Zeynep Oral
Zeynep Oral zeynep@zeyneporal.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Yarını beklerken

22 Nisan 2021 Perşembe

Ulusal Egemenlik Günü’nü dünya çocuklarına adamış kaç lider var? Ya da yeryüzünde hiç var mı ki? Yok işte yok!

23 Nisan 1920’yi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşunu, ülkenin geleceğine, yarınlara, çocuklara armağan edilmiş bir şenliğe, şölene, bayrama dönüştürmek, Atatürk’ün yaratıcılığının, dehasının eseriydi.

Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının 101 yıl önce kurduğu o Meclis, sembolik bir hal almış olsa da, günümüzde TBMM kimilerince yok sayılsa da, Meclis işlevini keyfi yönetime bıraksa da, artık egemenlik ulusun değil de cemaatlerin olsa da ben bu karşıdevrimin bir gün mutlak durdurulacağına inanıyorum. O nedenle “Yarın 23 Nisan” derken yarınların daha güzel olması için çocukları yetiştirenlere seslenmek istiyorum. 

Çocukları kucaklarken

Yarın çocuklarınızı kucaklarken, o sarılmanın içine mutlak “Seni çok seviyorum, dünyalar kadar seviyorum”u yerleştirin. Kaç yaşında olursa olsun hiçbir çocuk sevgiye doymaz, doyamaz. O nedenle bunu sözle de söylemek iyidir…

O kucaklamaya, ona inandığınızı, güvendiğinizi sıkıştırın! Onunla dayanışma içinde olduğunuzu gösterin.

Oyun oynamanın keyfini, çayırda çimde yuvarlanmanın sevincini, top peşinde, uçurtma peşinde, düşlerinin peşinde koşmanın coşkusunu birlikte yaşamaya bakın! Hayal kurmanın, risk almanın, düşlere sahip çıkmanın güzelliğini anlatın onlara…

Can Yücel’den ödünç alarak “Martılar ki sokak çocuklarıdır denizin” deyip özgürlük özlemini, bağımsızlık özlemini yerleştirin yüreklerine.

Şiddeti dışlama 

Çocukları, bir gün olsun şiddet sarmalından, öfke ve kin kısırdöngüsünden kurtaralım. Sonra o bir günü çoğaltalım. Bakarsınız, çocukları alıştıracağız derken, kendimiz alışıvermişiz şiddete karşı şiddet dışı yollar, yöntemler denemeye…

Güvenliğin, asla şiddetle sağlanamayacağını yerleştirelim kafalarına. Şiddetin sadece şiddet doğuracağını da… Şiddetin yalnız yumrukla, taşla, sopayla, kaba güçle değil, sözle yazıyla, duruşla tavırla da ilintili olduğunu en küçük yaşta, belleklerinden bir daha çıkmayacak şekilde yer etmesini sağlarsak belki daha güzel bir dünya yaratabilirler.

Kendisi gibi olmayanı, kendisi gibi düşünmeyeni, konuşmayanı, kendisine benzemeyeni tanımasını, anlamasını, daha çok soru sormasını, yanıt aramasını, kendini “ötekinin” yerine koymasını öğretin ki büyüyünce sağa sola, “vatan haini” yaftasını yapıştırmasın. Öğretin ki bir güruha, cemaatlere katılmak yerine sorgulamayı, tartmayı, tartışmayı, eleştirmeyi, düşünmeyi yeğlesin…

Büyükler de yanılır

Arada sırada ya da sık sık, hele yarın mutlaka “büyüklerin” de saçmaladıklarını gösterin onlara. Büyüklerin her söylediği illaki doğru değildir. Büyüklerin de yanlış yapabileceklerini anlatın onlara. Anlatın ki eleştirel düşünceyi devreye sokabilsinler…

Anneyseniz, babaysanız, bugün bir kez daha, çocuklarınızın size hiç ama hiçbir borcu olmadığını anımsayın. Onların “borçları”, kendi çocuklarına olacaktır.

Ün, şan, şöhretin değil, emeğin, insan olma onurunun bir erdem olduğuna inandırın onları. 

Bugün çocukların yüzlerine gülerek bakıp onları kucaklarken bir de bakmışınız, kendi içinizdeki çocuğu yakalayıvermişsiniz. İçinizdeki çocuktan da sakın vazgeçmeyin. Onu aklınızdan, yüreğinizden hiç eksik etmeyin.

Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız daha güzel günlere yol açsın!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın tiyatro 15 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları