Zeynep Oral
Zeynep Oral zeynep@zeyneporal.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Yaşasın tiyatro

15 Aralık 2024 Pazar

Sevgili okurlar, siz bu yazıyı okuduğunuzda ben Eskişehir’de olacağım.

Çok güzel, sevinçli bir nedenle buradayım. Ama aynı zamanda da buruk bir sevinç. Doğrusu eğer ömrü yetseydi, sevgili Genco Erkal da bugün bizimle burada olacaktı. Çünkü dün (cumartesi) Eskişehir’in tarihi Odunpazarı bölgesinde büyükşehir belediyesi tarafından hayata geçirilen Sanat Sokağı’nda, Şehir Tiyatroları Sahnesi, “Genco Erkal Sahnesi” olarak hizmete açıldı. Genco Erkal adını bir tiyatroya veren ilk kentimiz Eskişehir oldu! Teşekkürler Eskişehir! Teşekkürler efsanevi başkan Yılmaz Büyükerşen Hoca, teşekkürler başkan Ayşe Ünlüce...

GENCO ERKAL SAHNESİ

Eskişehir’deki Sanatçılar Sokağı’nın her köşesine, sanat ve sanatçı dostu Yılmaz Hoca’nın eli değmiş. Bu sokakta onun emeği sonsuz. İşte bu sokaktaki tiyatronun açılışı nicedir planlanmış, hatta açılışa Genco Erkal da katılmaya söz vermişti.

Hayır, Genco Erkal açılışa katılamadı ama kızı Ayşe Erkal, tiyatro eleştirmeni dostları Seçkin Selvi, Dikmen Gürün ve ben; Eskişehir Şehir Tiyatrosu oyuncuları, müzisyenleri Ercan ve Gökhan Çağıran, Deniz Doğangün onu Genco Erkal Sahnesi’ne taşıdık. Gerek Yılmaz Hoca’nın, gerek Ayşe Ünlüce’nin konuşmaları ve Selçuk Metin’in “Genco” belgeseliyle Genco Erkal’ı yeniden kucakladık.

Tiyatronun fuayesinde Yılmaz Büyükerşen’in Genco röliyefi/heykeli ve bir de Genco Erkal’ın şu sözleri yer alıyor:

“Her şeyimi Cumhuriyete borçluyum. Aklım, fikrim, vicdanım, dünya görüşüm, bağımsızlık, özgürlük, barış tutkum, laiklik, insan hakları, kadın erkek eşitliğine inancım, insan emeğini en yüce değer kabul edişim, sanatın gücüne yürekten bağlılığım, hepsini ve daha fazlasını Cumhuriyete ve Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyum. 100. yılda 100 bin kere teşekkür ediyorum.”

TİYATRO ELEŞTİRMENLER BİRLİĞİ

Bütün bu hafta sanki bir tiyatro şöleni gibiydi. Haldun Dormen’in 70. sanat yılı kutlamasını sizlerle paylaşmıştım. Bir akşam önce başka bir kutlama daha vardı. TEB (Tiyatro Eleştirmenleri Birliği) Ödülleri 2024. Ödüller çoktan açıklanmıştı. O gece farklı kuşaklardan tiyatrocuların buluşması gerçekleşti!

1978’de, Doğu Berlin’de, Brecht’in tiyatrosu ve evi sayılan Berliner Enseble’da bir grup yabancı tiyatro eleştirmenini tanımamla başlamıştı serüven... Bana “Madem Tiyatro eleştirmenisin, neden örgütlenmiyorsunuz?” diye sormaları yetmişti kıvılcımı yakmaya.

Türkiye’ye döndüğüm gün kolları sıvamış, bugün hayatta olmayan Lütfü Ay, Metin And’la ilişkiye geçmiş, bir avuç meslektaşımı bir araya getirmiştim. O bir avuç insanın olağanüstü çabalarıyla... Durun öyle kolay olmadı. Araya 12 Eylül faşizmi girdi. Resmi değilse de gayri resmi (illegal mi desem) örgütlenmiştik. Sanki dernek gibi çalıştık. 12 yıl sonra legal TEB derneğimizi kurabildik!

Nicedir TEB’i gençler yürütüyor, çok da başarılılar. Ödül töreninin açılışını yapmamı istediler. Özetle şunları söyledim:

“Bugün, muhalif olmanın, ‘sakıncalı’; eleştirel bakmanın ‘düşmanlık’; farklı düşünmenin, ‘hainlik’ diye nitelendirildiği bir ortamda eleştirel tiyatro yapmakta direnenlere ben ‘kahraman’ diyorum.

Biz tiyatro tutkunları, tiyatroya emek verenler, izleyicilerimizle birlikte biliyoruz ki sanatın özünde muhaliflik vardır, eleştiri vardır. Biliyoruz ki tiyatro, görmeyi, algılamayı, sorgulamayı, düşünmeyi, yorumlamayı, değerlendirmeyi kazandırır insana. Ve bunları bir yaşam biçimine dönüştürür.

Biliyoruz ki tiyatroya gidenler bu yüzden kolay kolay aldatılmazlar. Aldanmazlar.

Tiyatro yapanların nelerden geçtiklerini, ne bedel ödediklerini, olanaksızlıklarla savaştıklarını ve sonsuz emek verdiklerini de biliyoruz.

Bilmekten öte inanıyoruz ki düş gücü sınır tanımaz. Hele yaratıcılık hiç. Düş gücü ve yaratıcılık, bilgiyle, birikimle, emekle buluştuğunda kimse önünde duramaz.

İşte bu nedenlerle tiyatro yapmakta direnenleri birer kahraman diye adlandırıyorum. Ve onlara teşekkürüm sonsuz. İyi ki varlar.

Ama bir teşekkürüm de aydınlık karanlık demeden tüm olumsuz koşullara karşın o tiyatroları izleyen, oyunlar üzerinde düşünen, yorumlayan, izleyiciyle sahne arasında köprüler ve iletişim kuran tiyatro eleştirmenlerine ve örgütlenmenin gücüne her daim inananlara. İyi ki siz de varsınız.”

Brecht’in sözünü şiar edinelim: “Tüm sanatlar, sanatların en büyüğü olan yaşam sanatına katkıda bulunur.” Yaşam sanatımıza katkıda bulunanlara minnettarım! Yaşasın tiyatro!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın tiyatro 15 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları