı kaynağı mı?

Bu cümleler partiniz AKP’nin Genel Başkanı’na ait: “Asla temsil ettiğim kamu gücünü kullanarak, kimsenin hayat tarzına müdahale sayılabilecek bir yola başvurmadım. Kurucusu olduğum siyasi partinin de bu yönde bir girişimi, adımı hiçbir zaman bu noktada olmamıştır.”

Bir insanın evlenmemeyi tercih etmesi, yaşam tarzı ile ilgilidir. Temsil ettiğiniz kamu gücünü kullanarak bekâr vatandaşları “virüs yaratıcısı, sıkıntı kaynağı, marjinal, aşırı bireyci, aşırı hazcı” olarak nitelemeniz, doğrudan yaşam tarzına müdahaledir. Partinizin her konuda bu kadar tezat açıklamalar yapması sizde sıkıntı yaratmıyor mu?

İnsanların yalnız yaşaması, aile kurumunu yıpratıyor ve bu da milletlerin geleceğini ortadan kaldıracak en sinsi virüs” diyorsunuz. Bu durumda yalnız yaşayanlar, ülkenin geleceği için en büyük tehlike ise Cumhur İttifakı çökecek mi?

Zira Devlet Bahçeli de müzmin bir bekâr!

Ve gerçek bir SIKINTI kaynağI!

Yoksa bu acayip konuşmaların altından 30 yaşını aşan bekârlara ek vergi paketi mi çıkacak? Malum AKP söz konusu olunca insanın aklına böyle düşünceler geliyor...

Son soru: Bunca sıkıntının içinde böyle saçma bir gündem oluşturarak SIKINTI yaratmayı sürdürecek misiniz?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları