‘Homeland’ nihayet IŞİD’i gördü!

08 Ekim 2015 Perşembe

Kurtlar Vadisi için anafikir cümlemiz malûm; “biz battıkça o çıkışta” diyoruz hep... Homeland için de buna benzer mahiyette şu cümle kurulabilir: Dünya battıkça o çıkışta!..

Bir ajanlık/karşı-ajanlık, terörizm/karşı-terörizm kurgusunda “CIA’cılık-Cihatçılık çekişmesi” olarak kültleşmiş dizi, yeni başlayan 5’inci sezonuyla nihayet “Suriye ve IŞİD” kazanına daldı. “Nihayet” diyorum, çünkü bunun biraz gecikmiş olduğu kanısındayım. Sanırım geçen sezon ilk planlandığı şekilde Türkiye “set” alınarak çekilebilseydi biz 4’üncü sezonda Carrie Mathison’u (Claire Danes) Suriye-merkezli bir Ortadoğu ateşinde izleyecektik. Olmadı, Türkiye izin vermedi ve dizi geçen sene “Cihadist İslamcılık” açısından an itibarıyla “demode” mevkideki Taliban’a odaklı olarak Pakistan-Afganistan hattında ilerledi.

Sonuçta biraz geç intikal etmiş olsa da dizi bu sene Suriye-Lübnan hattında ve IŞİD’le haşir neşir gibi görünüyor. Ancak açılış, Almanya üzerinden ve bölümün adında da yansıma bulduğu üzere (“Separation Anxiety”) güzel ajanımız Carrie açısından bir “kopuş”a, bu kopuşun yarattığı “anksiyete” sorunlarına işaretle oldu.

Carrie, Berlin’de ununu elemiş ve eleğini kilise duvarına asmış formda karşımıza çıktı. Kilisede dua eden ve bir milyarder işadamına ait vakfın güvenlik müdürlüğünü yürüten eski bir CIA ajanı artık o. Ve bir sahnede, Berlin’de karşılaştığı “eski düşman” Hizbullah kumandanına ifade ettiği üzere, “Tüm bu acılara rağmen hiçbir şey değişmiyor; o yüzden devlet için çalışmaktan vazgeçtim” deme noktasında.
Ancak elbette ki bu “kopuş”tan çıkış ve (Joseph Campbell’e yâd ettirecek şekilde) bir “kahramanın geri dönüşü” yaşanacaktır. Nitekim bölümün sonuna vardığımızda Carrie’nin güvenlik müdürü olarak çalıştığı Düring Vakfı’nın milyarder başkanı ile Lübnan-Suriye sınırına doğru yola koyulacağı kesinleşir.

Dizi bize yine küresel sistem, İslâm ve terörizm bağlamında düşünce kışkırtıcı bol miktarda diyalog sunacağı vaadini daha ilk bölümde ortaya koydu. Carrie’ye olan derin duygusal ilgisinin karşılıksız kalmasının da tetiklediği bir sıçrama ile tam bir karşı-terör ölüm makinesine dönüşmüş Peter Quinn’in (Rupert Friend) iki yıl Suriye’de sıcak zeminde kaldıktan sonra Langley’deki CIA merkezinde ilgililere yaptığı konuşmadaki sözleri bu bakımdan iyi bir örnek. Kendisini orada Suriye’de gerçekte ne olduğu noktasında hoyratça sıkıştırıp bir de “stratejimiz işe yarıyor mu” diye soran görevliye önce “Ne stratejisi? Bana stratejinin ne olduğunu söyleyin, ben de size işe yarayıp yaramadığını söyleyeyim” diyen, sonrasında da odadaki derin sessizlik karşısında tam anlamıyla ağzını açıp gözünü yuman Quinn’e kulak verelim:

“- İşte tam da oradaki problem bu... Çünkü onların stratejileri var. Şu an Rakka’da on binlerce insan topluyorlar. Sivil halkın içinde saklanıyorlar ve neden orada olduklarını biliyorlar.

-Nedir o?

-‘Zamanın sonu’ diyorlar. (...) Hepsi kitaplarında yazıyor. Okudukları tek kitap. Sürekli onu okuyorlar. Asla durmadan... Sadece ve sadece tek bir sebepten dolayı oradalar: Halifelik için ölmek ve kâfirleri dünyadan temizlemek. Bu, onların stratejisi ve 7’nci yüzyıldan beri de aynı şekilde devam ediyor...”

Kendisine ısrarlı şekilde “Siz ne yapardınız” diye soran yetkiliye sabrının sınırlarının iyice zorlandığı noktada Quinn’in verdiği cevap da Samuel Huntington’un “Medeniyetler Çatışması” retoriğini benimseyenlerin ve “İslamofobi avcıları”nın ekmeğine yağ sürecek mahiyettedir:

“ - Orayı ‘re-set’lerdim!

-Yani?!

- Yani Rakka’yı bombalarla dümdüz edip otopark alanına dönüştürürdüm!..”

Yalnız dikkat! Elbette ki bu, Homeland’e hâkim ideolojik çizgi değil. Dizi ABD-CIA cenahında eleştiriyi, İslam ve “Cihadizm” bağlamında da empatiyi eksik etmedi bugüne kadar ve bu sezon da esas tematik akışın o yönde olacağına kuşku yok. Bu bakımdan bir küçük örnekle de bitirelim! Yukarıda değindiğimiz diyalogda kendisine “tüm acılara rağmen hiçbir şey değişmiyor” diyen eski CIA ajanı Carrie Mathison’a Hizbullah kumandanının cevabı şu: “Bizim gücümüz acılarımızdan çıkıyor ve sayenizde acı konusunda hiç sorunumuz yok!..”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları